Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlk İş: Özgürlük

16 Aralık 2013 Pazartesi

Mustafa Balbay’ın çıkışında ve ertesi gün Meclis’te sıcağı sıcağına yaptığı özgürlükler konuşulmalı vurgusu, günümüz Türkiyesi için başlı başına çok anlamlıdır. Çünkü toplumun en önemli gereksinimini dile getiriyor.

***

Bu toprakların özgürlük özlemi on yıllardır bir türlü giderilmiyor. Bırakalım daha öncesini bir tarafa, 11 yılını tamamlayan AKP iktidarı sırasında, özgürlük kavramı yanlış tarafından algılanıyor. Başbakan’ın bütçe konuşmasında yaptığı gibi, başta kamu hizmeti birimlerinde başörtüsü kullanımı olmak üzere bir kısım yasakların kaldırılması topluma çok büyük bir özgürlük kazanımı olarak sunuluyor.
Oysa AKP düşüncesi, günümüzün evrensel kazanımları konumuna yükselmiş olan insanın doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlükler kavramının ve buna bağlı oluşumların; düşünce, örgütlenme, bilim ve sanat özgürlüklerinin gerçekten çok uzağındadır.

***

Günümüzde, özgürlüğün temelinde bireyin bedenini ve beynini istediği gibi kullanma olanağı bulması; bu olanağı sınırlayan engellerin kaldırılması; baskı, korku ve şiddetten uzak bir ortamın varlığı yatar. AKP ise engelleri kaldırmayı geçtik, eğitimden çocuk sayısına kadar, bu özel özgürlük alanlarına karışmayı iş ediniyor.
Bireyin özgürlüğünün anlamlı olabilmesi, sınırsız düşünce özgürlüğü ile tamamlanmasına ve bunun ülke yönetimi tarafından yasal güvence altına alınmasına bağlıdır. Mutlak anlamda düşünce özgürlüğü, toplumsal alanın demokratik canlılığının yaşam suyudur.
Gerçek düşünce özgürlüğünü özümsemeyen AKP, yıkıcı ve toplumun geleceğini karartıcı yanlışlar yapıyor.
Düşünce özgürlüğü eksikli kaldığından, Balbay ve meslektaşlarının canlı tanığı oldukları gibi, toplumu doğru bilgilendirmesi gereken basın-yayın dünyası çarpıklaşıyor; iktidardan korkunun karanlığında çırpınarak can çekişiyor.
Düşüncenin açıklanması, toplantı ve gösteri hakkı, devlet tarafından korunması bir yana yöneticilerce hiçe sayıldığından, çocuklar ve gençler, polis şiddetiyle ölüme gönderiliyor; haksız yargılamalarla yaşamları karartılıyor.
Düşünce özgürlüğünün eksikliği, bilim ve sanat dünyasını da karartıyor. AKP, TÜBİTAK’ın sansürleyerek kanıtladığı gibi evrim kuramına yabancıdır. Eğitim, bütünüyle düşünceyi özgürleştirici bir öz ve özellikten hızla uzaklaşıyor. Kimi üniversite öğretim üyeleri, ırkçı tutumlar sergiliyor; kimileri müzikle uğraşmayı günah sayabiliyor; biri cemaatin laik kesimle işbirliği yapmasını öneriyor; bir başkası köpek giren eve melek girmez diyor. Üniversite gençliği eğitiliyor(!).
İnsanlık anıtını ucube sayan anlayış, tiyatroyu da baskı altına alıyor; TV dizilerine karışıyor; sanatçılar korkutuluyor.
Özgürlüklerin eksikliği, yukarıdakilere ek olarak, emekçilerin haklarını almalarını; siyasetin çarklarının katılımcılıkla dönmesini; kadın-erkek eşitliğinin yaşama geçmesini; hükümetin bütçe yoluyla bile denetimini engelliyor. Merkezin özgürlükten uzak anlayışı, yerel yönetim birimlerine yayılıyor.
Özgürlük eksiği o ölçüdedir ki, Başbakan ile cemaatin liderinin arasındaki bende belge var; bende kaset var yarışı, toplumun sesi olması gereken siyaset, basın ve yargı tarafından sorgulanamıyor.
Sanal dünyada da özgürlüklerin yerini fişlemeler yoluyla korku ortamı yaratılması alıyor.
Özgürlük eksiği nedeniyle toplum bunalıyor. Balbay çok haklı, yeni yıla çok daha güçlü bir biçimde özgürlük isteyerek girmek gerekiyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları