Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anayasaya Yazılsa Ne Yazar?..

03 Aralık 2012 Pazartesi

Bilindiği gibi Başbakanın yeni anayasanın hazırlanması için Meclise tanıdığı süre yıl sonunda sona eriyor.

\n

Sürenin daralmasına koşut olarak kamuoyu oluşturma girişimleri birbirini izliyor.

\n

Bu bağlamda yapılan anketlere geçen hafta bir yenisi eklendi. Topu topu 2 bin 699 kişi olan katılımcıların yüzde 82si Atatürk ilke ve devrimleri ve Atatürk milliyetçiliği ile ilgili düzenlemenin yeni anayasada da yer almasını istiyor. Buna yakın bir büyük çoğunluk da cemaat kültürünü doğal karşıladığı gibi yüzde 72 oranında bir bölümü de kamu hizmeti veren kadın görevlilerin, örneğin öğretmen ve hâkimlerin türban giymesine sıcak bakıyor.

\n

Bu tür araştırmaların sonuçları AKPnin doğrudan ya da dolaylı savunucusu olan yazar ve yorumcular tarafından allanıp pullanıyor; dinselleşme anlamında toplumun daha fazla muhafazakârlaşması tehlikesi yok anlayışı sürekli olarak kamuoyuna şırınga ediliyor.

\n

***

\n

Ancak ortada başka gerçekler var. Kamuoyu araştırmalarının ne ölçüde güvenilir olduğu genel olarak tartışmalıdır.

\n

Ayrıca, son bir yıl içinde yapılan araştırmalarda görüşlerine başvurulanlar kuşkusuz, Başbakanın en somut anlatımıyla dindar nesiller yetiştirmeyi amaçlayan eğitimdeki ünlü 4+4+4 düzenlemesinin sonrasında toplumun neler yaşayacağını doğal olarak şimdiden algılayamaz; üniversitelerde, diğer bilim kurumlarında ve devlet bürokrasisinde dinselleşme sonucu yaşananları ve bunların gelecek yıllardaki olası sonuçlarını da öngöremez.

\n

Son yıllarda Cumhuriyetin değerlerini savunan öğrenci, öğretim üyesi, basın-yayın çalışanı, sanatçı ve devlet memurlarının ve giderek kimi işadamlarının uğradıkları sistemli baskı ve haksızlıklar; karşılaştıkları hukuksuzluklar ve yargılamalar sonucu yaratılan ortamın açtığı kalıcı toplumsal yaralar da araştırmaya katılanlar tarafından tam olarak algılanmamış olabilir.

\n

Anlaşılan, bunları ve insanlık anıtı heykelinin ucube sayılarak yok edilişinden İstanbulda cami yapım yeri seçimine, oradan müzik, tiyatro ve TV dizilerine uzanan baskıcı uygulamaların toplum üzerindeki şimdiki ve sonraki etkilerini ölçmek için bilinen istatistik yöntemleri yeterli olmuyor! Oysa, asıl bunların ölçülmesi gerekiyor!

\n

***

\n

Bunlar kadar önemli bir nokta daha var, anayasaya yazmak yetmiyor.

\n

Bugünkü koşullarda Cumhuriyetin kimi değerlerinin, örneğin laiklik ilkesinin anayasada yer alması uygulamada ne kadar işlevseldir?

\n

Bunun kusursuz örneklerinden biri kıyılarla ilgili yürürlükteki anayasa hükümleridir. Anayasanın Kıyılardan Yararlanma başlıklı 43. maddesi, Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

\n

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilirdiyor.

\n

İster Hopadan Hataya deniz kıyılarını alın, isterseniz göl ve akarsu kıyılarını ve onları çevreleyen sahil şeritlerini, buraların kullanımında anayasa hükümlerinin devletin gözü önünde; devlet görevlilerinin ya çaresiz bakışları ya da çıkar alkışları arasında nasıl hiçe sayıldığını çok kolay saptarsınız.

\n

***

\n

Cumhuriyetin değerlerine toplumun bilinçsiz bakmasını sağlamak için kamuoyu oluşturan çevrelerce her türlü çaba harcanıyor; araştırmalar, yazılar ve yorumlar yapılıyor, siyasetin AKP dışında kalan kesimi de bu değerleri yeterince sahiplenmiyorsa, bu konuda anayasaya ne yazarsanız yazın çok da fark etmez; yalnızca toplumu ilkelleştirme sürecine yaptığınız katkının kaydını düşmüş olursunuz!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları