Olayların Ardındaki Gerçek

Sonlanan Normalleşme Girişimi

03 Temmuz 2024 Çarşamba

31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra iktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasında “normalleşme” adı verilen bir girişim başlatıldı.

Temelde, demokratik sistemlerde iktidar ile ana muhalefet arasında böylesi bir yumuşama hareketinin başlatılması olumlu bir girişimdir. Siyasal ve toplumsal alanda kutuplaşmanın giderilmesi için böyle bir yakınlaşmaya gereksinim vardı.

Bu girişimler sonucu CHP Genel Başkanı Özgür Özel AKP Genel Merkezi’ne, Cumhurbaşkanı Erdoğan da CHP Genel Merkezi’ne giderek bu hareketi somutlaştırdı.

Bu girişimi olumlu bulan ve destekleyen kesimler olduğu kadar, CHP Genel Başkanı Özel’e “Erdoğan’ı meşrulaştırıyor” iddiasıyla karşı çıkanlar da bulunuyordu.

Bu eleştirilere karşı Özel, “Biz söyleyeceğimizi söyleriz ama eleştirilerden de geri durmayız” diye yanıt veriyordu.

Erdoğan-Özel görüşmesinden sonra Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe de bir araya geldi. Bu girişimler ilke olarak halk tarafından olumlu karşılanıyordu.

Bu yumuşama girişimi muhalefet cephesinden çok iktidar cephesinde dalgalanmalara neden oldu. İktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyaset alanındaki bu yaklaşıma sert biçimde karşı çıkmaya başladı.

Normalleşme girişimlerinden memnun olmayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önce “AKP ve CHP arasında geniş tabanlı bir ittifak kurulsun” açıklamasında bulundu, ardından da “yumuşama” ya da “normalleşme” işinin “sinsi emellerin” bir ürünü olduğunu söyleyerek AKP’ye adeta rest çekti.

Bahçeli’nin bu sert mesajlarına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan bir anda tavır değiştirdi, sert bir tutumla CHP’ye yüklendi ve “Bizim siyasette yumuşama çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Dilini, söylemini düzeltecek olan muhalefettir. Normalleşmesi gereken muhalefettir” dedi.

Buna göre normalleşmesi gereken “muhalefet” oluyordu.

Aslında ekonomide, hukukta, adalet alanında, dış politikada ve eğitimde Türkiye’yi giderek zor durumlara düşüren AKP-MHP koalisyonu değilmiş gibi Erdoğan, AKP-MHP ittifakını sürdürmek için CHP’ye yüklenmek ve tüm kutuplaşmanın suçunu CHP’nin omuzlarına yükleme yolunu seçiyordu.

Oysa seçimlerden hemen sonra bizzat Erdoğan şu sözleri söylemişti:

“Türk siyasetinde yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var.” Hemen ardından da “Bir bahar esintisi değil, bunun Türk siyasetinin hâkim karakteri haline gelmesini ümit ediyoruz” diyerek “Kelebek ömürlü olmasın, uzun ömürlü olsun” temennisinde bulunuyordu.

Ancak sözü edilen gelişmeler karşısında Erdoğan, geçen hafta MHP’yi rahatlatmak için yukarıda belirtilen konuşmayı yaptı. Bu konuşmadan sonra Beştepe’ye yakın kimi yorumlarda “normalleşmenin tabutuna ilk çivilerin çakıldığı” ve başlatılan normalleşme sürecinden “Cumhur İttifakı’nın güven tazeleyerek çıktığı” yazıldı.

Sanki ekonomik sıkıntı yok, enflasyon çok yüksek düzeyde değil, sabit gelirli büyük kitleler sıkıntıda değil. Sanki CHP iktidarda ve tüm bu sıkıntıları CHP yaratıyor. Sanki kutuplaşmayı yaratan CHP...

Erdoğan konuşmasında “Dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltmesi gereken muhalefettir, CHP’dir” diyerek konuya noktayı koydu.

Bu durumda “yumuşama” ya da “normalleşme” adı verilen siyasal girişimin artık bitiş noktasına geldiğini söylemek hatalı olmayacaktır.

Seçimlerden sonra başlayan bu normalleşme süreci böylece çok kısa sürdü. Demokrasimiz bu yumuşamayı başaramadı. Bu kısa normalleşme sürecinden kazançlı çıkan CHP olmuştur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları