Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurultaylar SonrasınınSorumluluğu
CHP’de geçen hafta üst üste yapılan iki kurultayın bir sonucu var: Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel kesin zaferi. Bu sonuç, içinde çok ağır sorumlulukları taşıyor. Asıl konu bu sorumlulukların nasıl yerine getirileceğidir.
\n***
\nAyrıntıya girmeden belirtilmelidir ki, yapılan tüzük değişiklikleri, kimi yönleriyle parti içi demokrasiyi güçlendirecek özellikler içeriyor. Ancak örgütlerin güçlendirilmesi ve özellikle önseçim konusundaki açılım çok sınırlı kalıyor. Oysa CHP parti içi demokrasiyi tüm boyutlarıyla yaşama geçirerek hem diğer partilerin demokratikleşmesinin örnek öncüsü olabilir, hem de ülkede gerçek demokrasinin yerleştirileceği yönünde topluma çok güçlü bir biçimde güven verilmiş olurdu; yazık ki bu olanak kaçırılmıştır. Yine de yapılan olumlu değişikliklerin tam olarak uygulanmasına özen gösterilmesi gerekiyor.
\n***
\nİlk genel başkan seçilmesinden sonra Kılıçdaroğlu, bugüne kadar geçen yaklaşık 21 aylık sürenin, son on beş ayı boyunca, parti içinde herhangi bir örgütlü muhalefetle karşılaşmadı. Buna karşın, parti içinde büyük bir muhalefet varmışçasına, “Brütüsler, yok olacaklar; çizmemi giyeceğim” gibi söylemler geliştirilmiş; başta İstanbul olmak üzere il ve ilçe yönetimleri, kadın ve gençlik kolları sürekli olarak değiştirilmiş; örgütlerde bu uygulamadan doğan sıkıntılar neredeyse süreklilik kazanmıştır.
\nKılıçdaroğlu, bugünden başlayarak, parti içi suçlama ve uygulamalardan kesinlikle vazgeçmeli, birleştirici olmalı ve yönetiminin enerjisini dışa dönük çalışmalarda harcamalıdır.
\n***
\nCHP’nin asıl sorunu düşünsel kimlik sorunudur. Acı ve de açık bir gerçektir ki, CHP Kılıçdaroğlu yönetiminde hızla sağcılaşmış; başarısız olmuş DYP-ANAP’ın liberal çizgisine ve giderek dinci sağa yakınlaşmaya özen gösterilmiştir. Partinin kendi varlık nedeni olan Cumhuriyetin değerlerinden ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden uzaklaşıldığı izlenimi verilmiştir. O kadar ki muhalefetteki CHP, ilginçtir, hesap soran değil, kendi geçmişi sürekli sorgulanan; kendisinden hesap sorulan; günah çıkaran bir konuma taşınmış, her türlü siyasi yanlışın kaynağı yapılmış; ömrünü CHP düşmanlığıyla geçirenlerin yol göstericiliğine gereksinim duyulmuştur.
\nKurultay konuşmalarında CHP’nin geçmişine sahip çıkan tutumu ve özellikle de solcu söylemiyle en büyük alkışı alan Kılıçdaroğlu, bu söylemlerine sahip çıktığını bundan sonraki uygulamalarıyla kanıtlamak zorundadır.
\nYinelemekte yarar var: CHP, sağcılaşarak güçlenemez!
\n***
\nAçıklamalardan CHP’nin tüzükten sonra program çalışmalarına başlayacağı anlaşılıyor. Bu bağlamda bir yol haritasından ve yeni CHP’den söz ediliyor.
\nDoğrusu, yeni bir Türkiye var!
\nOn yıl boyunca dini siyasete alet eden AKP iktidarının adım adım yarattığı bir Türkiye’dir bu! AKP eliyle Türkiye’nin üstüne örtülen ve giderek kalınlaşan dinci sağ gömlek söz konusudur.
\nDevlet yönetiminin tüm birimleri ve kurumları; askeriye, yargı ve üniversite, AKP’ye göre biçimlendiriliyor; eğitim tümüyle o yönde nitelik değiştiriyor; basın, kendi partisinden olmayan yerel yönetimler yoğun baskı altında; yüzlerce genç, seçilmiş milletvekilleri hapiste tutuluyor. Üstelik tüm bu oluşumların altyapısı olarak, sermaye, son halkoylaması sırasında Başbakan’ın bizi sevindiriyor dediği biçimde el değiştiriyor.
\nGerçekte, bu yeni Türkiye’nin yüzü, kadın-erkek eşitliği, insanın özgürleşmesi ve bilimsel bilginin öncülüğünde yeniliğe ve ilerlemeye dönük değildir. AKP, niteliği gereği eskidir.
\nCHP programı, AKP’nin topluma giydirmekte olduğu ve giderek kalınlaşan gömleğin yerine geçecek çözümleri içermelidir. Program, Cumhuriyetin temel değerlerine; çağdaş solun ana yaklaşımlarına; bilimsel bilginin yol göstericiliğine dayandığı oranda, yarının gerçekten yeni Türkiye’sinin temellerinin atılmasını sağlayabilir.
\nProgramın hazırlanmasında örgütlere de danışılacağı söyleniyor. Bu noktada küçük bir not düşmeliyim. Geçmişte, SHP döneminde 1986’da yapılan bölge toplantıları, Anadolu Konuşuyor adı altında yayımlandı; benzer bir yöntemle 1999-2000’de Halkla Birlikte Çözüm çalışması gerçekleştirildi. Bugün de aynı yöntem kullanılarak, örgütlerin güncel sorunlara çözüm önerileri geliştirmesi yoluna gidilebilir.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!