Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AKP'yi Anlamak!
Bugünlerde onuncu iktidar yılını tamamlayan AKP’nin, iç ve dış basında yapılan kimi değerlendirmelerde de gerileme dönemine girdiği vurgulanıyor.
\nAncak ne kadar istersek isteyelim, AKP’nin gerilemekte olduğu sonucuna bu kadar kolayca varılamaması gerekir. AKP iktidarı, yalnız ve ancak bu partinin İslamcı niteliği bir bütün olarak görülürse doğru anlaşılabilir. Bu niteliksel özü kaçıran hiçbir değerlendirme ve yorum AKP konusunda gerçeği yakalayamaz.
\n***
\nAKP’nin niteliği, birbirini besleyen üç noktada özetlenebilir.
\nBirincisi parti içi demokrasidir. Demokratikleşmeye öncelik söylemiyle işbaşına gelen AKP’de parti içi demokrasi yoktur. Milletvekili adaylarının tek kişi tarafından saptanması, dünyanın hiçbir demokrasisinde görülemez. Bu uygulamaya diğer partiler de büyük ölçüde eşlik ettiğinden AKP, demokratikleşmedeki bu en zayıf noktasından eleştirilemiyor.
\nParti içi demokrasi sorunu, AKP’nin demokratikleşmeyi gerçekleştireceğini uman yazar ve yorumcular tarafından büyük ölçüde göz ardı ediliyor. Şimdiye dek AKP’den, böyle bir aday saptaması hangi demokratik ülkede var diye sormayanların, bugün kimi uygulamalarından şaşkına dönüp Başbakan’a böyle bir uygulama nerede var diye sorması, çok anlamsız kalıyor!
\nİkincisi ele geçirmelerdir. Darbelere hayır diyerek iktidar olan AKP birbiri ardından kendi darbelerini yaptı.
\nKamu yönetimi birimlerinin tamamı, sınav sonuçları, uzmanlık ve nitelik gibi kavramlar hiçe sayılarak iliklerine dek AKP’lileştirildi. Bilim üst kurumları, TÜBİTAK, TÜBA, YÖK, ÖSYM, üniversiteler AKP dönüşümüne uğradı; ekonomiyle ilgili düzenleme ve denetleme kurumları AKP boyunduruğuna alındı. Bunları, hukuk ve eğitim darbeleri; müziğe, heykele, tiyatroya saldırılar tamamladı.
\nÜçüncüsü, AKP, bütün bunların altyapısı olarak, sermayenin el değiştirmesini gerçekleştiriyor; yandaş sermayenin güçlenmesini sağlıyor. AKP, başta merkezi ve yerel yönetimlerin mal ve hizmet alımları ve altyapı ve inşaat işleri olmak üzere, iktidarın elindeki her ekonomik olanağı bu amaçla kullanıyor. AKP yandaşı olmayan sermaye, özellikle gazete ve TV sahipliğinde görüldüğü gibi, doğrudan ya da dolaylı olarak baskı altında tutuluyor; giderek teslim alınıyor. Sonuçta, basın yayın AKP’nin yanlışları karşısında iyice körleşiyor ve elbette bunun bir sonucu olarak genel kamuoyu da!
\n***
\nÇok daha ayrıntılı olarak sıralanabilecek bu çok köklü, temelli ve yapısal dönüşümler gerçekleştirilirken, kimi geçişli ve yüzeysel iç ve dış gelişmelerden gidilerek, örneğin, içerde Cumhurbaşkanı ile Başbakan ya da parti ile cemaat arasında uyuşmazlıklar olduğu sanılarak; dışarıda da AB ile soğuyan ilişkilere veya Suriye bataklığına bakılarak, AKP’nin gerilemekte olduğu sonucu çıkmaz.
\nKaldı ki kamuoyu bunlarla oyalanırken, karşısında güçlü bir muhalefet görmeyen AKP bundan da aldığı cesaretle, bir taraftan sıralanan noktalarda etkinleşirken, diğer taraftan da başkanlık sistemi örneğinde olduğu gibi, yeni girişimlerle kapsam alanını daha ileri aşamalara taşımaya çalışıyor.
\nİktidarının onuncu yılında AKP, ancak gerçek niteliği görülerek, geriletilebilir.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!