Olayların Ardındaki Gerçek

Erken Seçim

04 Temmuz 2024 Perşembe

Dün bu sütunda “normalleşme-yumuşama” girişimi irdelendi. Erdoğan’ın son grup toplantısında yaptığı konuşma ve CHP’ye sert bir biçimde yüklenmesi karşısında bu yaklaşımın artık sona erdiği belirtildi.

Bugünlerin siyasal gündeminin ikinci önemli konusu “erken seçim”dir.

Her seçim sonrası genel olarak erken seçim istenci siyaset gündemine gelir. Bu doğaldır. Ancak erken seçim konusu siyaset dalgalanmaları yanında rakamsal gerçeklere dayanır.

Erken seçim sandığının kurulması o kadar kolay değildir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel bunu bildiği için bu konudaki istemlerini “kontrollü” olarak ileriye sürüyor. Sonuçta erken seçim kararını Meclis verecektir ve bu karar için 360 milletvekilinin oyu gerekmektedir.

Şu an Meclis aritmetiği hiçbir siyasal oluşuma bu sayıya ulaşma olanağı tanımıyor.

İktidar cephesi AKP ve MHP’nin toplam sandalye sayısı bugünkü durumda 314 milletvekiline ulaşıyor.

Muhalefete gelince bugün itibarıyla CHP’nin 127 sandalyesi vardır. Bu sayıya teorik olarak 57 sandalyeye sahip olan DEM Parti’nin destek verdiği düşünülürse toplam sayı 184’e ulaşıyor.

İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti ise erken seçimi isteyecek durumda değiller tersine erken seçime karşı cephe oluştururlar. Çünkü bu partiler, açıkça yaşama ya da yok olma mücadelesi içindedirler.

Bir başka nokta yeni milletvekillerinin emeklilik haklarına sahip olabilmeleri için Meclis’te iki yıllık sürelerini doldurmaları gerekmektedir. Bu durum kuşkusuz her partide bulunan yeni milletvekillerini etkilemektedir.

Son Erdoğan-Bahçeli görüşmeleri bir bakıma erken seçim konusunu da kısa vadede çözüme kavuşturmuş görünüyor.

AKP ve MHP’nin birbirlerine destek veren iktidar modelini sürdürmeleri kendileri açısından gereklidir. Bu nedenle son görüşmelerde Erdoğan ve Bahçeli’nin erken seçim olgusunun ortadan kalkması için karar aldıkları anlaşılıyor.

CHP erken seçim istemini canlı tutmak için, hayat pahalılığı gerçeğinden yararlanma yoluna devam ediyor, halk kitlelerinin istemlerini mitingler yoluyla etkin hale getirmeye çalışıyor.

Ancak, Erdoğan ve Bahçeli iktidar modelinin, hayat pahalılığının en zor döneminde erken seçim istemlerine olumlu yanıt vermeleri beklenmemelidir.

Bugün Türkiye’de uygulanan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yarattığı tek kişinin iktidar gücüne sahip olması, yürütme ve yasama organlarını tek başına kontrol etmesi gerçeği karşısında, erken seçim istemlerinin gerçekleşme şansının çok düşük olduğunun kabul edilmesi gerekir.

Özetle bugünkü koşullarda Türkiye’de erken seçim kararının Meclis’ten çıkması, Erdoğan’ın kararı ve istemesine bağlıdır.

Erdoğan erken seçime ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde “erken seçimi” kendisi isteyecek ve muhalefete “hodri meydan” diyecektir.

Erdoğan’ın bu konudaki hesabını iki yıl içinde gerçekleştirebileceği varsayılmaktadır. Bu hesaplamalar ve gerçekçi veriler karşısında, CHP Genel Başkanı Özel, erken seçim çağrısına 1.5-2 yıllık bir süre koymayı ihmal etmiyor.

Erdoğan’ın planı şudur: Önümüzdeki iki yılda ekonomiyi düzeltip seçimlerde yeniden para dağıtabilecek noktaya gelebilmek istiyor. Ücretliye, emekliye, dar gelirliye kaynak aktarıp tüketimi ve alışverişi canlandırmak istiyor. Seçime böylesi bir ortamda girmek istiyor.

Bu durumda erken seçim istemleri kuşkusuz sürecektir. Seçimin normal tarihi, 2028’in mayıs ayıdır. Erdoğan’ın bu tarihten 1-1.5 yıl önce seçim isteyeceği güçlü bir olasılıktır. Daha önceki bir “erken” seçim ihtimali bugünkü koşullarda olanak dışıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları