Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tezkereden Bugüne

03 Mart 2014 Pazartesi

Ülke siyasetinin bugün içine düştüğü çukur, gerçekte, dünün gelişmelerinin doğrudan sonucudur. Dünün gelişmelerinin içinde de tam 11 yıl önce yaşanan tezkere olayının ayrı bir yeri vardır.

***

Irak’a saldırmak üzere olan ABD askerlerinin ülkemizde konuşlanmasına olanak tanıyan tezkere 1 Mart 2003’te TBMM’de beklenmedik bir biçimde reddedildi.
Çok önemli bir olaydı; ilk kez, bu ülkenin Meclis’i ABD’nin çok önemli bir isteğini geri çeviriyordu.
Dünyayı sinema filmlerinde görülen kovboy ya da kasabanın şerifi anlayışıyla yöneten ve kendisine karşı çıkanları ağır biçimde cezalandıran ABD, bu olayı, o zamanki savunma bakanının sözleriyle kendisi için bir siyasi utanç saydı.

***

Tezkerenin reddedilmesini, o zamanki CHP’nin benim de üyesi olmaktan onur duyduğum, yönetimi ve Meclis grubuyla, tek bir yumruk gibi birlikte duruşu ve bir bölüm AKP milletvekilinin katılımı sağlamıştı.
Sonrasında AKP hükümeti tezkerenin reddedilmesinden ABD gibi siyasi utanç duymuşçasına davrandı; ABD’nin her istediğini yapar duruma geldi. Tezkere ile ilgili Meclis tutanaklarının on yıllık gizlilik süresi geçen yıl sona erdi. AKP hükümeti o günlerde ABD ile yaptığı at pazarlıklarının ve diğer gizli işlerinin açığa çıkacağı korkusuyla olacak CHP’nin gizliliğin kaldırılması isteğini bir yıl önce geri çevirdi. Oysa tezkere tutanaklarının üzerindeki gizliliğin bir an önce kaldırılmasında ısrar edilmesi gerekiyor. Çünkü tezkere olayı AKP’nin şu sırada içine düştüğü bataklığa nasıl yuvarlandığı konusunda ipuçları verebilir.

***

Tezkerenin reddinden sonra olan CHP’ye oldu. Ülkede iktidarı biçimlendiren ABD, muhalefeti biçimlendirmez miydi? CHP üst yönetiminin de yetersizliklerinin katkısıyla CHP yeniden yapılandırıldı.
CHP tezkere karşısındaki dik duruşunun sağladığı olağanüstü toplumsal desteği yeterince değerlendiremedi.
CHP, partinin üye yapısını sağlıklı kılarak milletvekili ve yerel yönetim adaylarının saptanmasını ve yerel düzeyde siyaset üretimini yerel örgütlerine bırakmayı ve böylece partide demokrasi=ülkede demokrasi yaklaşımını yaşama geçirmeyi başaramadı.
Ülkede de hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler, basın-yayın özgürlüğü; üniversite özerkliği ve sosyal haklar konularında demokratik açılımların öncülüğü üstlenilemedi. Tezkerenin reddi öncelikle barış içindi; CHP bu barışçı özünü, daha önce denemeye çalıştığı ancak başarısız kalan Kürt sorununun çözümünde, yeniden siyasal öncülükle sergileyebilirdi.
Üstelik CHP üst yönetimi, parti içinden 30 dolayında milletvekilinin yaptığı demokrasi ve barış eksenli önerileri değerlendiremedi; tersine bu önerileri yapanları partiden dışlama yolunu seçti. Dışlama şimdiki üst yönetimi tarafından da sürdürüldü. O kadar ki, tezkereye ret oyu veren 178 CHP milletvekillerinin yalnızca 11’i bugün de milletvekilidir.
Sonrasında da nasıl olduğu açıklanmayan oyunlarla CHP üst yönetimi çökertildi. Bununla da yetinilmedi. Partinin düşünce yapısı iyice sağcılaşan bir çizgiye evrildi.

***

Bugün Meclis’te CHP’nin 134 milletvekili var; kuşkusuz görevlerini yapmaya çalışıyorlar. Ancak, hukuk devletini yok eden, yargı erkini yürütme erkine teslim eden son HSYK oylamasında toplam kaç milletvekili ret oyu verdi dersiniz? Yalnızca 28! Bunların kaçı CHP’liydi diye sormanın hiçbir anlamı yok.
Ya Anayasa Mahkemesi’nin, CHP’nin HSYK Yasası’nın yürürlüğünün durdurulması başvurusunu eksiklerin giderilmesi isteğiyle geri çevirmesine ne demeli?
Geçmiş, geri gelmez, ancak üzerindeki gizlilik örtüsü kaldırılan tezkere olayından gelecek için çokça ders çıkarılabilir.
CHP ülkeyi iki siyasal İslamcı akımın yıkıcı baskısından Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak kurtaracak başarıyı önümüzdeki seçimlerde göstermelidir. Bunun için parti dışı koşullar çok uygundur. Yeter ki kendisi tezkere sonrası yaptığı yanlışları yapmadan toparlanmayı başarsın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları