Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Korku Kaynaklı Anayasal Suskunluk!
TBMM Başkanı, genel olarak kamuoyunun, özellikle de üniversitelerin hazırlanacak olan anayasa konusunda suskun kaldıklarından yakınıyor.
\nÖyle anlaşılıyor ki 2012’de tamamlanacağı Başbakan tarafından açıklanmış olan, toplumun geleceğini en çok ilgilendiren bu en önemli siyasal çalışma, siyaset ile siyaset dışı çevrelerin geleneksel uyumsuzluk ve vurdumduymazlık duvarına çarpacak ve un ufak olacaktır.
\nBurada birkaç noktanın altı çizilmelidir.
\nİlk olarak belirtmek gerekir ki anayasa konusunda geçmişte çok sayıda olmasa da önemli ve kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Bunların içinde özellikle DİSK adına Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun eşgüdümünde 12 bilim insanı ve uzmanın 2009 yazında yayımlanan çalışması; TÜSİAD ve MÜSİAD gibi sermaye örgütleri ve diğer demokratik kitle örgütleri tarafından hazırlatılan ve hazırlanan benzer çalışmalar dikkat çekicidir. Siyaset, önce bu çalışmalardan yararlandığını somut biçimde göstermelidir.
\nİkincisi, siyaset ile siyaset dışı çevreler arasında, kurumsal bir karşılıklı etkileşim süreci oluşmuş değildir.
\nBüyük emek harcanarak hazırlanan ve Meclis komisyonlarına verilen kurumsal ya da kişisel görüş ve öneriler, çoğu kez, oralarda kayıtlara geçmenin ötesinde bir değer taşımaz.
\nSiyaset, genellikle, en örgütlü meslek gruplarından biri olan mühendis ve mimar odalarının ve bunların çatı örgütü TMMOB’nin görüş ve önerilerini, ilginçtir, bunlar siyaset yapıyorlar diye önemsemez. Örneğin, depreme dayanıklı ev yapımından tarıma, ondan enerjiye dek hemen tüm alanlarda meslek oda ve birliklerinin önerileri dosyalarda kalır. Uzmanlığa dayalı kurumsal önerileri dikkate almayan siyasetin, anayasa konusundaki önerileri ciddiye alacağı, doğal olarak beklenemez.
\nYıllardır süren bu umursamazlığa karşın, yine de başta mimar ve mühendisler ve barolar olmak üzere meslek oda ve birlikleri, özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik anayasa önerilerini, ısrarla yapıyorlar. Bunları algılayamayan; algılamak istemeyen, siyasetin kendisidir.
\nÜniversitelerin anayasa -ve diğer- toplumsal konularda ağızlarını açmamaları ya da suskunluğu ayrı bir konudur. Bu suskunluğun ana nedeni, yaratılan korku sürecidir.
\nÜlke tarihi, önce konuştur sonra konuşanları yok et uygulamasının örnekleriyle doludur.
\nBundan 30 yıl önce 12 Eylül cuntası, hazırlattığı anayasa taslağı konusunda başta üniversiteler olmak üzere kamuoyundan görüş ve öneriler istedi. Bunun üzerine, öğretim üyeleri dernekleri ve Ankara’da ODTÜ, Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İstanbul’da Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri, hak ve özgürlüklerin genişletilmesini; özellikle de ekonomik ve sosyal hakların güvence altına alınmasını önerdi. Bu öneriler cunta tarafından dikkate alınmadığı gibi önerileri yapan çok sayıda öğretim üyesi 1402 sayılı yasa ile üniversitelerden uzaklaştırıldı.
\nBu yok edici deneyi izleyen yıllarda da üniversitelerde düşünce özgürlüğü ortamının YÖK’ün korku değirmeninde nasıl öğütüldüğü biliniyor. Uzun süredir susturulmakta olan üniversite bugün konuş denilince konuşamıyor; konuşmak bir yana, korkudan kekeleyemiyor!
\n***
\nAslında korku yalnızca üniversiteye özgü değildir; tüm kesimlerini kemirmektedir. Korku geneldir ve giderek ses çıkarabilecek tüm toplum kesimlerini karakış akşamı gibi karartıyor. O kadar ki kimi sendikalar, anayasa konusunda öneri yapmaları durumunda ‘başlarına bir şey gelip gelmeyeceğinden’ önceden emin olmak istiyor!
\nTelefon dinlemeleriyle; bilgisayarlardaki yazı ve yapıtların bile düşünce suçu kapsamında sayılmasıyla; parasız eğitim, doğal çevrenin korunması gibi en olağan ve doğal hak istemlerinin bile aylar süren gözaltılara neden olmasıyla; yıllar süren ve milletvekillerini bile içeren uzun tutukluluk süreleriyle bir korku toplumu ortamında suskunluk da sıradan olacak değil ya, anayasal bir yükseklik kazanıyor.
\nToplum, düşünmekten korkan bir sürece sokulmuş bulunuyor. Yine de 2012’de de korkudan kurtulmuş bir Türkiye için uğraş vermek gerekiyor!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!