Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Manifesto’

07 Mayıs 2018 Pazartesi

Manifesto sözcüğüne çok güçlü bir siyasal içerik kazandıran olgu, bilindiği gibi, K. Marx ve F. Engels’in bundan tam 170 yıl önce, 1848’de yazdığı Komünist Manifesto’dur.
Dini, toplumun bilinçlenmesini engelleyen uyuşturucu sayanların yazdığı Manifesto, kapitalizmin emperyalizme geçiş aşamasını çok gerçekçi bir biçimde çözümlüyor ve çok iddialı ve kararlı bir yaklaşımla işçi sınıfının iktidar yolunu aydınlatıyordu.
İlginçtir, Soğuk Savaş yıllarında ABD’nin büyük desteğiyle komünizm düşmanlığı yaparak beslenip büyüyen ve 2002’den bu yana bu ülkeyi yöneten Siyasal İslamcılar, son günlerde, bu topuma umut dağıtmak amacıyla manifesto sözcüğüne sarılıyor.
 
AKP kaynaklı kafa karışıklığı!
AKP’nin, kuruluşunda savunur göründüğü demokrasi ve özgürlük gibi değerlere yeniden bir dönüş yapacağı uzun bir süredir dillerdedir. Daha somut olarak dün yapılan İstanbul il kongresinde bir manifesto açıklanacağı günler öncesinden kamuoyuna yansımıştı. (Abdülkadir Selvi, İşte Erdoğan’ın açıklayacağı manifesto, Hürriyet, 1 Mayıs).
AKP’nin fiziğini ve ruhunu çok iyi izlediği bilinen Selvi’nin Yeni sistemin ruhu ve söylemi olacak dediği manifestonun içeriğiyle ilgili yazdıkları şöyleydi:
(İçinde) “Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok refah olacak. Türkiye’ye daha çok demokrasiyi, daha çok özgürlüğü, refahı ve huzuru AK Parti getirecek. AK Parti’den başka bunları sağlayacak bir güç yoktur. Muhalefetin Türkiye’ye daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve daha çok huzur, refah getirmek gibi bir projesi var mı? Muhalefetin bu haliyle bunları sağlaması mümkün mü?”
Aslında bu sözlerin ipuçları çok önceden 28 Nisan’da yapılan İzmir mitinginde verilmiş, seçim propagandasının daha çok demokrasi ve tam bağımsız adalet alanlarında yoğunlaştırılacağı vurgulanmıştı. Bir taraftan da Genelkurmay Başkanı bir eski Cumhurbaşkanı’nı adaylıktan vazgeçmesi için görevlendirilmişti.
 
Yerseniz!
Muhalefetin demokrasi ve özgürlük konusundaki görüşlerini bir başka yazıya bırakarak manifestocu AKP’ye, demokrasi, özgürlük ve refah üçlüsüyle bakalım.
Çağdaş parlamenter demokrasinin doğumunda, vergileri ve harcamalarıyla bütçe hakkının özel bir yeri ve önemi vardır. AKP’nin oluşturduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) denilen rejimde, bütçe hakkı Meclis’in elinden alınmış; yasama, yürütme ve yargı, devletin işleyişinin karşılıklı denetim ve dengesini sağlayan birer erk olmaktan çıkarılmış ve tek kişide toplanmıştır. Böyle bir yapıya demokrasi denemez.
AKP, özgürlükçü olamayacağını yaptıklarıyla kanıtlamıştır. Özgürlüklerin temelinde düşünce ve ifade özgürlüğü vardır; basın yayının yüzde 90’ını yandaş basına dönüştüren; bilimsel araştırma özgürlüğü tanımayarak üniversiteyi yolunmuş kuşa çeviren ve günümüzde özgürlük alanlarının başında gelen iletişimi koyduğu yasaklarla sınırlayan bir anlayış mı daha çok özgürlük sözü veriyor?!
Hangi refah? Emeği iyice sendikasızlaştıran; OHAL ile grevleri de engellediğini övünerek açıklayan; işsizliği dayanılmaz boyutlara taşıyan ve bütçeden seçim rüşvetleri dağıtan AKP ile bu topluma refah gelmez.
Dahası, barışı, kaçak yapılara yasallık kazandırmak olarak anlayan AKP’nin gündeminde gerçek barışın yeri yoktur. Barışın olmadığı yerde özgürlükler de çok sınırlı kalır; hukuk buharlaşır; ekmek değil silahlanma öne çıkar; doğruluk, dürüstlük erdem gibi toplumsal yaşamın ahlaka dayalı bağları da kopar.
AKP’nin demokrasi, özgürlük ve barıştan o kadar uzaktır ki, açıklamalarına giydirdiği sahte Manifesto kılıfı bile onu kurtaramaz.
Cumhuriyet gazetesi olarak 94. yaşımız kutlu olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları