Veysel Ulusoy

Saklanan yanlış veri çok dava çeker

05 Haziran 2022 Pazar

Ülke ekonomi politikaları sağlıklı ve anlaşılır veri üzerine kurulur. Temel olarak para politikası ve maliye politikası içinde bir cadı kazanı misali etkileşime giren ekonomik ve diğer alandaki verilerin gözlenerek yönlerinin belirlenmesi ekonominin izlediği yola da ışık tutar.

Bu durum sadece hükümetin aldığı kararları değil, tüketici ve firmaların günümüz ve gelecekteki tüketim, tasarruf ve yatırım davranışlarını da etkileyecektir.

Tüm bunları sürekli vurgulamamızın nedenleri var tabii...

Daha iki gün önce açıklanan tüketici ve üretici fiyat değişimleri yani enflasyon oranları ile ilgili bu kapsamda gelişmeler var.

Gelişme derken bunu olumlu yöne çekmeyelim hemen. 

Öncelikle enflasyon oranlarını irdeleyelim. Tüketici fiyat endeksi dediğimiz halkın her an her yerde karşılaştığı fiyatlardaki değişim oranı resmi verilere göre mayıs ayında yüzde 3 değil 2.98 arttı ve yıllıkta yüzde 73’ü geçti.

Karar vericilerin karar verip sunduğu bu resmi (!) veri ekonomi alanında uzman olan herkesi şaşırttı diyebiliriz. Halkı da bu uzmanlar sınıfına koyduğumuzda, bizi yönetenler hariç tüm toplumun veri sunumunu şaşkınlıkla izlediğini vurgulayabiliriz.     

Üretici yani toptan eşya fiyatlarındaki artışı kimse tartışmasa da aylık olarak yüzde 8, yıllık olarak da yüzde 130’un üzerinde gerçekleşmiştir. Esasında önümüzdeki gün ve aylarda enflasyon ve hayat pahalılığının büyük resminin görüldüğü yer de tam burasıdır. Diğer bir ifadeyle, üretici fiyatları eninde sonunda raflara bire bir yansıyacaktır.

Aslında yansıdı ama bizden saklıyorlar... Ya da sakladıklarını zannediyorlar.

İşte tam da bu acemi saklama becerisinin toplumsal maliyetini ele almak gerekiyor artık...

Enflasyonu olduğundan düşük göstermek ve sunmak öncelikle bir etik sorundur. Bunun bir adım ötesindeki açıklamaya göre ise insanların emeğini çalmaktır. 

Artık bu sanal hırsızlığı yüksek sesle dillendirmek gerekmektedir. 

Hayatımız boyu zaten kısıtlı çalışma olanaklarına/zamana sahip bireyler olarak yaptığımız ve yapacağımız tasarruflarla gelecek kurma hayalinin bir avuç karar verici ve çıkar grubu tarafından talan edildiği nadir dönemlerden birini yaşıyoruz. Bu sanal hırsızlık o kadar açık ve seçik yapılıyor ki halk fakirleşirken bir yapı/grup inanılmaz boyutlarda servet birikimi yapıyor.

Verilerin içeriğinde de görülüyor bu durum...

Söz konusu fakirleşmenin tüketim gruplarına göre saklanması amacıyla, TÜİK aldığı bir kararla artık enflasyon sepetindeki madde (ürün) fiyat seviye ve değişim oranlarını artık bizden gizleyecek. Zaten sanal hırsızlığın bir göstergesi olan yanlış ve yanıltıcı veri olgusu ortadayken, verilerin saklanması da bu sürecin tuzu biberi olmuştur. 

Diğer bir ifadeyle ne kadar fakirleşeceğimizin göstergelerini artık TÜİK saklayacak, bize sunmayacak.

Hal böyleyse, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAGrup) toplumsal bir görev daha düşüyor. Grubun yöneticisi olarak sepetteki birçok madde yani ürünün fiyat değişimlerini halka sunacağımızı ifade etmek isterim.

Çok önemli bir vurgu yaparak TÜİK’i halka/ülkeye vereceği zarar konusunda uyaralım... Arjantin ve Yunanistan istatistik ofislerinin geçmişte benzer yanıltıcı ve yanlış veri sunumundan kaynaklı olarak birçok ulusal ve uluslararası davanın açılma olasılığı şu an karşımızda bizi bekliyor. Finansal yatırımcıdan, kamudan hafriyat işi alan müteahhide, çalışandan emekliye kadar her kesim uğradığı zararları tazmin etmek için sırada bekliyor.

Basit bir sıra değil bu... Ülkenin başını ağrıtacak, vergilerimizle beslediğimiz karar vericileri sorumlu tutacak cinsten hepsi.

Tarihe not düşelim biz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çaput 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları