Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir TÜBİTAK Cinayeti Daha

01 Ağustos 2011 Pazartesi
\n

TÜBİTAK, geçen günlerde, bilimsel cinayetlerinden birini daha işledi. Lise öğrencisi, 18 yaşındaki Barış Paksoyun matematikle ilgili bir projesini reddetti. Proje, “Ramanujan Asallarının Genelleştirilmesi” adını taşıyordu. TÜBİTAKın Paksoyun projesini ret gerekçesi akıllara durgunluk verir türden: Seviye üstü bir çalışma olduğundan.

\n

Paksoy olayı, TÜBİTAKın onca bilimsel cinayetinden yalnızca biridir. Anımsanacağı gibi, kurum Mart 2009da kendi yayını olan Bilim ve Teknik dergisinde ünlü Evrim kuramcısı (teorisyeni) C. Darwin ile ilgili bir bilimsel yazının yayımlanmasını yasakladı; yazıyı sansür etti. Bilimin gelişmesinde her geçen gün önemi sürekli artan Evrim Kuramının yasaklanması, bu ülkenin geleceğini de karartacak bilimsel körlükten başka bir şey değildi.

\n

Yasaklarla, sansürlemelerle bilimin bağdaşmadığını bir türlü anlamayan TÜBİTAK yönetimi, geçen günlerde bir başka bilimsel cinayet daha işledi. Ünlü fizikçi Feza Gürseyin adını taşıyan kendisine ait bir bilim merkezini fiilen kapattı. O Gürsey ki, yine bugünlerde 48. yılını kutlayan TÜBİTAKın ilk bilim ödüllerinden birini almış ve ömrünü bilime adamış; uluslararası pek çok ödül almış; bilim dünyasında çok önemli bir yeri olan bir bilim insanımızdı. TÜBİTAK, Gürsey Merkezini kapatmakla, yalnızca bu ülkenin yetiştirdiği en önde gelen bilim insanlarından birini önemsizleştirmekle kalmıyor; gerçek bilimi de önemsizleştiriyor!

\n

Paksoy olayında, önce, neresinden bakılırsa bakılsın ret gerekçesinin tutarlı bir tarafı yoktur. Çünkü, burada, Neye göre ya da kime göre seviye üstü sorusu yanıtlanmıyor.

\n

Bu nokta önemli olmakla birlikte, Paksoy olayı, tıpkı Darwin ve Gürsey örneklerinde olduğu gibi, bir bilime bakış anlayışının yansımasıdır. Genç bir insana, bilimsel bir çabası konusunda senin aklın yetmez; sen bundan anlamazsın gibi bir yaklaşım, yalnızca o genci bilimden soğutmak ve uzaklaştırmakla kalmaz; diğer çocuklar ve gençler üzerinde de aynı etkiyi yaparak birikimli yıkıma neden olur.

\n

Bu genci bilimsel düşünmesinden alıkoyup, hak arama amacıyla mahkeme kapılarına göndermenin, akılla, mantıkla en ufak bir bağı olabilir mi?

\n

Kaldı ki, kuşku duymak, acaba sorusuna yanıt aramak, bilimsel çalışmaya giden yolun başıdır. Pek çok bilimsel büyük başarının ve giderek bütünüyle bilimsel ilerlemenin temelinde kuşkuculuk yatar. Ya Paksoy, böyle bir bilimsel gizilgücü (potansiyeli) taşıyorsa? Asıl bu olası bilimsel gücün TÜBİTAKın bu tutumuyla yok edilmesinin yol açacağı toplumsal ve bireysel kaybın matematiği ne olacak?

\n

TÜBİTAK, bu ülkenin en üst bilim ve teknoloji kurumudur. TÜBİTAK halkın vergileriyle yaşamını sürdürüyor ve halkın bilimsel geleceğini bu tür cinayetlerle yok etmekten kesinlikle kaçınması, bunu bir zorunluluk sayması gerekir. Bunu yapacak olan sorumlu, kurumun yönetimidir. Kurumu yönetmekle görevli Bilim Kurulunun şu sıradaki üyeleri: Prof. Dr. Nüket Yetiş (Başkan), Prof. Dr. Ahmet Ademoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Akan, Prof. Dr. Yaman Arkun, Prof. Dr. Ömer Cebeci, Nuri Gürgür, Prof. Dr. Metin Heper, Ahmet Kula, Abdülkerim Dervişoğlu, Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi, Prof. Dr. Ayşe Soysal, Prof. Dr. Feridun Cahit Tanyel, Prof. Dr. İskender Yılgördür.

\n

***

\n

Adları yazılan TÜBİTAK yöneticilerinin de çok iyi bilmesi gerekir ki; Türkiye, özellikle 12 Eylül 1980 öncesinde ve sonrasında çok sayıda bilim cinayeti yaşadı. Bu cinayetlerin olumsuzluklarını gördü; bilimsel ilerlemede çok geri kaldı. Ek olarak, bu toplum her gün çok sayıda cinayete tanık oluyor; bireysel ve toplumsal yıkımlar yaşıyor.

\n

Ancak, bir gencin bilimsel çalışmaya olan hevesini kırmak, diğerlerine göre, her bakımdan çok daha yıkıcıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları