Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Doğum Sancıları

29 Ağustos 2008 Cuma

Rusya, bugün dünyanın en demokratik ülkesi, demokrasinin kalesi bile olsa, ABDnin, ABnin ve Türkiyenin düşmanlığından kurtulamaz! Adamlar, komünizmden, sosyalistlikten vazgeçti, kapitalist oldu, ama düşmanolmaktan yakasını sıyıramıyor!

Rusyanın yanı sıra, yine Batı dünyasında ve ülkemizde Çin düşmanlığı var. Olimpiyatlarla birlikte, Çini gözden düşürmenin çeşitli vesileleri doğdu!

Moskova ve Beycing. Rusya ve Çin... Biri, yıkıntılar arasından Putinin akıllı enerji politikaları sayesinde hızla yükseldi. Ayağa kalktı! İkincisi ise daha önemli: Akıllı ekonomi politikalar, ekonomiyi merkezi ve yerel, devlet ve özel, büyük ölçekli stratejiler, bilim ve teknoloji politikaları sayesinde, dünyanın en hızlı yükselen muazzam bir ekonomik gücün ortaya çıkışı...

***

ABD ve Avrupanın, soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliğine karşıbüyük savaşınıntemel güncel nedenini anımsayan var mı? Söyleyelim: Özgür dünyayı savunmak, kapitalizmi, serbest piyasa ekonomisinin varlığını savunmak. Sovyetler Birliği, sosyalist ekonomiyi dünyaya yayma niyetine karşı,Özgür Batı”, kendi değerlerini Rusyaya karşı (mı) savunuyordu!

Ama şimdi bakıyorsunuz, Rusyadan Özgür Batıya karşı bir tehlike yok. Çünkü o da Özgür Batıya dönüşmüş!

Peki, bu soğuk savaşın hortlamasına ne demeli?!

***

İşin özüne geldik! ABD her zamanbir düşmanyaratarak, dünyada egemenliğini ebedi sürdürebilmenin yeni koşullarını yaratmak zorunda. Dün Sovyetler Birliği idi. Ortadoğu petrollerini denetlemek için Iraka saldırma gerekçesi, insanlığın düşmanı Saddamidi. Saddamın, şimdi olmadıkları açıklanan nükleer silahlarıydı... Sonra, ABDnin yarattığı El Kaide var! Bu da medeniyetler çatışmasının bir vesilesi!

Şimdi, ABD Rusyayı nasıl bir düşman olarak dünyaya takdim edecektir, bilemiyorum; ama Beyaz Saraya, bizim ebedi sloganımızı önerebiliriz: Moskof! Amerikalıların, bunu yaldızlayıp parlatarak dünyaya bir heyula olarak kabul ettirmeleri zor olmasa gerek!

***

Peki?

Sorun tabii ki hegemonya! Gerisi boş laf! Geniş pazarlar üzerinde alabildiğine egemenlik! Ve stratejik alanlar, ürünler, bölgeler, ülkeler üzerinde etki... Kapitalizmin, kapitalizm olduğu sürece hiçbir zaman ortadan kaybolmayacak ulus devlet niteliği. Ulusların egemenlik alanları savaşı!

ABD ve AB, Rusyanın eteklerindeki ülkelerde ateşledikleri turuncu devrimlerin nedeni neydi? Şüphesiz Rusyanın etkisi altındaki ülkelerde pazar egemenliğini (siyasal iktidarı yandaşlayarak) ele geçirmek... Şimdi Kafkasyada Batının etekleri tutuştu! Kimse Moskovadan bu sert yanıtı beklemiyordu! AB, Yugoslavyayı parçalayarak, onlarca devletçik yaratırken iyiydi! AB ve ABDnin Gürcistanın bütünlüğü politikası ise sadece çıkarları gereğidir! Rusyanın Gürcistandan ayrılmak isteyenleri tanıması karşısında, AB ülkeleri aynada kendi yüzlerine bakınca ne görürler acaba!? Sakın şimdiki Rusya, aynada yüzlerine yansımasın?

Rusya komünizmi mi yayıyordu ki, turuncu devrimlereteklerinde tutuşturuldu? Ne geri zekâlı var bu dünyada, hele hele ülkemizde!

Rusyaya karşı yapacakları bir şey yok, telaşa da gerek yok!

Yeniden çok kutuplu dünyanın sancılarını yaşıyoruz! Çok kutupluluk iyi bir şeydir! Kim için kötü? ABD için... Bizim için de iyidir! Uşaklığın gereği var mı?

Prof. Dr. Mehmet Neşşar, 22. Dönem CHP Denizli Milletvekili: CHP ile ilgili yazılarınızı izliyorum, bir katkı da ben koymak isterim: Dediğiniz doğrudur, görünüşte lider değişikliğinin CHPde pek fazla anlamı olamaz, bunun nedeni de Genel Merkez gibi düşünen ve davranan halinden memnun örgüt yapısıdır. Otuz yıldır yenilenemeyen yüzler, yönetim kadroları ve söylemler sadece Genel Merkezin değil, örgütlerin de bugünkü temel sorunu. Bu sorunun temelinde kanımca güncel bir problem var: akılcı-aydınlanmacı sol-sosyal demokrat çizgi ile yeni dünya düzenininirrasyonel-asimetrik yapısı arasındaki uyumsuzluğun Türk solu ve CHPdeki yansımalarının yarattığı tıkanıklık. Retoriğin münazaraya baskın olduğuortamda, ne hitabet, ne ahlak ve ne de evrensel doğrular seçmene cazip gelememekte, demokrasiteslimiyetçilik, talan ve çürümenin motoru durumuna dönüştürülebilmekte. Bu düzenle mücadele edebilmek içinse, onlar gibi yani irrasyonel ve asimetrik düşünebilen, akılcı-aydınlanmacı yeni bir aydın-siyasetçi kuşağına gereksinme olduğuna inanıyorum. Bu nedenle CHPde lider değişimi, sadece mevcut yapıyı sarsıp yeni nesillerin partiye üye olabilmelerinin önünü açmaya yarasa bile olağanüstü bir adım olur...

obursali@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları