Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Büyümeyi Besleyen
Ekonominin yılın ikinci çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 8.8 oranında büyümesi, yani, GSYH-gayri safi yurtiçi hasılanın, geçen yılın aynı dönemine göre bu oranda artması, ekonomiyle ilgili iç ve dış çevrelerde olağandışı bir coşku ile karşılandı.
\nKüresel düzlemde sonbahar fırtınalarının koyu bulutlarının dolaştığı ve Çin başta olmak üzere çok az sayıda ülke dışında kalan ekonomilerin büyüme sıkıntısı yaşadığı bir ortamda elde edilen bu yüksek büyüme oranı yalnız sayısal büyüklüğüne dayalı olarak ve çok abartılı bir biçimde olumlu bulunuyor.
\nOysa ekonomik büyüme, yalnız sayısal büyüklüğüyle değil, belki daha önemli olarak niteliğiyle irdelenmelidir.
\n***
\nEkonominin büyümesine üç açıdan bakılır; üretim, gelir ve harcama. Üretim, ekonominin alt sektörlerinde yaratılan katma değerlerin toplamıdır. Gelir, yaratılan katma değerin üretimi gerçekleştiren faktörler, yani işgücü ve sermaye arasında nasıl dağıldığını ya da paylaşıldığını gösterir. Harcamalar da kamu, özel ayırımı içinde elde edilen gelirin nasıl kullanıldığını, tüketim mi yoksa tasarrufa mı gittiğini gösterir. Açıktır ki her üç yöntemle aynı sonuca yani GSYH’ye ulaşılır.
\nTÜİK bu üç yöntemden ikisini uyguluyor; GSYH’ye üretim ve harcama yönünden bakıyor; gelirin işlevsel dağılımı ya da emek ve sermaye arasında paylaşımı konusundaki istatistikler tutarlı ve düzenli yayımlanmıyor. Büyüme çözümlemelerinin anlamlı olması için öncelikle bu eksiğin giderilmesi ve gelirin nasıl dağıldığının da açıklık kazanması gerekiyor.
\nEk olarak ekonomide, özellikle büyüme ile ilgili çözümlemelerde üretimden başlamak kuraldır. Büyümenin niteliğinin belirlenmesinde yapılması gereken, üretim gözlüğünden bakışın alt kalemlerinin ya da kaynaklarının neler olduğudur.
\nBüyüme istatistikleri, yılın ilk altı ayında gerçekleşen yüzde dokuz dolayındaki büyümenin, yalnızca 0.38 puanının tarım; 2.73 puanının da imalat sanayisi üretiminden kaynaklandığını gösteriyor. Bir başka anlatımla, tarım ve imalat sanayisi üretiminin toplam büyümeye katkısı; yani bunların büyüme oranı içindeki payı 3.11 puandır.
\nBüyüme oranının geriye kalan altı puandan fazla bölümü, ticaret, ulaştırma ve finansman sektörleri başta olmak üzere esas olarak doğrudan üretimin dışında sayılan ekonomik faaliyetlerden ya da hizmet kesimlerinden kaynaklanıyor.
\nKendi iç ilişkileri ve küresel bağları nasıl olursa olsun, ticaret, ulaştırma ve finansman faaliyetleri esas olarak türev faaliyetlerdir; tarım ve sanayi sektörlerindeki üretim gelişmelerine bağımlıdırlar. Büyümenin kaynağının, üç puanı doğrudan üretim, altı puanı da bu hizmetlerden kaynaklandığına göre burada büyük bir dengesizlik var demektir. Büyüme sayıları, ekonominin tarım ve sanayi üretimi yönünde değil, hizmetlerin şişkinliği yönünde gittiğini gösteriyor. Üretim tabanı olmayan bir hizmet genişlemesi kâğıttan kule gibidir; kolay çöker.
\nBüyüme oranının harcama sayfasında ise iki alt kalemin önemli olduğu görülüyor. Altı aylık büyüme oranı içinde özel tüketim harcamalarının katkısı yüzde 7.6 puanla başı çekiyor; özetle Türkiye ekonomisini, tüketerek büyütüyor. Ancak bu büyümenin, besleyici ve sağlıklı olabilmesi için tüketilenlerin ülke içinde üretilmesi gerekir. Oysa az önce değinilen tarım ve sanayinin büyümeye katkı istatistikleri bunu doğrulamıyor. Türkiye, ithal ederek tüketiyor ve böylelikle büyüyor.
\nEkonominin geleceği açısından umut verici sayılabilecek bir gelişme özel sektörün sabit sermaye yatırımlarının büyümeye 6.88 puanlık katkısıdır. Sabit sermaye yatırımlarının bu oranda artışı, ülkenin sermaye birikimi açısından olumludur. Ancak, yatırımların: a) Ne kadarının yurtiçi tasarruflardan kaynaklandığı; b) Niteliği ve hangi sektörlere yapıldıkları da bilinmedikçe bu sayıları abartmanın bir anlamı yoktur.
\nCoşkulu bir biçimde sayılarla dans edilirken, asıl gerçeklerin göz ardı edilmemesi gerekiyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Erdoğan belayı satın aldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Trabzonspor'da ayrılık!