Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mırın Kırın Etmeden Erkekçe Konuşmalı
Gerçek teşhisi, “Partimizin kurucusu Atatürk’ü soykırımcı ilan etmek istiyorlar” sözleriyle CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter koydu.
\nÖnceki gün Alanya’da “Türkiye sadece Dersim’i değil, İskilipli Atıf Hoca’yı da konuşmalı... Şüphesiz Atatürk hayattadır ve sorumlu bir hükümet vardır. İsmet Paşa da başvekildir.
\nDersim olayı, Osmanlı döneminde başlayan aşiret ayaklanmalarının nihayeti, 1937 ve 1938 yılları arasında CHP’nin iktidar olduğu tek parti döneminde bugün Tunceli olarak bildiğimiz Dersim’dedir.”
\nYukarıdaki açıklama Bülent Arınç’a ait. AKP’nin 2 numaralı isminin, Dersim olayları konusundaki görüşlerinde, “1” numaradan, başka bir deyişle patronundan küçük de olsa fark var.
\nErdoğan 74 yıl önce devlete yönelik ayaklanmaları bastırırken yapılmış bir Alevi katliamını gündeme getirip konuyu bugünkü CHP yönetiminden hesap sormaya indirgiyor. Yardımcısı ise aşiret ayaklanmalarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde feodalitenin başkaldırısı olarak başladığını anımsatarak söze giriyor.
\nAma sonunda her ikisi de olup bitenlerden Atatürk ve İnönü dönemlerini sorumlu göstermek istiyorlar.
\nTürkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü Başbakanı Sayın Erdoğan, sık sık devlet arşivlerini açmaktan söz etmekle kalmıyor... Karşıtlarını da o arşivleri irdelemeye adeta meydan okurcasına çağırıyor.
\nFeodalitenin ağaları ve İngiltere
\nArşivler, bölgede feodaliteye dayanan Kürt kökenli “ağa”ları, İngiltere’nin yeni kurulan Cumhuriyete karşı nasıl kışkırttığını; altın, para ve silah yardımı yaptığını da yazar. Dahası ünlü İngiliz casusu Lawrence’nin de özel olarak bölgede çalıştığı bilinir. Şeyh giysileri içindeki Lawrence, göğsüne yerleştirdiği pil destekli bir ampullü cihazla zavallı bölge halkına, kendisini peygamberimizin elçisi olarak anlatırken göğsündeki cihazı kullanarak vücudunun nurla aydınlandığını söylermiş. Bu “miş”li anlatım o başkaldırılarda cepheden cepheye koşmaktan yorgun düşmüş genç zabitlerimizden merhum eniştem Edip Tokalp’indir. Eşkıyaya esir düşen Mülazım (teğmen) Edip, ayakları başına bağlanarak bir tepeden aşağıya yuvarlanarak yok edilmek istenirken Kürt kadınları tarafından kurtarılmış ve kaçması sağlanmıştır.
\nCumhuriyetimizin 61’inci Başbakanı Sayın Erdoğan’a anlatmaya çalıştığım, yeni kurulmakta olan devletin dış düşmanlara karşı yorulmuş olan silahlı kuvvetlerinin o yorgun anında bile başkaldırılarla uğraşmak ve dolayısıyla sorumlu görülenlerin istiklal mahkemelerinde yargılanmasını sağlamak olduğudur.
\nBaşbakan’ın başöğretmeni
\nBugün 88 yaşında olan devleti yıkmak isteyenlerin bulunduğunu ileri sürerek Silivri’de oluşturduğu özel yetkili mahkemelerde ‘Ergenekon’ ya da ‘Balyoz’ davalarının sanıklarını dört yıldan bu yana tutuklu olarak yargılatmakta olan bir hükümetin 1925’lere,1937 ve 1938’lere kadar uzanarak eski defterleri aramasının anlamı nedir?
\n“Tarihimizle yüzleşmek, hesaplaşmak” diyor iktidar partililer. O hesabı ararken de kendi başöğretmenleri merhum Necip Fazıl Kısakürek’in yazdıklarına dayanmak istiyorlar.
\nSözünü ettikleri “Üstat” “Kaldırımlar” ya da “Sakarya” şiirleriyle edebiyatımızın altın sayfalarında yer alan şair Kısakürek değildir .
\n“Büyük Doğu” adı altında Cumhuriyete karşı başkaldırının altyapısını işleyen ve partileşmeyi amaçlayan bir cemiyetin kurucu reisidir.
\n“Üstat”ın talih oyunlarına fena halde zaafı vardır ve dolayısıyla sık sık Beyoğlu’nda görülmesi o dönemde bile muarızlarınca kullanılmak istenmiştir. Cumhuriyetin ilk atılımlarından birisi olan ve Atatürk’ün de pay sahipleri arasında bulunduğu, daha sonra o payları vasiyetiyle CHP’ye devrettiği Türkiye İş Bankası’nda müfettişlik de yapan Kısakürek, böylelikle tek parti döneminin ekmeğini yiyenler arasına da adını yazdırmıştır.
\nÇok partili döneme geçildikten sonra bu ad yazdırma olayını unutmak için olmalı şairi, Büyük Doğu dergisini çıkartırken özelikle “sağır” diye adlandırmaktan zevk aldığı İsmet Paşa’ya hücum eden yayınlarla görürüz.
\nBaşbakan’ın İsmet İnönü düşmanlığı denebilecek tutumunda, İkinci Dünya Savaşı sırasında Cumhurbaşkanı olan ve ülkesini o savaşa sokmamak amacıyla uykusuz geceler geçiren dönemin Milli Şef’i İsmet Paşa’nın ilk sıralarda yer almasında Kısakürek’in etkisi çoktur. Necip Fazıl, 1960’ta Uşak İstasyonu’nda başına taş atılan Garp Cephesi Komutanı İnönü için, Büyük Doğu’da “Leşini yerde sürükleyecek gülleden ne haber” diyen bir başyazıya da imzasını atmış, bu tür yazıları nedeniyle CHP ve İsmet İnönü tarafından açılan davaların mahkûmiyetle sonuçlanma aşamasında, davacıların avukatı olan bu satırların yazarına mahkeme koridorunda aynen “Ben bu para karşılığında yapmak zorunda olduğum servisten pişmanım. Lütfen İlhami Sançar Bey’e de söyleyin. Davalardan vazgeçilsin” demiştir.
\nKısakürek’e dönemin hükümeti tarafından örtülü ödenekten ödenen paralar ve dergiye verdirilen devlet bankaları reklamlarının belgeleri de devlet arşivinde, yani Başbakan’ın elinin altında olmalıdır.
\nSayın Erdoğan İkinci Dünya Savaşı sırasında silah altına alınan askerin kışlalara sığmadığı için sınır bölgelerindeki kasaba ve kent camilerimizde konaklamasını da anlayamaz. “Camileri ahır yaptılar” diye CHP’yi eleştirir. Oysa o camilerde ezan okunmasının, Hitler Almanyası ve Sovyet Rusya askerlerinin çizmelerinin topraklarımızı çiğnemekten kaçınmalarının İsmet Paşa’nın dâhiyane politikası sayesinde olduğunu da bilmezden gelir!
\n27 Mayıs darbecilerinin çıkarttığı basın suçlarına af kanunuyla kamu davaları düşmüştü. İnönü de şahsi davalarından vazgeçti ve Kısakürek ile CHP arasındaki husumet öylelikle kapandı.
\nAnlaşılan Başbakan bu defteri açarak gündemi değiştirmeyi kendi açısından yararlı görüyor. Tabii benim anlattıklarımı bilmesine yaşı el vermediği için olmalı.
\nUmarım bu hızlı tarih dersi, bundan sonraki konuşmalarını etkiler. Atatürk ve İnönü için Cumhuriyetimizin tek parti dönemi için bir Cumhuriyet hükümeti başbakanına hiç yakışmayan sözlerden alıkonur.
\nErkekçe konuşmak varken mırın kırın etmenin ne gereği var?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!