Öner Yağcı

‘Tarihin doğurduğu adam’ın Söylev’i

19 Ekim 2024 Cumartesi

Kimi insanlar vardır, içinde oldukları toplumun sorunlarıyla ve geleceğiyle ilgili düşünceler üretir, bu düşüncelerini eyleme dönüştürmek için yaşar.

Düşüncelerinin yaşadıkları toplumun ve dünyanın gerçeklerine uygun olması onları “büyük insan” kılar.

Toplumlarının dokusu ya da dünya gerçekliği düşüncelerine uygun olsa da onların karşısına düzenlerinin değişmesini istemeyen ve yeni düşüncelerin yeşermesinin ve eylemlerinin önüne engeller koymaya çalışan egemenler dikilir.

“Büyük insan” odur ki gerçekleştirilmesi güç bile olsa düşüncelerini hayata geçirmek, egemenlerin engellerini aşmak için ömrünü verir.

TARİHİN DOĞURDUĞU ADAM

Osman Selim Kocahanoğlu’nun deyişiyle “Tarihin doğurduğu adam” Mustafa Kemal Atatürk, insanlığın direnişinin 20. yüzyıl Anadolu’sunda bayraklaşıp 21. yüzyıla akan “büyük insanı”dır.

20. yüzyılın başlarında Osmanlı’yı yıkılıştan kurtarmak için çaba gösteren bir yurtsever devrimci genç Mustafa Kemal, imparatorluğun en gelişmiş merkezlerinden Selanik’te, ne yapılması, ne zaman yapılması, nasıl yapılması gerektiği sorularını kafasında yanıtlayan bir asker aydın olarak toprağımızda bir “büyük insan”ın yetişmekte olduğunun haberini vermişti.

Harp Akademisi’ndeyken öğrenci arkadaşlarına, “Yıkılmakta olan imparatorluktan yeni bir Türk devleti çıkarmalıyız” diyerek hedefini belirlemişti.

Düzenin değişmesini, ordunun yeniden yapılandırılmasını, Türklerin yaşadığı yerlerin kararlılıkla savunulmasını düşünüyor, düşüncesini yaşama geçirmenin yollarını arıyordu.

Güvendiği arkadaşlarını “Köhnemiş olan bu çürük yönetimi yıkmak, milleti egemen kılmak ve vatanı kurtarmak için sizi göreve davet ediyorum” diyerek örgütlenmeye çağırıyordu.

Yurt sevgisiyle düşüncelerini geliştirmek için okuyor, araştırıyor, bilincini geliştiriyor ve Sofya’da askeri ataşeyken (1914) şöyle diyordu:

“Vatana hizmet yolunda yararı olacak ve görevlerimi başarmada bana canlı bir iç rahatlığı verecek büyük düşünceleri başarmak istiyorum; yaşantımın temel ilkesi budur. Onu çok genç yaşımda edindim ve son nefesime kadar ona bağlı kalacağım.”

Mustafa Kemal’in daha sonraki 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkışıyla başlattığı ulusal kurtuluş, bağımsızlık, cumhuriyet ve sürekli devrimlerle süren adımlarında aynı yurtseverlik, kararlılık vardı.

Yurt sevgisine bilgisini,doğru önderlik ve örgütlenme anlayışıyla sürdürdüğü savaşımına uzağı görebilmeyi kattı.

Türk ulusunun yeniden yaratıcısı ve gerçekleştirdiği ulusal kurtuluşla emperyalizmin zulmü altında inleyen tüm Doğu halklarının kurtuluş meşalesini yakan öncüsü, devrimcisi, “büyük insan”ı oldu.

SÖYLEV (NUTUK)

Atatürk, sürekli devrimciliğinin kanıtı Söylev’iyle de “büyük insan” olduğunu kanıtladı.

“Ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım” dediği büyük yapıtını “Devrimimizin incelenmesinde tarihe kolaylık sağlamak” için üç ayda yazdı.

Atatürk’ün 15-20 Ekim 1927 günleri arasında yapılan CHP 2. kurultayında altı gün boyunca okuduğu Söylev, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın, Türk ulusunun tutsaklıktan kurtuluşunun, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun, Türk Devriminin ve Atatürk’ün kendi deyişiyle “tarihe mal olmuş bir çağın” güncesi, öyküsü, belgelere dayalı siyasal tarihidir.

“Atatürk’ün bize bıraktığı çağdaş Türkiye’nin kuruluş tarihi” (Hasan Âli Yücel) olan Söylev, sonundaki Gençliğe Hitabe ile geleceğinin gençlere emanet edildiği Cumhuriyeti anlama, duyumsama, sahiplenme kılavuzudur.

Söylev’i okumak, anlamak bu ülkede yaşayan her insanın boynuna borçtur. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öğretmen ders verir 5 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları