Olaylar Ve Görüşler

Yargı krizinin anımsattıkları - Prof. Dr. Osman İNCİ

14 Aralık 2023 Perşembe

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Adalet, hukuk devletinin olmazsa olmazı olarak bilinir. Bağımsız yargı kurumlarında; nitelikli hukuk eğitimi almış, etik ilkelere saygılı, donanımlı hukukçuların görev alması en büyük güvencemizdir. Bu bağlamda hukuk eğitimi tüm aşamaları ile çok ciddi ayrıcalığa sahiptir. Hukukçuların çok iyi yetiştirilmiş olması toplumsal barış, demokrasi, adalet, kişi hak ve özgürlükler açısından hayati öneme sahiptir. 

Eğitimci olarak hukuk eğitimi veren kurumların eğitim-öğretim altyapısını irdelerken hâkimlik ve savcılığa giriş sınavında çalıntı soruları alarak sınav kazanan hukukçuları da anımsatmak isterim. Kaç hukukçu çalıntı soruları önceden alarak sınavı kazandı, hâkim ve savcı atandı, bugün hangi makamdalar, verdikleri kararlar ile hangi adaleti sağlıyorlar? 

HUKUK FAKÜLTELERİ

Üniversitelerin temel işlevlerinden birisi de insan eğitmek, yetiştirmek, geleceğe hazırlamak, meslek sahibi yapmaktır. Üniversitelerin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi için nitelikli kadrolara sahip olması gerekli. 

Hukuk fakülteleri kadrolarını incelediğimizde geleceğe, hatta yakın geleceğe yönelik ciddi kaygı taşımamak olanaksız. Son birkaç yılda altyapısız onlarca hukuk fakültesi kuruldu. YÖK sayfasında, eğitim yapan 44 kamu, 36 vakıf, 9 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olmak üzere 89 hukuk fakültesi var ve bunların 55’i son 20 yılda kuruldu, 82 bin 322 öğrenci ( KKTC hariç) eğitim alırken profesör, doçent ve öğretim üyesi sayısı toplam 1091. 

Devlet üniversitelerinde 16, vakıf üniversitelerinde 7 fakültenin dekanı hukukçu değil. Dekan yalnızca idari işleri yapan bir yönetici değildir. YÖK kanunu 16. maddesinde idari görevlerini sıraladıktan sonra “...Fakülte ve bağlı birimlerin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde... eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesinde... birinci derecede sorumludur” denilmekte. 

Fakültenin en yetkilisi, kurumun lideridir. İlahiyatçı veya veteriner dekanlar mı hukuk fakültesinde bunları yapacak? Hukuk temel eğitimi almamış birisi mi hukuk fakültesi bilimsel araştırma ve yayınlarını, eğitim-öğretiminde birinci derecede sorumlu olacak? Dekan ve yönetim kurulu olmayan ancak ders programları olan fakülte var. 

KKTC’de durum daha vahim. Profesörü olmayan, yardımcı doçentin dekan vekilliği yaptığı, birkaç öğretim görevlisi ile eğitim yapan(!) var. 

Hukuk fakültesi dekanlarından ülkede yaşanan bunca hukuksuzluğa ses çıkarması beklenmemeli. Zira önce “Bilim siyasallaştı”, biat liyakatin önüne geçti.

Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi 30 yaşında, zorunlu ders olan “hukuk felsefesi ve sosyolojisi” dersini veren Dr. öğretim görevlisinin süresini uzatmadı ve ders için bir ilahiyatçı görevlendirildi. Aralık 2023 tarihi itibarıyla 183 bin 902 avukat var ülkemizde. Azımsanmayacak sayıda hukukçu iş aramakta. Her yıl 20 bine yakın hukuk mezun bu sayıya eklenmekte. 

Sınav bilindiği üzere kişinin belli bir konu hakkındaki bilgi ve deneyimini ölçmek için kullanılan bir yöntemdir. Sınav sorularının çalınması ve belirli gruplara verilmesi ciddi suçtur. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan görevden ayrıldıktan yıllar sonra kendi döneminde ÖSYM sınav sorularının çalındığını açıkladı. Yargı kararında 6 Mayıs 2012 avukatlar için adli yargı hâkim ve savcı adayları sınavında yüksek puan alanların eşler, arkadaş ya da komşu olduğu ortaya çıktı. Eşler doğru ve yanlışlarda aynı şıkları işaretleyip aynı puanları aldılar. Üstün başarı ile sınavı kazanan eşlerin doğru ve yanlış yanıtları aynı. Ayrıca birinci bir ilçede iktidar partisi belediye meclisi üyesi, kendisi bir şehirde eşi başka bir şehirde başvuru yapmışlar.

SINAVLARIN DURUMU

Yine derece ile kazanan ailelerden eşlerden birisi bir ilde iktidar partisi il yönetiminde. Yanıt kâğıtlarında hiç silgi kullanılmadığı, derece yapan bazılarının, soru kitapçığı üzerinde hiçbir işlem yapmadan matematik sorularını yüzde 100 doğru yaptığı belgelendi. Soruşturmalar açıldı, idari yargıya gidildi ancak kazananlar halen adliyelerde görevde ve adalet dağıtmaktalar. 

ÖSYM tarafından yapılan diğer sınavlarda da benzer durumların olduğu bilinmektedir. Sınavı hakkı ile kazananları bundan uzak tutarak, eğer ülkemizdeki hukuk uygulamalarında birinci derecede sorumlu olan Adalet Bakanlığı kadrolarında görev yapacak, adalet dağıtacak hukukçular yasadışı yöntemlerle sınav kazanıyorlarsa hukuk devleti tanımı çok ciddi yara alır. “Siyasallaşan hukuk” adalet dağıtmaz.

PROF. DR. OSMAN İNCİ

ESKİ TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları