Orhan Birgit
Orhan Birgit obirgit@e-kolay.net Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mırın Kırın Etmeden Erkekçe Konuşmalı

25 Kasım 2011 Cuma
\n

Gerçek teşhisi, Partimizin kurucusu Atatürkü soykırımcı ilan etmek istiyorlar sözleriyle CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter koydu.

\n

Önceki gün Alanyada Türkiye sadece Dersimi değil, İskilipli Atıf Hocayı da konuşmalı... Şüphesiz Atatürk hayattadır ve sorumlu bir hükümet vardır. İsmet Paşa da başvekildir.

\n

Dersim olayı, Osmanlı döneminde başlayan aşiret ayaklanmalarının nihayeti, 1937 ve 1938 yılları arasında CHPnin iktidar olduğu tek parti döneminde bugün Tunceli olarak bildiğimiz Dersimdedir.

\n

Yukarıdaki açıklama Bülent Arınça ait. AKPnin 2 numaralı isminin, Dersim olayları konusundaki görüşlerinde, “1” numaradan, başka bir deyişle patronundan küçük de olsa fark var.

\n

Erdoğan 74 yıl önce devlete yönelik ayaklanmaları bastırırken yapılmış bir Alevi katliamını gündeme getirip konuyu bugünkü CHP yönetiminden hesap sormaya indirgiyor. Yardımcısı ise aşiret ayaklanmalarının, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde feodalitenin başkaldırısı olarak başladığını anımsatarak söze giriyor.

\n

Ama sonunda her ikisi de olup bitenlerden Atatürk ve İnönü dönemlerini sorumlu göstermek istiyorlar.

\n

Türkiye Cumhuriyetinin bugünkü Başbakanı Sayın Erdoğan, sık sık devlet arşivlerini açmaktan söz etmekle kalmıyor... Karşıtlarını da o arşivleri irdelemeye adeta meydan okurcasına çağırıyor.

\n

Feodalitenin ağaları ve İngiltere

\n

Arşivler, bölgede feodaliteye dayanan Kürt kökenli ağaları, İngilterenin yeni kurulan Cumhuriyete karşı nasıl kışkırttığını; altın, para ve silah yardımı yaptığını da yazar. Dahası ünlü İngiliz casusu Lawrencenin de özel olarak bölgede çalıştığı bilinir. Şeyh giysileri içindeki Lawrence, göğsüne yerleştirdiği pil destekli bir ampullü cihazla zavallı bölge halkına, kendisini peygamberimizin elçisi olarak anlatırken göğsündeki cihazı kullanarak vücudunun nurla aydınlandığını söylermiş. Bumişli anlatım o başkaldırılarda cepheden cepheye koşmaktan yorgun düşmüş genç zabitlerimizden merhum eniştem Edip Tokalpindir. Eşkıyaya esir düşen Mülazım (teğmen) Edip, ayakları başına bağlanarak bir tepeden aşağıya yuvarlanarak yok edilmek istenirken Kürt kadınları tarafından kurtarılmış ve kaçması sağlanmıştır.

\n

Cumhuriyetimizin 61’inci Başbakanı Sayın Erdoğana anlatmaya çalıştığım, yeni kurulmakta olan devletin dış düşmanlara karşı yorulmuş olan silahlı kuvvetlerinin o yorgun anında bile başkaldırılarla uğraşmak ve dolayısıyla sorumlu görülenlerin istiklal mahkemelerinde yargılanmasını sağlamak olduğudur.

\n

Başbakan’ın başöğretmeni

\n

Bugün 88 yaşında olan devleti yıkmak isteyenlerin bulunduğunu ileri sürerek Silivride oluşturduğu özel yetkili mahkemelerde Ergenekon ya da Balyozdavalarının sanıklarını dört yıldan bu yana tutuklu olarak yargılatmakta olan bir hükümetin 1925’lere,1937 ve 1938’lere kadar uzanarak eski defterleri aramasının anlamı nedir?

\n

Tarihimizle yüzleşmek, hesaplaşmak diyor iktidar partililer. O hesabı ararken de kendi başöğretmenleri merhum Necip Fazıl Kısakürekin yazdıklarına dayanmak istiyorlar.

\n

Sözünü ettikleriÜstat” “Kaldırımlar ya da Sakaryaşiirleriyle edebiyatımızın altın sayfalarında yer alan şair Kısakürek değildir .

\n

Büyük Doğu adı altında Cumhuriyete karşı başkaldırının altyapısını işleyen ve partileşmeyi amaçlayan bir cemiyetin kurucu reisidir.

\n

Üstatın talih oyunlarına fena halde zaafı vardır ve dolayısıyla sık sık Beyoğlunda görülmesi o dönemde bile muarızlarınca kullanılmak istenmiştir. Cumhuriyetin ilk atılımlarından birisi olan ve Atatürkün de pay sahipleri arasında bulunduğu, daha sonra o payları vasiyetiyle CHPye devrettiği Türkiye İş Bankasında müfettişlik de yapan Kısakürek, böylelikle tek parti döneminin ekmeğini yiyenler arasına da adını yazdırmıştır.

\n

Çok partili döneme geçildikten sonra bu ad yazdırma olayını unutmak için olmalı şairi, Büyük Doğu dergisini çıkartırken özelikle sağırdiye adlandırmaktan zevk aldığı İsmet Paşaya hücum eden yayınlarla görürüz.

\n

Başbakanın İsmet İnönü düşmanlığı denebilecek tutumunda, İkinci Dünya Savaşı sırasında Cumhurbaşkanı olan ve ülkesini o savaşa sokmamak amacıyla uykusuz geceler geçiren dönemin Milli Şefi İsmet Paşanın ilk sıralarda yer almasında Kısakürekin etkisi çoktur. Necip Fazıl, 1960’ta Uşak İstasyonunda başına taş atılan Garp Cephesi Komutanı İnönü için, Büyük Doğuda Leşini yerde sürükleyecek gülleden ne haberdiyen bir başyazıya da imzasını atmış, bu tür yazıları nedeniyle CHP ve İsmet İnönü tarafından açılan davaların mahkûmiyetle sonuçlanma aşamasında, davacıların avukatı olan bu satırların yazarına mahkeme koridorunda aynen Ben bu para karşılığında yapmak zorunda olduğum servisten pişmanım. Lütfen İlhami Sançar Beye de söyleyin. Davalardan vazgeçilsin demiştir.

\n

Kısaküreke dönemin hükümeti tarafından örtülü ödenekten ödenen paralar ve dergiye verdirilen devlet bankaları reklamlarının belgeleri de devlet arşivinde, yani Başbakanın elinin altında olmalıdır.

\n

Sayın Erdoğan İkinci Dünya Savaşı sırasında silah altına alınan askerin kışlalara sığmadığı için sınır bölgelerindeki kasaba ve kent camilerimizde konaklamasını da anlayamaz. Camileri ahır yaptılar diye CHPyi eleştirir. Oysa o camilerde ezan okunmasının, Hitler Almanyası ve Sovyet Rusya askerlerinin çizmelerinin topraklarımızı çiğnemekten kaçınmalarının İsmet Paşanın dâhiyane politikası sayesinde olduğunu da bilmezden gelir!

\n

27 Mayıs darbecilerinin çıkarttığı basın suçlarına af kanunuyla kamu davaları düşmüştü. İnönü de şahsi davalarından vazgeçti ve Kısakürek ile CHP arasındaki husumet öylelikle kapandı.

\n

Anlaşılan Başbakan bu defteri açarak gündemi değiştirmeyi kendi açısından yararlı görüyor. Tabii benim anlattıklarımı bilmesine yaşı el vermediği için olmalı.

\n

Umarım bu hızlı tarih dersi, bundan sonraki konuşmalarını etkiler. Atatürk ve İnönü için Cumhuriyetimizin tek parti dönemi için bir Cumhuriyet hükümeti başbakanına hiç yakışmayan sözlerden alıkonur.

\n

Erkekçe konuşmak varken mırın kırın etmenin ne gereği var?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları