Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Dua’ Demokrasisi!

11 Kasım 2013 Pazartesi

Başbakan, hemen her gün, en son yükseköğretim öğrencilerinin aynı evi paylaşmasına gösterdiği tepki gibi, kamuoyunda yoğun tartışma ve gerilim yaratan yeni bir konuyu gündeme getiriyor.
Sağın önde gelen yazar ve yorumcularından Taha Akyol Başbakan’ın hoşgörülü, itidalli ve anlayışlı davranması için dua ediyorum diyor (Hürriyet, 6, 7 Kasım). Akyol, yalnız son iki yazısıyla değil üç yıla yakın bir süredir aynı duayı ediyormuş; “Başbakan sıcak ve kapsayıcı üsluba döner inşallah” diye yazmış.
Yazmış da dinleyen kim?

***

İnsanoğlu, tam anlamıyla çaresiz kaldığında duaya başvurur. Bu fotoğraf ülke demokrasisinin acınacak çaresizliğini yansıtıyor
 Gerçek şudur ki, AKP iktidarı tarafından yıllar boyu özgürlük, eşitlik ve hukukun üstünlüğü gibi demokrasinin evrensel ilkelerinden daha da uzaklaştırılan ülke siyaseti tam bir tıkanma noktasına doğru taşınıyor.
Aslında bu bir fotoğraf değil, sinema filmi; demokrasi tarihimizde 1950’li yıllardan sonra aralıklarla yaşanan sağcı başbakanların sandıktan çıktım istediğimi yaparım; hesabını yalnızca sandıkta veririm anlayışının yeni bir karesidir görülen.
Oysa demokrasi iki seçim arasındaki işleyişi ve niteliğiyle gerçek demokrasi olur ya da olmaz. Yarım asırdır şöyle ya da böyle halkı sandığa götürmeyi başaran ülke demokrasisi, iki sandık arasında hesap vermekten kaçan, böylelikle bir şeyleri gizleyen iktidarların elinde tökezliyor; yere düşüyor.
Geçmişte yaşanan demokrasinin çöküntü süreçleri askerlerin yönetime el koyması sonucunu doğuruyordu.
Günümüzde el koyma olasılığı yok; iyi ki de yok!
Bu durumda, AKP iktidarının beynine, gerçek demokrasinin yalnızca sandıktan çıkmak olmadığını iyice yerleştirmek yaşamsal ve kaçınılmaz oluyor.

***

Akyol, bir örnek; sanırım sorumluluğu ya da o dünyanın kavramıyla günahı en az olanlardan.
Başbakan’a asıl karşı çıkması gerekenler AKP iktidarından doğrudan ya da dolaylı olarak yararlandıktan; milletvekilliği ve bakanlık yaptıktan sonra dışlanan ve gidişin yanlış olduğunun ayırdına varanlardır.
Başbakan’a dur demesi gereken önemli bir kesim de kendilerini özgürlükçü, eşitlikçi ve solcu görmelerine karşın bu partinin gerçek niteliğini görmezden gelen ve gözü kapalı hizmet sunarak onu iktidara taşıyan, sonra da yanlışlarını görmezlikten gelerek sürekli destekleyen yazar ve yorumculardır. Bunların bazılarının utangaçça ve geç kalmış da olsa artık yeter diyebilmeleri, olumludur; ancak yeterli değildir.
Sorun çok büyük; öyle işi inşallah ile geçiştirmek; çözümü Allah’a havale etmek ya da ötede beride fısıltılarla Başbakan yanlış yapıyor, bundan utanıyorum kolaycılığına kaçmak yok! Ülkenin gerçekten demokrasi isteyen tüm kişi ve kuruluşlarına, günümüzde, eskisinden olduğundan çok daha fazla bir büyük yük ve sorumluluk düşüyor. AKP iktidarına çok daha güçlü bir biçimde karşı çıkılmalıdır. AKP’nin hükümet sözcüsü olan ikinci adamının son çıkışlarının, bu partide gidişi tersine çevirecek bir büyük çatlak yaratacağını varsaymak kanımca aşırı iyimserliktir.
Dua ve bu tür çok cılız karşı çıkışlar yalnızca AKP’nin işine yarar. Ortaya çıkan da gerçek demokrasi değil, olsa olsa dua edenler demokrasisi olur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları