Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Üniversite eğitimi ve meslek seçimi
Üniversite adayları büyük heyecan ve telaş içerisindeler bugünlerde. Kolay değil elbet. Bundan sonraki tüm yaşamlarını etkileyecek önemli bir karar verecekler. Bu kararı verirken pek çok noktayı dikkate almaları gerekiyor.
İnsanın yaşam yolunda karşı karşıya kaldığı birkaç önemli kavşak vardır. O kavşaklara geldiğinde yöneleceği yol onun bütün yaşamını biçimlendirir. Bu kavşaklardan biri de üniversiteye giriş sınavıdır. İşte bu noktada genç bireyin bu kavşağa açılan tüm yolları, hatta patikaları, o yolların olası uzamlarını tüm ayrıntılarıyla analiz etmesi, doğru kararı vermesi için önemlidir. Ama bireyin, bu kavşağa açılan yol, patika ve uzamların analizini en sağlıklı biçimde yapabilmesi için de öncelikle kendi beyninin ve yüreğinin çakışma noktalarını çok iyi analiz etmesi gerekir. Yani birey öncelikle kendisi için nasıl bir yaşam hayal ettiğini, meslek seçimi sürecinde aklının ve duygularının hangi noktalarda çakışıp hangi noktalarda çeliştiğini anlamalıdır.
Vizyoner bakabilmek
Birey kendisi için hayal ettiği yaşam biçimine uygun meslekleri kafasında sınıflandırdıktan sonra ise kendisinin dışındaki dinamikleri analiz etmelidir. Bu noktada öncelikle içerisinde yaşadığı toplumsal çevrenin, ülkenin kendi içerisinde ve uluslararası düzlemdeki sosyo ekonomik, teknolojik, kültürel vs. koşullarını analiz etmesi gerekir. İçinde yaşadığı toplumun ve ülkenin istihdam olanakları, o anki ve geleceğe dönük işkolları, sektörel ve toplumsal talepler vb. meslek seçimini gerçekçi yapması açısından önemlidir. Burada vizyoner bakabilmek de çok önemlidir. Bazı meslekler belki bugün için henüz çok cılız düzeyde olabilir, ancak gelecekteki koşullarını da görebilmek gerekir. Bunun için de ülkenin ve dünyanın gidişatını çok iyi izlemeli.
Sorumluluk gençlere yüklenmemeli
Bütün bu dinamiklerden hareketle baktığımızda dikkati çeken önemli bir nokta dünyanın, bugün insan beyninin uzantısı niteliğindeki teknolojik gelişmelerle geleceği biçimlendirmekte olduğudur. O halde yapay zekâ, genetik mühendisliği, bilişim, yazılım, nörobilim, psikoloji vb. geleceğin çalışma alanları olacağı çok açık. Buna bağlı olarak dijital teknolojik gelişmelerle birlikte iletişim alanının kendi içerisinde çeşitlenerek, önemli açılımlar yaparak geleceğin parlak meslekleri arasında yer alacağı da belli. Öte yandan dünya, giderek artan nüfus ve hızlı teknolojik gelişmeler nedeniyle çevresel ve iklimsel anlamda büyük tehdit altında. Bu da çevre mühendisliği, doğa ve iklim üzerine çalışmaların giderek çok daha önem kazanacağını gösteriyor. Bunların yanında artık klasikleşmiş olan hukuk, politika, ekonomi, sosyoloji, felsefe gibi alanlar zaten hep revaçta olacaktır. Tıp bilimleri, fen bilimleri, matematik vb. bunlar klasikleşmiş meslekler olup gelişmeler içerisinde kendilerini biçimlendirerek devam ediyor. Diğer yandan teknolojik gelişmelerin ilerlemesine bağlı olarak sektörde iş yapacak ara eleman gereksinimi de hızla artıyor. Örneğin, bilgisayar mühendisliğinin yanında, bilişim teknikerliği de en az onun kadar önemli. Dolayısıyla mesleki teknik eğitimin önemi de giderek artıyor.
Ancak burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir nokta bu karar sürecinde bütün sorumluluğun gençlere yıkılmaması konusudur. Ülkenin yönetim ve karar mercilerinin bu noktada kendilerine düşen sorumluluğu yüklenmeleri gerekiyor. Bunun için de dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerin izlenmesi, bu gelişmeler doğrultusunda ülkenin yeni iş ve meslek alanlarına açılması, buna göre ülkede yeni eğitim ve istihdam olanaklarının yaratılması gerekmektedir. Bu da ancak kısa, orta ve uzun vadeli doğru politika ve stratejilerin oluşturulmasıyla mümkündür. Burada üniversitelere de büyük iş düşüyor. Yalnızca öğrenci almak üzerine kurulu bölüm açma anlayışından vazgeçip ülkenin ve dünyanın gereksinimlerine, toplumun taleplerine, bilimsel ve teknolojik gelişmelere göre yeni bölüm ve alan planlamaları yapılması hem genç bireylerin gelecek yaşam tasarımlarını gerçekçi biçimde desteklemek, hem de toplumun ve insanlığın gelişimine katkı sunmak açısından büyük önem taşımaktadır.
Önemli görev
O halde burada herkese önemli görevler düşüyor. Ülkenin yönetim mercileri doğru istihdam politikaları, mesleki açılım ve eğitim politikalarının oluşturulmasına öncülük etmelidir. Üniversiteler ve genel olarak eğitim kurumları ülkenin ve dünyanın bugünkü ve gelecekteki gereksinimleri doğrultusunda bir eğitim öğretim anlayışını benimsemeli ve uygulamalıdırlar. Meslek ve alan seçimi aşamasındaki genç bireyler ise kendi bireysel istek ve yönelimlerinin yanı sıra ülkenin ve dünyanın bugünkü dinamiklerini ve geleceğe ilişkin gidişatını tüm yönleriyle değerlendirerek karar süreçlerini buna göre biçimlendirmelidirler.
PROF. DR. NAZIFE GÜNGÖR
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kendisini canlı canlı dev yılana yutturdu!
- Cumhuriyet Savcısı açığa alındı!
- Ankara’da konuşulan iddianame
- Erdoğan'dan RTÜK'e 'hızla tedbir' talimatı
- ORC'den çarpıcı 'Karadeniz' anketi
- İYİ Parti'de Akşener krizi
- Real Madrid Arda Güler için son noktayı koydu!
- Bahçeli'nin çağrısıyla ilk adım
- Ali Koç, Türkiye’ye neden yatırım gelmediğini yorumladı
- 'LBGT faaliyeti içinde olan bir derneğin...'