Olaylar Ve Görüşler

Umudu büyütmek: Çocuk yoksulluğu ile mücadele - RIZA AKPOLAT

03 Haziran 2024 Pazartesi

Bireylerin yaşamlarını devam ettirmek üzere gereksinim duydukları fırsatlardan yoksun kalması yoksulluk olarak nitelendirilebilir. Yoksulluk, tüm toplumsal grupları derinden etkilemekle birlikte dezavantajlı hale getirilmiş grupta yer alan çocukları daha derinden etkiliyor.

Çocuk yoksulluğu, yoksulluğun kuşaklar arası aktarımının ve kırılamayan kısır döngünün somut kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Modern dünyanın bir parçası olma söylemine sahip ülkemizde giderek artan fırsat eşitsizliği, bu kısır döngünün ve miras olarak bırakılan yoksulluğun ağır örneklerini yaşıyor.

AVRUPA STANDARTLARI

Türkiye’de yoksul hanelerde dünyaya gelen ve yaşamını sürdüren çocuk sayısı Avrupa standartlarının üstünde seyrederken bu sayının azalma eğilimi göstermediği de birçok araştırma ile ortaya konuluyor. TEPAV’dan Yağmur Uzunırmak’ın çalışmasına göre, yoksulluk eşiği hesabında kişi başına gelir kullanıldığında yoksul çocuk sayısı 2016’dan beri artışını sürdürerek 2022’de 9.59 milyon düzeyine ulaşırken; 2017’den beri artış eğiliminde olan yoksul çocuk oranı ise 2022’de yüzde 42.4’e yükseliyor.

Çocuk yoksulluğu kavramı bu denli yaşantımıza dahil olmuşken yoksulluğu yaşayan çocuklar, beslenme kaynaklı fiziksel gelişim bozuklukları ile karşı karşıya kalıyor. Temel ihtiyaçların karşılanamaması ve yeterli beslenememe hali zihinsel gelişimi geriletiyor. Buradan doğan sorunlar da ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Tüm bunlar ise çocuk için yoksulluk sarmalından çıkışı çok daha zorlu bir hale getiriyor. Çocuk yoksulluğu önce bireyi, ardından tüm toplumu derinden sarsıyor.

UNICEF Innocenti Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan “Zengin Ülkelerde Çocuk Yoksulluğu” verilerine göre, Türkiye çocuk yoksulluğunda AB ve OECD ülkeleri arasında Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de çocuk yoksulluğunun bölgesel dağılımına baktığımızda doğu ve güneydoğudan sonra en riskli alanlardan biri İstanbul oluyor. Tüm bunlar da “Türkiye ekonomisi şahlandı” söyleminin sahiplerinin gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.

GÜÇLÜ EĞİTİM

Verileri ve ekonomi politikalarının etkilerini bir araya getirdiğimizde çocuk yoksulluğunun kuşaklar arası aktarımının önüne geçecek çıkış ise ekonomiyi sağlam zemine oturtmanın yanı sıra güçlü bir eğitim politikasından geçiyor. Eğitimin, kreşten başlayarak akademik yaşamın sonuna dek istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor.

Beşiktaş Belediyesi olarak bu anlayışla çıktığımız yolda; açtığımız dört adet kreş ve açmayı planladığımız kreşlerle beraber sınava hazırlık sürecinde gençlerimize vermiş olduğumuz ücretsiz eğitimlerle yerel yönetim olarak hükümetin yapması gerekenleri yaparak bizzat onların açtığı yaraları kapatmak adına çalışıyoruz. Çünkü yoksul ailelerin çocuklarının temel hak olan eğitime ulaşmasının giderek zorlaştığının farkındayız. Araştırmalar iyi bir eğitim müfredatı ve eğitime katılan tüm çocukların eşit şartlarda sürece dahil olmasının çocuk yoksulluğu ile mücadelede büyük önem taşıdığına işaret ediyor. Burada da merkezi hükümetlerin tercihlerinin ne olduğu sorusu karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki ülkemizde bu tercihin, siyasi nedenlerle çocuklar aleyhine işletildiği kısa süre önce atılan iki adım ile görülüyor. Yeni müfredatın oluşturulma ve uygulamaya konulma biçimi bizlere gelecek adına kaygı duymamızı gerektirecek bir gerçekliği gösteriyor.

İkinci adım ise çocuk yoksulluğunun artış gösterdiği ülkemizde okullarda ücretsiz bir öğünün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanmasına karşı gösterilen direnç oluyor. Her beş çocuktan birinin öğün atlamak zorunda kaldığı Türkiye’de, merkezi hükümet tarafından çocukların ücretsiz beslenmesine bütçe ayrılmıyor. Merkezi hükümetin eğitimin özelleştirilmesi hedefiyle uyum gösteren bu tutumuna itirazın ise ana muhalefetten gelmesi kaçınılmaz oluyor. Çünkü imzacısı olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi, ülkemizi çocukların gelişiminde azami derecede sorumlu kılıyor.

31 MART SEÇİMLERİ

İşte burada seçmenin 31 Mart 2024 tarihinde ortaya koyduğu tavrın önemi bir kez daha anlaşılıyor. Merkezi hükümetin, görevi olduğu halde atmadığı ve atmamak için çaba harcadığı tüm adımlar, CHP’li belediyeler tarafından atılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 900 bin öğrenciye beslenme desteği sağlıyor. Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık’ın başlattığı ve bizim de katıldığımız “Beslenme Saati” uygulamasıyla çocuklarımıza her gün bir öğün yemek ulaştırılıyor.

CHP’liler olarak çocukları yoksulluğun pençesine itenlerle, yoksulluğu “sürdürebilir” hale getirerek toplumsal dizaynda kullanmak isteyenlerle, milli eğitimimizi siyasetlerine biat eden nesiller üretmek üzere değiştirenlerle siyasi mücadelemizi her alanda vereceğiz. Tek bir çocuğun yatağa aç, sınıfa beslenmesiz girmediği o güne kadar...

Bugün olduğu gibi o gün de bu mücadelenin meyvelerini ülkemizin çocuklarıyla aynı sofrada bölüşeceğiz.

RIZA AKPOLAT

BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları