Olayların Ardındaki Gerçek

Siyasi güçlerin oyunları

23 Ağustos 2020 Pazar

Kasım ayında ABD’de yapılacak olan başkanlık seçiminde Demokrat Parti’nin adayı Joe Biden’ın 7 ay önce New York Times gazetesinde söyledikleri, geçen hafta Türkiye’de önemli bir konu oldu.

Joe Biden, “Türkiye’de darbe ile değil, muhalefeti destekleyerek iktidarı değiştirmek gerekir” demişti.

Aslında bu cümle, ABD’nin ülkelerde iktidarı değiştirmek için “darbe” yaptığını itiraf ediyor. ABD’nin Güney Amerika, Ortadoğu, Afrika ve Asya’da CIA kanalıyla ve askeri darbelerle iktidarları değiştirdiği biliniyor.

Son yıllarda ise ABD’nin birçok ülkede seçimlere müdahale ettiği, Soros aracılığı ile “turuncu” devrimlerin planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu da biliniyor.

Eski CIA çalışanları ve kimi araştırmacı yazarlar bu konuda kitaplar yazdı. Örneğin 20 yıl Türkiye’de gazetecilik yapan Andrew Finkel’ın, ABD’nin yaptığı darbeleri anlatan kitabı bunlardan birisidir. Türkiye’deki darbelerde CIA’nın rolü konusunda birçok araştırma ve kitap yazılmıştır.

Çarpıcı bir örnek

Geçmiş olaylar bize şunu öğretmiş bulunuyor: Bugün dünyada süper güçler, kendi çıkarları için her türlü çalışma içindedirler. Büyük devletler, kendileri için gerekli olan ülkelerin içişlerine ve özellikle seçimlerine karışıyorlar.

Çarpıcı bir örnek olan, Trump’ın seçilmesinde Rusya’nın ve Putin’in yardımı olduğuna dair ABD meclisinde yapılan konuşmalar, hatta bu konuda Trump aleyhine yapılan soruşturmalar unutulmamalıdır.

Joe Biden’ın 7 ay önce ileriye sürdüğü görüşler de bu çerçeve içinde değerlendirilmelidir. Bu görüş, ABD’nin bir emperyal hareketi olarak değerlendirilmelidir ve iktidar da muhalefet de karşı çıkmalıdır. Siyasal iktidarın bu konuda 7 ay neden sustuğu da bir soru işaretidir.

12 Mart ve 12 Eylül

12 Mart ve 12 Eylül’deki askeri müdahaleleri ve CIA’nın rolü unutulmamalıdır. 12 Eylül’ün gerçekleştiği saatlerde CIA’nın eski Türkiye İstasyon Şefi Graham Fuller’ın “Our boys have done it” (Bizim çocuklar yaptı) söylemi unutulmamalıdır.

Sadece bu mu? 15 Temmuz olayı aslında bir “FETÖ olayı” değil, bir CIA olayıdır. Bu sütunda birçok kez yazdık, FETÖ hareketi, İslam motifleriyle peçelenmiş bir casusluk olayıdır; Türkiye Cumhuriyeti’ni en hassas noktalarına kadar ele geçirme girişimidir. Arka planda da Pentagon ve CIA vardır.

Konu böyle olunca iktidar ve muhalefet, konuya geniş bakmak zorundadır. Emperyalist devletler, kendi çıkarları için güdümlü iktidar ve güdümlü muhalefet isterler. Her partiye sızarlar, kendi adamlarını stratejik noktalara yerleştirmek için her türlü yola başvururlar.

Bir çarpıcı örnek verelim: Milli Mücadele’de, Sakarya Savaşı’nda, Başkomutanlık Savaşı’nda, Lozan müzakerelerinde İngiliz Gizli Servisi, Meclis’te olup bitenlerden anında haberdar oluyordu. Atatürk, bu durumdan şikâyet etmiştir.

ABD, AKP’den şikâyetçi değil

Aslında, bugünkü koşullarda ABD, Türkiye’deki siyasal iktidardan her şeye karşın şikâyetçi değildir.

Trump ile Erdoğan çok iyi anlaşıyorlar. Trump da bunu açıkça belirtiyor.

Biden’ın 7 ay önce söylediklerine çok sert ve etkin bir biçimde karşı çıkalım. Ancak Trump’ın geçen hafta söyledikleri ne olacak?

Trump, “Erdoğan birinci sınıf satranç oyuncusudur, onunla ancak ben baş ederim” diyor.

Trump, dünya liderlerinin kendisini aradığını, “Erdoğan seni dinler, onunla konuş” dediklerini belirtiyor ve “Erdoğan’la anlaşıyorum. Beni dinliyor” diye ilave ediyor.

Trump’ın Erdoğan’a yazdığı mektupta, “Türkiye ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ama bunu yaparız” dediği unutulmamalıdır. Bu küstah mektup, 9 Ekim 2019 tarihlidir ve aslında gerekli yanıt ne yazık ki verilmemiştir.

ABD, Suriye’de bir koridor inşa ediyor. ABD generalleri PKK/ PYD’nin terör elebaşları ile görüşüyor ve fotoğrafları bütün dünyada yayımlanıyor. ABD, bu terör örgütüne para, cephane ve silah yardımı yapıyor.

İlkeli ve tutarlı olmak gerek

Ama AKP iktidarı, Suriye’de ABD’yle hâlâ işbirliği yollarını arıyor. Bunun için resmi mektuplar yazıyor...

Bu konudaki son gelişme geçen hafta gerçekleşti.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi J. Jeffrey, bölücü terör örgütü PKK/YPG’ye verdikleri desteği bir kez daha açıkladı. Deutsche Welle’nin haberine göre Jeffrey, “Petrol sahalarını Kürt özerk yönetimi işletiyor. Biz de onlara yüz milyarlarca dolar destek sağladık” diye açıklama yaptı. Bu bölücü ve Türkiye karşıtı açıklamaya bir yanıt verildiği henüz duyulmadı. Emperyalizme karşı mücadele, gazetelere açıklama yaparak olmaz. Bu konuları iç politika malzemesi yaparak işe “hamaset” yönünden ve köpürterek yaklaşarak hiç olmaz.

Bu emperyalist planlara, gerek Joe Biden’a gerek Trump’a gerekse ABD’nin inşa ettiği koridora karşı her noktada tutarlı ve ilkeli olmak gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları