Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cevdet’ten Sancar’a Tezgâh!

22 Aralık 2015 Salı

19 Haziran’da bu köşede “Devletin Konağı” ara başlığının altında şu satırlar vardı:
25 Aralık 2013’te Muammer Güler İçişleri Bakanlığı’ndan ayrılmak zorunda kaldı. Yerine TBMM dışından bakanlık müsteşarı Efkan Ala ‘atandı’! 15 Eylül 2014’te Ankara Valisi Alaattin Yüksel emekli olunca Çankaya Caddesi’ndeki Vali Konağı’nı’ boşalttı.
Devletin valisi’ için ayrılmış olan konağa, hariçten gazel okuyup bakan olan Ala, el koydu. İstediği müteahhide konağı keyfine göre elden geçirttikten sonra taşındı. İç dekorasyonuna 136 bin lira, genel onarımına da 1 milyon 360 bin lira harcandı.
Anayasanın, seçimlerden üç ay önce üç bakanlığın, İçişleri, Ulaştırma ve Adalet bakanlıklarının, ‘tarafsız isimlere bırakılmasını’ öngören maddesi gereğince, 6 Mart 2015 tarihinde görevinden ayrıldı. Ala, hariçten gazel okuduğu için koltuktan ayrılmak zorunda kaldı. Milletvekili de olmadığı için sıradan bir vatandaş oldu. Ama devletin konağından ayrılmadı! Pes…”

***

Yarım yüzyıl önce, Ankara Çankaya’da, Atakule’nin olmadığı yıllarda 90 gazeteci bir yapı kooperatifi kurdu. O tarihlerde SSK, 500 işgünü primini yatıranlara emlak kredisi verirdi. Bundan yararlandılar. Her tarafı tarlalar olan bir alanda “Basıntepe” adlı siteyi inşa ettiler.
Sonraları çevrelerinde binalar yükselmeye başladı. Ankara Belediyesi de, yerinde bir davranışla, yeni oluşan sokaklara eski gazetecilerin, yazarların, çevirmenlerin, karikatüristlerin adlarını verdi.
Sitenin önünden geçen sokağın adına Ahmet Mithat Efendi, arkasındakine Ahmet Rasim, geriye doğru Ahmet Daver, Sedat Simavi denildi. Sitenin sağında dik inen sokağın adı Halide Nusret Zorlutuna, paralelleri Süleyman Nazif, Yunus Nadi, sol geride ise Halit Ziya oldu.
Atakule’nin bugünkü konumundan yararlanarak tarif edecek olursak, yukarıya doğru giden ana caddenin öte yanındaki bir sokakta Sedat Simavi adını sürdürdü. Onun alt paralelinde Cemal Nadir, Ebbuziya Tevfik, bunları dik kesene Mahmut Yesari, ona da dik bağlanana Hüseyin Rahmi ve Ahmet İhsan denildi.
Sitenin önünden geçen Ahmet Rasim’in, caddenin ötesindeki uzantısı ise Abdullah Cevdet oldu. Kimdir Abdullah Cevdet?

***

1869 Arapkir doğumlu doktor, düşünür, şair, çevirmen olup tıp, felsefe, sosyoloji, siyasa alanlarında yetmişten fazla yapıtın yazarı ve çevirmeniydi.
Osmanlı’da “Batıcılık akımı” ile Abdülhamit’e karşı “1908 devrimi” ile “kadın ve insan hakları savunuculuğunun” öncülerinden olup gizli “İttihad-i Osmani Cemiyeti’nin” kurucusuydu. Hapis yatmış, sürgünde yaşamıştır.
Diyarbakır’da veba salgınında görevliyken, Ziya Gökalp’in intihar girişimine müdahale edip kurtarmış, sonra da cemiyete üye yapmıştı.
1932’de İstanbul’da kalp bunalımından öldü. O dönemde, Nurcuların dinsizlikle suçlamaları nedeniyle Ayasofya Camii’ndeki cenazesi sahipsiz kalmış, yazar Peyami Safa’nın devreye girmesi ile cenaze namazı kılınarak Merkez Efendi Mezarlığı’nda gömülmüştü.

***

Şimdi Ankara Büyükşehir Belediyesi kararı ile Abdullah Cevdet adı bu sokaktan siliniyor, yerine Nobel Ödülü’nü kazanan değerli bilim adamı Aziz Sancar’ın adı veriliyor. Belediye, Sancar’ın başarısını istismar ederek bir oyun tezgâhlıyor!
Sancar’ın adına layık Ankara’da başka sokak yok mu? Sancar, Nobel Ödülü’nü Ata’ya armağan etti. Anıtkabir çevresinde görkemli bir sokak bulunamaz mıydı?
Devletin valisinin konutuna el koyan Efkan Ala, gece gündüz arka penceresinden dışarıya baktığında Abdullah Cevdet Sokağı’nı görüyor. Buna can mı dayanır? Değiştir kurtul. Tezgâh bu… Ben olsam Konağın çıkış kapısının bulunduğu “27 Aralık Sokağı’nın” adını “17-25 Aralık” olarak değiştirtirdim…
Bu arada bir bellek tazelemesini avukat Sedat Vural yaptı. AKP’li belediye, bu sokağın adını 2005’te de değiştirmeye kalkmıştı. 5. İdare Mahkemesi’nin “değiştirilemez” kararını, Danıştay 8. Dairesi de 2007’de onaylamıştı!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları