Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Uyanma Görevi!
Geçen günlerde yayımlanan bir kanun hükmünde kararname (KHK) ile AKP hükümeti, Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) üyelerinin üçte birini doğrudan saptama yetkisini eline geçirmiş bulunuyor. TÜBA üyelerinin üçte birini de YÖK belirleyeceğine göre, AKP bu kurumun yönetimini tümüyle kendinde topluyor. TÜBİTAK, üniversiteler ve YÖK’ten sonra TÜBA da AKP’nin eline düşüyor.
\n***
\nTürkiye’de bilim ve siyaset arasındaki ilişkiler, geçmişte de sorunlu olmuştur. Ancak AKP ile gelen sorunlu olmanın çok ötesindedir. Yapılanlar bilim kurumlarının çalışmalarının olmazsa olmaz önkoşulu olan, özetle bağımsız çalışma ortamının ortadan kaldırılmasıdır.
\nAKP iktidarı, önce TÜBİTAK’ı, 2003 Mayısı’ndan başlayan ve iki yıl süren yasa değiştirme uğraşısından sonra 2005’te tam anlamıyla kendine bağladı. Bunu YÖK’ün ele geçirilmesi izledi. Kurulan çok sayıda devlet üniversitesi, kadrolaşmaları, mal ve hizmet alımları ve yönetim anlayışlarıyla AKP ile iyice yakınlaşmış bulunuyor. Üniversite rektörlerinin atanmasında da, öğretim üyelerinin eğilimleri neredeyse tümüyle bir tarafa bırakılıyor ve AKP’ye yakınlık esas alınıyor.
\nTÜBİTAK ve TÜBA, her ikisi de seçimlerden sonra oluşturulan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece, iki en üst düzey bilimsel kurum, bir bakanlığın birer dairesine dönüştürülmüş bulunuyor. TÜBA’nın üyelerini atama ve buradan yönetiminin AKP’ye geçmesiyle, gerçekte, yıllar önce başlatılan ve kesintisiz sürdürülen bilim kurumlarının AKP’lileştirilmesi süreci de tamamlanmış oluyor. Kurumun sitesinde yer alan şu çelişik tümce her şeyi açıklıyor: TÜBA yasası gereği, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı’na bağlı, tüzelkişiliği olan, bilimsel, idari, mali özerkliğe sahip bir kurumdur. Anlaşılan, AKP yarattığı, hem bağlı, hem özerk kurumlarla, yönetim bilimine yeni bir katkı yapıyor!
\nBilim kurumlarının özerkliğini yerle bir eden AKP kasırgası, iktidarın ustalık döneminde de yoğunluğunu arttırarak devam ediyor.
\nBurada iki noktanın altını çizmek gerekiyor. İlk olarak, elbette ülkeyi yöneten hükümetler, bilimsel gelişmeye daha çok parasal kaynak ayırarak karışır; destek olur. Ancak, geçmişte dikta rejimlerinde yaşanan deneyimlerin de kanıtladığı gibi, bilimsel bilginin üretim hücrelerine siyaset sokulursa, oradan yalnızca kısırlık ve yıkım çıkar.
\nİkincisi, binlerce yıl öncesinden başlayan bir süreç olan bilimsel gelişme, özünde, aklın özgürleşmesinin ürünüdür. Ekonomik ve toplumsal gelişmenin günümüzdeki temeli bilimsel bilgi ve ondan kaynaklanan teknolojik yeniliklerdir. AKP, bilimsel bilgi üretiminin merkezlerine el koyuyor. Buradaki ısrarın amacı ve nedeni çok açıktır: AKP anlayış ve düşüncesinde aklın özgürleşmesi kavramının yeri yoktur. Bunun her gün yaşanan onca örneği içinde yalnızca birini belirtelim: AKP TÜBİTAK’ı 2009’da Evrim Teorisi’nin babası C. Darwin’i sansür etmiştir.
\nÖzetle AKP ülkenini bilimsel düşünce temellerini dinamitliyor; ülkeyi bilimsel düşünceden giderek uzaklaştırıyor. TÜBA yayımladığı bildiride Cumhurbaşkanı’na başvurmayı kararlaştırmış. Cumhurbaşkanının, TÜBİTAK, üniversiteler, ÖSYM gibi, bilimle ilgili diğer kurumlara yönetici atamaları konusundaki tutumu, bu başvuruyu tam bir bilimsel kara gülmeceye çeviriyor.
\nAncak, yine de bilgi ile, bilgiye dayanan bir anlayışla bir çıkış yolunun bulunması gerekiyor.
\nYazıyı, Soğuk Savaş yıllarında bilim çevrelerinde anlatılan bir öykücükle tamamlayayım.
\nDünyada büyük bir atom savaşı yaşanmış. Bütün insanlar yaşamlarını yitirmiş. En son kalan, biri ABD diğeri de Sovyetler Birliği’nden iki pilot, bir it dalaşından sonra Afrika ormanlarına düşmüşler. İkisi de ölmüş. Durumu gören dişi maymun uyumakta olan erkeğini dürtmüş:
\n- Uyan demiş, anlaşılan iş yine bize kaldı; yeniden başlayacağız!
\nTürkiye’nin gerçek bilim insanlarını da böyle bir uyanma görevi bekliyor. Eğer bugün uyanmazlarsa, bilinmelidir ki sonrasında uyanmakta çok geç kalmış olacaklardır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Erdoğan belayı satın aldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!