Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tarıma ‘postmodern’ darbe!..
Bir zamanlar gıdada ve tarımsal ürünlerde kendi kendine yetebilen sayılı ülke arasında yer alan ülkemizin, bugün geldiği nokta, tam anlamıyla içler acısıdır. Aslında yapılması gereken, üreticinin ve tüketicilerin özgürce örgütlenmesidir. Bunun yolu da, gerçek anlamda bir kooperatifçilikten geçmektedir.
Bugünlerde ekonomik, siyasal ve toplumsal gündemde dikkatimizi çeken önemli bir gelişme var. Tarımın ve tarım kesiminin önemi, kamuoyunda her geçen gün daha çok fark ediliyor. Tarımla ilgili haberler, gelişmeler gündemde öne çıkıyor.
Doğrusu, tarımsal kooperatifçilik alanında uzun yıllar çalışmış ve tarım kesiminin önemini yıllarca yazıp anlatmaya çalışmış biri olarak, bundan büyük sevinç duyuyoruz. Zamanında bizim yazdıklarımıza göz ucuyla bile bakmayanların, söylediklerimize adeta kulaklarını tıkayanların önemli bir bölümü, şimdilerde bu işlerin öneminin ayırdına varmış görünüyor.
Aslında bu gelişmeyi biraz da hayatın kendisi dayatıyor. Bir zamanlar, tarımla ilgili konulara ‘toprak kokuyor’ diyerek burun kıvırıp sayfalarında ve ekranlarında yer vermeyenler, ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu yakıcı gıda ve beslenme sorunlarını görünce, şimdilerde bu konulara pürdikkat kesiliyorlar. Gecikilmiş olsa bile yine de güzel bir gelişme...
‘Milli’ mi, yoksa ‘gayrı milli’ mi?
Bir yanda üretici sorunlarının ve tarımla ilgili konuların öne çıkmasına sevinirken, diğer yanda da tarım kesimi adına endişelerimizi artıran gelişmeler var. Bugünlerde, tarımla ilgili bakanlık tarafından ‘Tarımda Milli Birlik Projesi’ adı verilen bir hazırlık yapılıyor. Nisan ayında açıklanması düşünülüp mayısa ertelenen, ama halâ bir türlü açıklanamayan, üreticiyi ve tarımı doğrudan etkileyecek bir dizi hazırlık... Gördüğümüz kadarıyla, olumsuz tepkiler nedeniyle, 23 Haziran İstanbul seçiminden önce de açıklanması zor görünüyor.
Tarım kesiminde örgütlü bulunan demokratik yapıların, sivil örgütlerin, kooperatiflerin, birliklerin, uzmanlık kuruluşlarının görüşü ve katkısı alınmadan yürütülen hazırlıklar, tarım kesimini yeni badirelere sürüklemeye aday görünüyor.
Hazırlıklardan kamuoyuna yansıyan bilgiler göz önüne alındığında, adında her ne kadar ‘milli’ sözcüğü geçse de, bu girişim tam anlamıyla bir ‘gayrı milli proje’ görünümü veriyor. Projede yer alan ‘Semarat’ sözcüğü Osmanlıca bir deyim ve Osmanlı döneminde devlete ait toprak, mülk ve akarlardan toplanan geliri ifade ediyor. Proje, bir anlamda, Osmanlıcı bir temelden küresel sermayeye uzanan, tam anlamıyla ‘postmodern’ bir anlayışı ifade ediyor.
‘Semerat’tan ‘Sera A.Ş.’ ye
Tarımla ilgili bakanlığın yaptığı hazırlıklar, aslında 17 yıldır tek başına iktidarı elinde tutan siyasal anlayışın, tarımla ilgili politikalarının iflas ettiğini bir kez daha gösteriyor. Aynı zamanda bu politikalardan sorumlu olan siyasal çevrelerin de bu iflası kabullendiğinin ilanı anlamına geliyor.
Başarılı bir gazetecilikle konuyu ilk haberleştiren değerli dostumuz Ali Ekber Yıldırım’ın yazdığı ve tarım kesimi temsilcilerinin verdiği bilgilere göre; ilgili bakanlığın ‘yalın sistem’ adını verdiği projede, işin merkezinde Semarat Holding denilen bir yapı bulunacak. Bu yapının yüzde 50’sini, aralarında uluslararası yabancı sermayenin de olduğu bir bölüm özel sektör şirketi, yüzde 35’ini ‘Milli Birlik Kooperatifi’, yüzde 15’ini de işlevleri kaybettirilmiş, bir anlamda artık ‘ahı gitmiş vahı kalmış’ tarımsal KİT’ler (TMO, AOÇ, Şeker Şirketi, Çaykur vb.) oluşturacak.
Sözü edilen bu hazırlıkla, nisan ayında ekonomi bakanlığının açıkladığı ‘ekonomide yapısal dönüşüm paketi’nde yer verilen ‘Sera A.Ş.’ arasında nasıl bir ilişkilenme olacak, doğrusu o da büyük bir muammayı oluşturuyor.
‘Yalın’ mı, yoksa daha büyük ‘karmaşa’ mı?
Aslında bütün bu farklı yaklaşımlar, siyasal iktidarın genelde yaşadığı dağınıklığı, kendi içindeki iletişimsizliği, uyumsuzluğu gözler önüne seriyor. Bu durum, en çok da, en sıkıntılı ve sorunlu alan olan tarım sektöründe kendini hissettiriyor.
Tarım sektörünün hizmetlerini yalınlaştıracağız denilerek, aslında daha da karmaşık hale getiriliyor. Bir bakıma, ‘biz bu sorunlarla baş edemiyoruz, gelin bizi bu dertten kurtarın’ denilerek küresel sermayeye, uluslararası çevrelere davetiye çıkarılıyor.
Burada adı öne çıkarılarak projenin ambalajlandığı ‘Milli Birlik Kooperatifi’nden anlaşılması gerekenin, ilgili bakanlığın taşra örgütlenmesi ile Tarım Kredi Kooperatifleri olarak ifade ediliyor. Bu yaklaşım, köy kalkınma kooperatifleri ile tarım satış kooperatifleri birliklerini de dışarıda bırakıyor. Böylece murat edilenin gerçek anlamda bir kooperatifçilik ve üreticinin örgütlenmesi olmadığı, daha yolun başında kendini ele veriyor.
Kooperatifçiliği yeniden keşfetmek
Aslında yukarıda özetlenmeye çalışılan, adında ‘milli’ ambalajı olan aslında ise ‘gayrı milli’ özellikler taşıyan tarımdaki arayışların temelini, tarımsal alanın uluslararası gıda kartellerine, küresel sermayeye terkedilmesi politikası oluşturuyor.
Bir zamanlar gıdada ve tarımsal ürünlerde kendi kendine yetebilen sayılı ülke arasında yer alan ülkemizin, bugün geldiği nokta, tam anlamıyla içler acısıdır. Aslında yapılması gereken, üreticinin ve tüketicilerin özgürce örgütlenmesidir. Bunun yolu da, gelişmiş ülkelerde de kanıtlandığı üzere, gerçek anlamda bir kooperatifçilikten geçmektedir.
Bizim geçmişimizde de olumlu ve güzel örnekleri olan kooperatifçilik hareketi yeniden keşfedilmeli ve evrensel ilkeler, politikalar doğrultusunda kararlılıkla hayata geçirilmelidir. Kamu, bu konuda engelleyici ya da dayatmacı değil, tam aksine özendirici, yardımcı ve yol gösterici olmalıdır.
MEHMET ŞAKIR ÖRS
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Ankara’da konuşulan iddianame
- Kendisini canlı canlı dev yılana yutturdu!
- Erdoğan'dan RTÜK'e 'hızla tedbir' talimatı
- İYİ Parti'de Akşener krizi
- ORC'den çarpıcı 'Karadeniz' anketi
- Cumhuriyet Savcısı açığa alındı!
- Sedat Peker'in avukatı hayatını kaybetti
- Bahçeli'nin çağrısıyla ilk adım
- Ali Koç, Türkiye’ye neden yatırım gelmediğini yorumladı
- Real Madrid Arda Güler için son noktayı koydu!