Olaylar Ve Görüşler

Yargıçların özlük hakları - Dr. Erol ALPAR

05 Haziran 2024 Çarşamba

Erkler arasında yargının konumu başında cumhurbaşkanının bulunduğu ve bakanlardan oluşan yürütme ve yasama organının işlemlerini denetleyen, yürütmenin işlem ve eylemlerini yargısal denetime tabi tutan ve gene fertlerin hukuksal ve cezasal sorunlarını yargısal denetime tabi tutan yargı anayasamızın ilgili maddeleriyle hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

Yukarıda sayılan ve erk olarak nitelendirilen bu üç organ anayasa ve yasaların kendisine vermiş bulunduğu görevleri yerine getirir ve her üç organında da yasalar önünde eşit oldukları kabul edilmiş ise de yaptıkları işler bakımından yargı, yasama organının düzenlemelerini ve yürütmenin işlem ve eylemlerini denetlemesi görevleri arasında yer almış bulunduğundan eşitler arasında birinci olarak nitelendirilmektedir. Nitekim özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi ile yönetilen çağdaş ülkelerde bu üç organ arasında yargının ayrı bir yere konulması ve düzenlemelerin ona göre yapılmasının nedeni yargının bu birincil özelliğine verilen değerlerden kaynaklandığı hepimizce bilinmektedir.

Yargının bu niteliğini her halükârda düzenlemelerle öne çıkarılmasında yargının yargılama alanına giren organ (erk) ve kişilerin güvenceleri açısından yararı bulunmaktadır. Yargının bu özelliği gereğidir ki anayasalar yargıçların özlük haklarını ayrıntılı bir biçimde yasalara bırakmadan anayasalar içerisinde düzenlemeye tabi tutmak yargı hizmetinin özelliği gözetilerek yargıyı ve yargıçları koruyucu hükümler bağlamında yargıçlık güvencesi ve yargı bağımsızlığını sağlayan hükümlere yer vermiş bulunmaktadır.

Bu anlamda yargıcın özlük hakları, aylık ve ödeneklerine de anayasada yer verilmiş bulunmaktadır. Bu bağlamda yargıçların aylık ve ödeneklerinin miktarını tayin edecek kriterlere anayasada yer verilmediği için bu konu yasama organının takdirine bırakılmıştır. Yasama organı dolayısıyla özlük haklarına ilişkin taslağı hazırlayıp, yasama organına sunan yürütme organı kendi ölçütlerini kullanmak suretiyle yargıcın aylık ve ödenek miktarını belirlemekte, bu konuda yargı yerlerinin herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.

YASAL DÜZENLEME ŞART

Dolayısıyla başkanlık sistemine geçildikten sonra yargıçların aylığı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın aylığına atıf yapılarak yasayla düzenlenmiş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmeden önce yargıçların aylıkları başbakanlık müsteşarının aylığı ile özdeş tutulduğundan bugün için Cumhurbaşkanlığı yardımcısının aylığı ile paralel olarak düzenlenmesi isabetli olacaktır. Tabii ki zaman içerisinde oluşabilecek farklı uygulamalara neden olmamak için yargıçların aylık ve ödeneklerinin belli kriterlere bağlanarak düzenlenmesi önemlidir.

Kaldı ki yargıcın aylık ve ödeneği teminatının ve yargı bağımsızlığının önkoşullarından biridir. Tartışmasız eşit olduğunu kabullendiğimiz erkler arasında da farklılıklar yaratacak yönetsel ve yasal düzenlemelere yer verilmemesinin daha doğru bir yaklaşım olacağı ve de bu yaklaşımın yargıcın ve her düzeydeki başsavcı ve savcının özlük haklarının korunması anlamında yerinde olacaktır.

Gerek yerel yargı yeri hâkimleri ile her düzeydeki başsavcı ve savcılarının gerekse yüksek yargı yeri üye, başkanlarının, başsavcı ve savcılarının aylık ve ödenekleri öncelikle milletvekili aylıklarının gerisinde kalmamalıdır.

SONUÇ

Hazırlanması ve parlementoda bu aşamada yasalaşması gerekli olan yargı taslağının eşitlik, genellik, idarenin bütünlüğü ve paralelliği gereği bu ölçütler göz önüne alınarak hazırlanması gerekir. Çünkü yargı mensupları için çıkarılmış ve aylıklarına ilişkin bulunan yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bulunmaktadır. İptal kararının yazılan gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlanmış olup yayını takiben altı ay içerisinde bu iptal kararının gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Anayasada, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay olmak üzere üç yüksek mahkemeye yer verilmiş olup bu üç yüksek mahkemenin hiyerarşide birbirlerine karşı önceliklerinin olduğuna ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır.

Anayasanın hiyerarşik ayrıma yer vermediği açık olduğuna göre her üç yüksek mahkeme mensupları arasında ayrıcalık yaratacak düzenlemeye gitmek anayasanın ruhuyla bağdaşmayacağı gibi hukuk devleti ilkeleri ile de bağdaştığı söylenemeyecektir. Anayasanın kabul biçimi itibarıyla yüksek mahkemeler arasında göstermediğimiz Sayıştay meslek mensuplarının da yaptıkları hizmetin içeriği ve bugüne kadar özlük haklarının özdeş düzenlendiği dikkate alındığında kapsam içine alınmaları gerektiğini ve yetkili makamların da bu şekilde değerlendireceği konusunda kuşkumuz bulunmamaktadır.

Sonuç olarak erkler arasındaki, ayrıca yerel mahkeme ve yüksek mahkeme mensupları arasındaki hakkaniyete uygun olmayan maaş farklılığının giderilmesi; anayasanın ve hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen aylıklara ilişkin düzenlemenin yerine konulacak düzenleme de tabii ki Anayasa Mahkemesi’nin bozma gerekçeleri esas alınacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları