Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlk 'Ustalık' İşaretlerive Bir Soru

18 Temmuz 2011 Pazartesi
\n

\n

Seçimlerin üzerinden henüz bir ay geçti. Bu çok kısa sürede bile Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, AKP iktidarının ustalık dönemi olacağını halkımıza müjdelediği, önümüzdeki yıllarda neler olacağının ilk işaretleri su yüzüne çıkıyor.

\n

İlk işaretler, AKPnin ustalık döneminde ülke siyasetinin bütünüyle bu parti, onun genel başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından nasıl tasarımlanıyorsa öyle gideceğini gösteriyor. Siyasetin çerçevesini de içeriğini de, kökenlerinde, ister ılımlı deyin, ister demeyin, İslamcılık bulunan bu düzenleme sürecinin belirlediği kesinlik kazanmış bulunuyor. Son bir ayda yaşananlar kanıtlıyor ki yeni anayasa ve o bağlamda Kürt sorununa çözüm bulunmasından sermayenin el değiştirmesi süreçleri de dahil ekonomiye, oradan medyaya ve spora kadar, iç ve dış gelişmelerin her hücresinin nedenini ve nasılını AKP saptayacaktır.

\n

AKP, yemin olayını, virgülüne kadar kendi saptadığı koşullarda çözüme kavuşturmuş bulunuyor. Toplumun geleceğini doğrudan ilgilendiren 61. Hükümetin Programı, Meclisten geçti. Bu sırada, ne hükümet üyeleri, örneğin Milli Eğitim Bakanı ile ilgili bir tartışma yapıldı, ne de eski ve yeni bakanlıklar ile bunlardaki kadrolaşma olayları irdelendi. Hükümet programından, Başbakan ile ana muhalefet arasındaki omurga tartışmalarının dışında akıllarda kalan nedir?

\n

Ustalık döneminin önde gelen aktörlerinden biri olacağı anlaşılan Dışişleri Bakanı, Ortadoğu ve İran ziyaretlerinden hemen sonra, Avrupa Birliği ile, sözüm ona, restleşiyor. Bu konu artı ve eksisiyle muhalefet tarafından ülke gündemine taşınamıyor. Aynı hükümetin AB Bakanı, Dışişleri Bakanının restini yumuşatıyor. Yani, iktidar da ana muhalefet de AKPnin kendi içinde yaşanıyor.

\n

İkinci, ancak hiç de ikincil olmayan bir konu da ekonomidir. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı, durum değerlendirmesi yaparken aman dikkat, dalgalı sulara giriyoruz uyarısı yapıyor. Bu sonucun, küresel ve yerel tüm boyutlarıyla sorgulanması, alınmış ve alınmakta olan önlemlerin neler olduğunun ilgili çevrelerce ve siyaset düzleminde enine boyuna tartışılması gerekmez mi? Öyle olmuyor. Ekonominin en ağır sorunu olarak algılanan ve küresel sermayenin çok duyarlı olduğu cari açık konusunda hükümetin somut olarak neler yapacağı sorgulanmıyor. Ekonominin çözüm bekleyen diğer sorunları akla gelmiyor. Muhalefetten ses çıkmayınca, Başbakan Yardımcısının uyarısını yumuşatmak yine hükümetin Ekonomi Bakanına kalıyor. AKP, ekonomi konusunda da hem iktidar hem de muhalefet görevini kendi şahsında birleştiriyor!

\n

Seçimlerden sonra ilk bir ayda yaşananlar geleceğe de ışık tutuyor. Süreç, ayrıca, ana muhalefetin Meclis grubunun büyük çoğunluğuyla bir acemiler mangası olarak neden ve nasıl kurgulandığını; sıfırlandığını ve AKPnin hizmetine sunulduğunu da açıklıyor.

\n

***

\n

Gelelim yazının başlığındaki soruya. Soru, Fenerbahçe Spor Kulübünün başına gelenlerle ilgili.

\n

Burada, Taraf gazetesinde 29 Mart 2009da Ergenekon Fenerbahçedemanşeti ve Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda Mustafa Kemalin askerleriyiz afişleri açıldı alt başlığıyla verilen haber veya son günlerde medyaya düşen helikopter ihalesi konusu önemli olabilir.

\n

Ancak, FB Başkanı Aziz Yıldırımın yargılanması sürecinde sağlık sorunları hiçe sayılarak, hukukun iki temel ilkesi, ceza alıncaya kadar kişi suçsuzdur ve ilk soruşturma gizlidir ilkeleri, açıkça ve günlerce çiğnendi; hukuk değil, linç anlayışı egemen oldu. Bununla da yetinilmedi; kimi cemaatçi medya yazarları Aziz Yıldırım olayını Ergenekon ile ilişkilendirdi.

\n

Sorum da bu noktada başlıyor.

\n

Acaba diyorum; son yaşananlarda, FB Başkanı ve yönetiminin, yoktan var edercesine, ülkenin her yanında, kız çocuklarına ve kadınlara spor olanakları sağlamalarının; çok sayıda kadın sporcu yetiştirilmesine öncülük etmelerinin; ülke kadınını spor alanında yüceltmelerinin ve uluslararası yarışmalarda çok yukarı noktalara taşımalarının bir etkisi olmuş olabilir mi?

\n

Kalfalık yıllarında Türkan Saylan olayını yaşadık; ustalığın da ayrı bir şanı olmalı değil mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları