Kadro ile fazla oynamaması Bilic’in en tuttuğum yanı. Dara düşmediği müddetçe ve bir önceki maçta en verimsiz olan oyuncusunu dahi 11’den kesmiyor. Bazı spor yazarlarının “Escude - Ersan kesinlikle kulübeye çekilmeli” söylemlerini devamlı çürütüyor. Dün gece de çok zor ve kritik bir karşılaşma olarak gözüken Tromsö karşısında dahi, oyuncularına olan güvenini Kayseri Erciyes kadrosunu sahaya sürerek belgeledi. Ne tuhaftır ki Tromsö’nün hocası Christensen, ilk maçtaki 4 ofansif (Koppinen, Johansen, Pritchard, Ondrasek) oyuncusunu kulübeye çekti. Bunun açıklaması şu; katı defans kurgulu takımı sahaya sürerek rakibe gol şansı vermemek. Beşiktaşlı taraftarlar, Olimpiyat Stadı’na maçın 33. dakikası hâlâ akın akın geliyorlardı. Niye saat 21.00’e alınmaz anlamak mümkün değil; eziyet çektirecekler ya! Tromsö içine iyice kapanınca, oyun tek kaleye döndü.

Beşiktaş’ın maharetli futbolcularının da (Fernandes, Olcay, Gökhan) işbaşı yapmaması, Tromsö’nün işine yarıyordu adeta. Koca 45 dakika böyle sürüp gitti. Bilic, soyunma odasında golün bu koşullarda atılamayacağını düşünmüş olacak ki; enteresan bir değişime başvurdu. Hutchinson’u sol savunmaya çekip, sürpriz gol paslarının ve gollerin adamı Oğuzhan’ı, hücum alanına gönderip Almeida’yı rahatlattı. Portekizli golcü, “Oh be” derken ardından kafa golünü çaktı. Bununla kalmayıp boş koşu yaparak Oğuzhan’a gol yolları da açtı. Nitekim genç yetenek, Almeida’nın kulvarına girip öyle müthiş bir gol attı ki; şapka çıkarılır şapka! E artık Bilic, Oğuzhan üzerine kafa yormalı; ben bu çocuğu ne yapıp da oynatmalıyım diye. İki golün atıldığı 15 dakikalık bölümden sonra Beşiktaş artık keyif verici futbola yöneldi. Tromsö yalnızca onları seyrediyordu. Son 10 dakikada biraz maça asılsalar da kapasiteleri buna yetmedi. Tur gelince şunu düşündüm hemen. Ya, CAS’tan bugün Beşiktaş’a olumsuz karar çıkarsa; sonucu, Avrupa Ligi’nden ihraç. Yazık değil mi bunca emeğe...