Şahin Aybek

Materyalist ve pozitivist eğitimler ahlaksızdır…

19 Ekim 2020 Pazartesi

Pozitivist Eğitim Felsefeleri Ahlaksız Bireyler Yetiştiriyor Önermesi, Bir Safsatadan Öteye Gidemez

Ahlak eğitimi yazımdan sonra, yine bu bağlamda uzun zamandır ele almak istediğim bir başka ahlak eğitimi konusunu ele almak istiyorum. Eğer bir kişi materyalist veya pozitivist görüşü ve eğitim yaklaşımlarını benimsiyorsa ahlaksızlık mıdır ya da ahlaksızlık diye bir kavram var mıdır veya kime göre, neye göre ahlaklı diyeceğiz bir şeye? Aslında ele almaya çalışacağım konunun felsefi altyapısı ve tartışmaları yüzyıllara dayanır. Ve hep söylediğim üzere; dünyadaki bütün kavga idealizmin ve materyalizmin kavgasıdır… Türkiye’deki eğitim ve siyaset tartışmalarına baktığınızda, sanki materyalist ve pozitivist eğitimler, öğrencilere ahlak veya değerler vermez gibi bir algı var. Genel eğitim ve müfredat tartışmalarında, sanki materyalist veya pozitivist felsefelerin veya buna dayanan eğitim felsefelerinin ve sistemlerin, insanlara ve özelde de öğrencilere ahlak vermiyorlar gibi bir düşünce hakim. O zaman, kısaca pozitivist düşünce nedir ve bunların ahlak anlayışları nedir, ele almaya çalışalım.

Tartışmaya, öncelikle, şuradan başlayalım. Literatürde ahlaksızlık diye bir kavram yoktur. Ahlak, rölatif bir kavram olduğu için birine göre ahlaklı olan bir başkasına göre ahlaklı olmayabilir. O zaman, temel saptamamız “ahlaksızlık” diye bir kavram olmadığı, ahlakın göreceli olduğu olsun. Yine bu kavramlar; yani materyalizm, pozitivizm, idealizm, vb. içleri doldurulmadan ve anlamları bilinmeden, ezberden kullanılmaktadır.

Pozitivizm; genel olarak modern bilimi temel almaktadır ve insanlığın ilerlemesini engelleyen bilim öncesi düşünce, tarz ve formlarına karşı çıkmaktadır. Diğer taraftan, araştırma konusu olarak sadece olguları almaktadır.

Bireyci Tutumların Yerine İnsan Sevgisini, Duygudaşlığı ve Dayanışma Duygusunu Merkeze Almalı

Bu tartışmayı pozitivizm açısından ele aldığımızda; kurucusu olan Auguste Comte ve sosyal bilimlerde yaygınlaştırılan Emile Durkheim, ahlaka ciddi bir önem vermişlerdir. Şöyle ki; Auguste Comte, felsefenin dönüm noktaları olan Platon, Aristotales ve Hegel gibi; “Eski zamanlarda toplum ahlaklıydı, şimdi ise bir buhran yaşanıyor ve toplum kaos içinde; öyleyse toplumu ahlaklılaştırmak, ona ahlaki bir temel vermek gerekir” önermesini tekrarlamıştır. Auguste Comte, kendi döneminin sıkıntılarını aşma yolunda eğitime önem verilerek, ahlakın yeniden tesis edilmesi gerektiğini savunur. Auguste Comte ’un dünyayı gözle görülenlerle açıklamaya çalışmış olması, sisteminde ahlak görüşlerinin olmadığı anlamına gelmez. Tartışılabilecek olmakla beraber, onun idealizme karşı çıkmasına rağmen idealist olduğunu savunanlar bile vardır. Ama bunu illa ki isimlendireceksek, Comte “pozitivist bir ahlakı” savunmuştur. Ve bu ahlakta, bilinenin aksine, bireyci tutumların yerine insan sevgisini, duygudaşlığı ve dayanışma duygusunu merkeze almalı, der. Swingewood, Comte’un ahlaki çözümleri politik çözümlerden üstün tuttuğu için, çözüm olarak işverene ve işçiye ahlak ve sevgi aşılanması gerektiğini belirtir. Ahlaki eğitimin de “haklar değil”, ödevler üzerine kurulu olması gerektiğini belirtir.

Ahlaki Buhran Sorununu Çözmeliyiz

Auguste Comte’dan 50 sene sonra ikinci önemli pozitivist olan Emile Durkheim de toplumun çözümünün içinden geçilen ahlaki buhrana, geçmişin gelenek ve disiplin anlayışlarının diriltilerek son verilmesi gerektiğini savunur. Durkheim, rasyonel bir ahlakı savunarak, toplumun işlevsel biraradılığının, ahlaki bir birliktelikle mümkün olabileceğini belirtir. Suçu bilimsel bir ahlakı savunmaksa, evet, bilimsel bir ahlakı savunmuştur ve o da Comte gibi, bilindiğinin aksine, sorunların toplumdaki ahlak ve eğitim eksikliğinden kaynaklandığını belirtir.

Pozitivist Eğitim Felsefeleri Ahlaksız Bireyler Yetiştiriyor Önermesi, Bir Safsatadan Öteye Gidemez

Şimdi, sadece Auguste Comte ve Emile Durkheim’a bile bakıldığında, ahlak bu kadar ön plana çıkarken, pozitivistlere ahlaksız diyenler, hangi argümanlara dayanmaktadırlar? Ya da diyebilirler ki; biz pozitivist ahlaka da karşı çıkıyoruz. O zaman, soru şu; pozitivist ahlakın nerde yazan hangi ilkelerine karşı çıkıyorsunuz? Bu nedenlerle, pozitivist dünya görüşü ve buna dayanan eğitim felsefeleri ahlaksız bireyler yetiştiriyor önermesi, bir safsatadan öteye gidemez. Bilime inanmanın insanları hangi anlamda ve nasıl ahlaksız yaptığını düşünüyorsunuz? Ahlaklı olmak için hangi öğelere ihtiyacımız var ve ölçünüz nedir? Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları