Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İleri Demokrasiye Dörtnala  

24 Temmuz 2011 Pazar
\n

Prof. Yılmaz Esmer, beş kıtada sürdürülen çok geniş içerikli, en büyük sosyal bilimler projesi olan Dünya Değerler Araştırmasının ve Türkiye Değerler Araştırmasının Türkiyedeki yürütücüsüdür. Bu araştırmalar pek çok konuda toplumların genel düşünce/yargı ortalamaları hakkında bilgi verir. Nasıl bir toplum içinde yaşadığımız hakkında genel bir fikir sahibi oluruz. Bu bakımdan da araştırma sonuçları önemlidir. Hem değerlendirme yapmak için hem de topluma yönelik siyasal, kültürel, sosyal ve hatta ekonomik projeleri olanlar için.

\n

Bu yıl Türkiyeye ilişkin yapılan araştırmanın bazı sonuçlarını gazete sayfalarında okudunuz. Araştırılan ana konu başlıklarına bir göz attım: Temel Değerler: Yaşama Bakış, Hayatın Anlamı; Mutluluk, Hayattan Doyum, Gelecekle İlgili Bireysel Endişeler, Siyaset; Ekonomi, İş Hayatı, Çalışmaya İlişkin Değerler; Sosyal Sermaye; Dini Değerler; Kadın-Erkek İlişkileri ve Eşitliğine İlişkin Değerler; Aile, Evlilik, Çocuk; Bilim ve Teknolojiye İlişkin Değerler; Çevre Sorunları, Çevrenin Korunması, Çevre-Ekonomi İkilemi; Gençlik-Yaşlılık Algısı; Sağlık...

\n

Sonuçlar, Türkiyenin tutucu bir toplum olma özelliğini koruduğunu, bunun da ötesinde, AKPnin 9 yıllık iktidarına özgü bazı muhafazakârlaşma eğilimlerinin arttığını görüyoruz.

\n

Öncelikle kadınlara ve aileye yönelik değer yargılarına baktım.

\n

Bazı kadınlar kocalarından dayak yemeyi hak ediyor”: 1996’da yüzde 19 iken 2011 değeri yüzde 30. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bu iktidar döneminde arttığını dikkate alırsak, 9 yıl boyunca en çok kadınların haklar ve özgürlükler konusunda en çok kayba uğrayan kesim olduğunu anlıyoruz. Kadına yönelik yanıtlar da bu bulguları destekliyor:

\n

Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalı”: 1996’dan bu yana oran yaklaşık aynı, yüzde 60. Demek bir milim ilerleme yok!

\n

Dahası var: Bir erkeğin, birden fazla eşinin olması kabul edilebilir, sözüne katılanların oranı 1996’da yüzde 10, 2009da ise yüzde 11di. 2011de bu oran yüzde 23 oldu. Üstelik her beş kadından biri bu görüşe katılıyor!

\n

Esmerin özetinden bazı noktalar daha alıyorum:

\n

Dışarıda çalışan bir annenin çocukları bundan zarar görür: yüzde 70

\n

Genelde erkekler, kadınlardan daha iyi siyasi lider olur: yüzde 71

\n

Üniversite eğitimi, kız çocuktan çok erkek çocuk için önemlidir: yüzde 38

\n

Genelde erkekler, kadınlardan daha iyi şirket yöneticisi olur: yüzde 67

\n

Ev kadını olmak da çalışmak ve para kazanmak kadar tatmin edicidir: yüzde 69

\n

Bizim toplumumuzda ailenin reisi erkek olmalıdır: yüzde 74

\n

Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalıdır: yüzde 62

\n

İşin ilginç yanı, kadınların da bütün bu sorulara verdikleri yanıtlar, biraz altında olmasına rağmen genel ortalamalara yakın! Tabii bu genel duruma uygun olarak toplumun yüzde 61i (2007 sonuçlarına benzer) kadınların mayo giymesine karşı.

\n

Yılmaz Esmer yorumluyor: Kadın-erkek eşitliğinin yaygın bir değer olması isteniyorsa, Türkiyenin bu konuda önünde uzun bir yol bulunduğu görülüyor. Düşünce yapısı açısından son 15-20 yıl içinde bu yönde bir gelişme gözlenmediği gibi bazı alanlarda eşitlikçi değerlerden daha da uzaklaşıldığı söylenebilir. Kesin olan bir bulgu da erkek üstünlüğü vurgulayan değerlerin, kadınlar tarafından da önemli ölçüde benimsenmiş, içselleştirilmiş olması.”

\n

Din ile ilgili sorulara verilen yanıtlar da Türkiye toplumunun dinine en bağlı ülkelerden biri olduğunu göstermekte. (Yüzde 81 dindarım, diyor.) Kadına karşı toplumdaki genel yargı ile yüksek dindarlık oranında bire bir ilişki kurmak mümkün! Ayrıca dindarlığı da toplum, ahirete hazırlanmakyani dini ritüellerin yerine getirilmesi olarak algılıyor. Yoksa toplumsal yaşama ilişkin düzenleyici ahlaki kurallar olarak değil!

\n

Dindarlık ve kadına ilişkin tutumlar, doğal olarak hoşgörüsüzlük de yaratıyor. Esmer yorumluyor: Türkiyede hoşgörü düzeyleri, bazı iniş çıkışlar gösterse de daima dünya ortalamalarının çok altında. Başka ırktan, başka dinden, başka renkten, hatta başka düşünceden komşu istemeyenlerin oranları hayli yüksek.”

\n

Türkiyenin on yıllardır nereden nereye gelemediğinin fotoğrafıdır araştırma sonuçları. İleri demokratlara acilen duyurulur!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları