Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Benzeştirme' Süreci
Ülke siyaseti bir benzeştirme süreci içindedir. Benzeştirme, Meclis’te temsil edilen tüm siyasal partilerin, demokratikleşme ve ekonomi politikalarının aynı çizgiye çekilmesidir.
***
Partiler, uzun bir süredir, anayasadan başlayarak, kapsamlı bir demokratikleşme isteğinde değiller. Demokratikleşme, gündemden tümüyle çıkmış bulunuyor.
Bütçe görüşmelerinde en temel insan hakkı olan yaşama hakkı enine boyuna konuşulmalıydı; bu yapılmadı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından 13 Ekim’de açıklanan raporda, “2008 yılında faili meçhul cinayet sayısı 35; yargısız infaz, dur ihtarı ve rasgele ateş etme sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 31, gözaltında ve cezaevinde meydana gelen ölüm olayları 29; halen bulunmamış kayıp kişi sayısı 11 olarak belirlendi”. Dahası, 2006 ve 2007 yıllarında altı binin üzerinde “işkence ve kötü muamele” gerekçesiyle soruşturma açılmış; bunlardan yalnızca 223’ü dava konusu olabilmiş; bu davalar sonucu 79 kişiye ceza verilmiş; ancak ne ceza verildiği belli değil!
Bütçenin tümünün görüşmelerinde polisin uygulamaları konuşulmadı. Yasama, yürütme ve yargının işleyişindeki eksiklikler üzerinde yeterince durulmadı. Dördüncü güç olan “basın-yayın”ın büyük bölümünde, haberlerin nasıl “elendiği”; yorumların nasıl tarafsızlıktan uzak ve yanlı yapıldığı; nesnelliğin ve tarafsızlığın nasıl yok olmakta olduğu konuşulmadı.
Görüşmelerde ne düşünce özgürlüğü üzerinde duruldu ne de demokratikleşmenin öbür öğelerine yer verildi.
Çünkü partiler temel hak ve özgürlükler ve demokratikleşme konusunda artık tamamıyla “benzeşiyor”.
İktidar partisi demokratikleşmeyi, yalnızca İslamcı demokratikleşme olarak algıladığını bir yıl önce kanıtladı ve orada kaldı. Başbakan, kendi insan hakları sicilinin hesabını vermedi. Çünkü soran olmadı!
Demokratikleşme bayrağını, niteliği ve yapısı gereği bu konuda ne söylediği pek belli olmayan MHP de taşımıyor.
Dün, “bir otelin toplantı salonunda” yapılan ve “bir günde tamamlanan” CHP’nin Tüzük ve Program Kurultayı, bu partinin, Genel Başkanı tarafından, “parti içi demokrasi” ve “ülkede demokrasi” konularında “söyleyecek hiçbir şeyi bulunmayan” bir noktaya taşındığını kanıtladı. Sağa açılmaya çalışan CHP Genel Başkanı, elinden gelse demokratikleşmeyi tümüyle “sözlükten çıkaracak” bir noktadadır.
***
Ağırlaşan ekonomik bunalım ve bu sırada yapılan 2009 Bütçesi görüşmeleri de benzeşme sürecini ekonomi politikalarında da kesinleştirdi. Kürsüye çıkan üç büyük partinin genel başkanları, demokratikleşmeyi ağızlarına almadıkları gibi, ekonomi politikalarının da farksızlaştığını ilan ediyordu.
Ekonomik gidişin ve bunalımdan çıkışın tek seçeneği, IMF’ydi!
Oysa bunalım küresel kapitalizmin beyninde, ABD’de başladı. Gelişmiş ülkelerde bunalımdan çıkış için iki yolun izlenebileceği su yüzüne çıkıyor.
Bunlardan biri İngiltere’nin Keynesçi denilebilecek yaklaşımı, ikincisi de İngiltere’nin yaklaşımını aptallık olarak adlandıran Almanya’nın tutumu... ABD, yönetim değişikliğinden doğan geçiş dönemi nedeniyle yalpalıyor.
Bütçe görüşmeleri, genel başkanların, -“uzmanlarının değil”- ağırlığıyla başladı ve bitti. Genel başkanlar da her salı günü kendi gruplarında yaptıkları konuşmaları, bu tablo ve gazete kesikleriyle süsleyerek yaptılar.
Anladık, AKP iktidarı ekonomiyi yeniden IMF’nin kollarına atıyor. Peki ya muhalefet? Seçenek olarak bu tutuma karşı ne öneriliyor?
Hiçbir şey. Toplum ekonomi politikalarında da benzeştirmenin getirisiyle yetiniyor.
Bunalım-Bütçe bağlamında, seçenek olarak neler önerilebilirdi?
Kapitalizmin bu zayıf zamanından yararlanılarak, bir ulusal sermaye birikimi modeli tartışılabilirdi. Başta sanayi ve kimi tarımda olmak üzere, hangi “üretim” sektörlerine önem ve öncelik verilebileceği; hangi sektörlerde teknolojik yenilik yapılarak küresel rekabet gücü elde edilebileceği görüşmelerin konusu olmalıydı. Bunun gibi, kayıt dışı ve denetimsiz işleyişi iş edinen özel kesime sağlanacak desteklerin, benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Bağımsız Sosyal Bilimciler’in bildirilerinde açıklandığı gibi, “kayıt dışılıktan çıkma ve işçiyi işten çıkarmama” koşullarına bağlanması ve vergi yükünün artık sermayeye de yaygınlaştırılması gereği, bütçe görüşmelerinin ana konuları olmalıydı.
Bu konuların hiçbiri bütçe açılışında genel başkanların konusu olmadı.
Partilerin yapıları, bütçe görüşmelerinin, bundan sonra da genel başkanların çizdiği sınırların dışına çıkamayacağının kanıtıdır. Böylece, bu yılın bütçe görüşmeleri de hiçbir çözümün tartışılmadığı bir alt düzlemde kaldı. Bırakın uzun dönemde ekonomik gelişmenin nasıl olabileceği üzerinde durmayı, bunalım gibi kısa dönemli güncel soruna çözüm de bir tarafa, daha doğrusu IMF’ye bırakıldı. Hem ne demişti, önerdiği politikaların kısa dönemlik olduğu eleştirileri karşısında, bugünlerde adı yeniden gündeme gelen IMF’nin fikir babası Keynes:
“- Uzun dönemde hepimiz ölmüş olacağız!”
***
Yeni bütçe ile eski bir yılı geride bırakırken, siyasi partiler iyice birbirine benzerleştiriliyor. Peki bu “benzeştirme” işi “kendiliğinden” mi oluyor, dersiniz? Bu soru bir yana, parti genel başkanları da benzeşerek ömürlerini uzatacaklarını sanıyor ve yanılıyorlar. Bu arada, kısa dönemde, “olan”, topluma ve onun geleceğine oluyor!
Sonuçta siyasi partiler “benzeştirilmekle” kalmıyor. Tüzükleriyle ve programlarıyla “aynılaşıyor” ve böylece kendi varlık nedenlerini yok ediyorlar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!