Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bilimin Yürüyüşü!

14 Ocak 2013 Pazartesi

Yazının başlığı hiç de abartılı değil. Cumartesi günü kimi üniversitelerin öğretim üyeleri derneklerinin öncülüğünde Ankarada gerçekleştirdikleri yürüyüş gerçekte tüm ülkenin bilime yürüyüşüydü.\n

\n

Yürüyüş çağrısının başlığı her şeyi özetliyordu: Üniversitelerde piyasacılığa, baskıya, gericiliğe hayır! \n

\n

Yürüyüş, YÖK Yasa Taslağına karşı çıkmanın çok ötesinde bir anlam taşıyordu; öğrencisi, emekçisi, kadını, erkeği kısaca toplumun her kesiminin temsilcileri bilim insanlarının öncülüğünde bu topraklarda bilimsel bilginin aydınlığını egemen kılmak amacıyla bir araya geliyordu. \n

\n

Çok olumsuz hava koşullarına karşın batıdan doğuya, kuzeyden güneye ülkenin her tarafından gelenler, piyasanın oyuncağı olmayan bir bilimsel çalışma ortamı anlayışını; bilimsel özgürlüğü; onun altyapısı olan üniversite özerkliğini ve bu ikilinin temelini oluşturan ilericiliği simgeliyordu. \n

\n

Çünkü 12 Mart 1971de başlayan, 12 Eylül 1980 sonrasında tavan yapan ve AKP iktidarında da tabanı adım adım oluşturulmak istenen bilimsellikten giderek uzaklaşan ve özgürlük ve özerklik gibi evrensel değerlerin tümüyle tersi yönünde giden bir süreç yaşanıyor. Bilim insanlarının öncülüğünde reddedilen temelde bu gidiştir.\n

\n

***\n

\n

AKP iktidarı yıllarında adına üniversite denilen ancak gerçek üniversite olmayan kurumların sayısı arttı; ancak kalite çok azaldı.\n

\n

Bundan daha olumsuz ne olabilir demeyin! AKP iktidarında özgürlük ve özerklik hızla yok olma noktasına doğru yol alıyor.\n

\n

Özerkliği yok eden en önemli etkenlerden biri, üniversite yönetimlerinin oluşma biçimidir. Birçok adayın katıldığı rektör seçimleri yapılıyor. Ancak sıra kimin rektör atanacağına gelince iş değişiyor; sırasıyla YÖK ve Cumhurbaşkanlığı, çok sayıda örneğinde görüldüğü gibi, en çok oyu alanı değil, daha az oy alan adayı, rektör olarak atıyor. \n

\n

Rektör, öğretim üyelerini kendisine oy veren ve vermeyen olarak ayırıyor; diğer yöneticileri de bu ayrıma göre oluşturuyor. Araştırmaya ayrılan paraların dağıtılması; kadro atamaları ve görevlendirmeler, her türlü başarı ölçüsü bir tarafa bırakılarak, rektöre taraf olma durumuna göre yapılıyor.\n

\n

Üniversitelerin çoğu, hemen her gün ayrı bir ahlak dışı ya da utanç verici bir tutumun kamuoyuna yansıdığı bu bozuk yönetim yapısına sahiptir. Özel sermayenin üniversite üzerindeki etkisini daha da arttırmayı amaçlayan YÖK Yasa Taslağı da esas olarak bu bilimselliği boğucu yönetim yapısını koruyor. Öğretim üyelerinin, öğrencilerin ve çalışanların tepkisinin önemli nedenlerinden biri de budur.\n

\n

AKP rejimi, üniversitelerle birlikte başta TÜBİTAK ve TÜBA olmak üzere ülkenin en üst bilim kurumlarını yıkıcı bir tutumla kendisine bağladı; bilimi tümüyle siyasallaştırdı.\n

\n

Büyük projelere imza attığını öne süren AKP iktidarı, yeni üniversite açılması dahil, hemen hiçbir yeni ve büyük girişimi, ekonomik ve teknik ön hazırlıklara; yapılabilirlik çalışmalarına dayandırmıyor. Ülke, Cumhuriyetin en temel değerlerinden biri olan bilimin yol göstericiliği ilkesinden hızla uzaklaşıyor.\n

\n

Böylelikle, bilim insanları ve uzmanlar, iş yapamaz kılınıyor; üretim süreçlerinden dışlanıyor; sorunların çözümüne katkı yapamıyor! \n

\n

Yürüyüşte, iktidarın bilime yanlış bakışı kınandı ve gerçek üniversite isteği güçlü bir biçimde dile getirildi.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları