Biz sahada 90 dakika gördüğümüzü yazıyoruz. Muhakkak ki Fatih Terim, bu maçı nasıl lehimize çeviririmin hesabını hafta boyu yapıyordur. Bununla kalmayıp çarşamba akşamı Schalke 04 maçını da işin içine katıyordur. TT Arena’daki Schalke, dolayısıyla klasik düzenini (4-4-2) denedi dün gece. Ama Akhisar, Antalya’yı örnek alarak kendini sahasına hapsetti. İlk yarı 40 dakika bu böyle sürdü. O süreçte oyunun tüm hakimi G.Saray’dı diyebiliriz. Unutulmamalı ki kapalı defansı açmanın ve golü bulmanın iki-üç yolu var. Kanatlardan bindirme ve akabinde sert keskin ortalar... Burak’ın, Sneijder ve Hamit’in can alıcı şutları ve Selçuk’un şık serbest vuruşu vardı ama özellikle kanatlar işler olmayınca gol gelmedi. Oysa Terim sadece bu maçı düşünüp Antalya sistemini (4-2-3-1) devreye soksaydı abartısız söyleyeyim ilk yarıda bu kadar zorlanmazdı.\n

Akhisar’ı çözmekte hâlâ zorlanıyorum. Geçen hafta son haftaların formda ekibi İBB’yi Gekas’la fena çarptı. Nasıl, hücumu fazla düşünerek… Eminim Hamza Hamzaoğlu; buna kafa yordu devre arası ve oyuncularını, “Rakip G.Saray ancak bu saatten sonra kim olursa olsun fark etmez; iç saha maçlarından 3 puan almalıyız. Hücum…” diyerek sahaya yolladı. Nitekim ikinci yarı oyuna ortak oldular ve de Gekas’la müthiş bir fırsat da yakaladılar. Zaten o direk sonrası Terim, kanat ve gol adamı Amrabat’la dünya yıldızı Drogba’ya sarıldı. O sırada Oğuz’un gözü kulübedeydi, Eyvah, ‘Drogba giriyor’ psikozuna girdi hemen. Deneyimli kaleci hayranı olduğu stardan gol yemek istemiyordu. Nedeni, Alex’ten Türkiye’de çıktığı ilk maçta golü o yemiş ve yıllarca bu gol TV’ler tarafından ısıtılıp ısıtılıp gösterime sunulmuştu. Ama ne acıdır, onun için ne üzücüdür ki; 5 dakika geçmemişti ki Drogba kafayı ters köşeye yapıştırdı. Fildişili star o golle yetinir mi? Sneijder’in ince pasıyla girdi ceza sahasına; şutu Burak’ın önüne düştü, yerli golcü yapıştırdı plaseyi; Drogba’yı unutur mu? Bir sırtında taşımadığı kaldı. Bir Drogba demeyin, Ne Drogbay’mış deyin yeter!.. \n

\n