Olaylar Ve Görüşler

Siyaset fukarası sendikalar

16 Ocak 2019 Çarşamba

Sendikalar siyaset fukaralığından kurtulup siyasal güç olmadıkça bu sömürü düzeni devam edecek demektir. Bugün yaşadıklarımızın sorumlusu siyaset fukarası sendikalardır.

Özgür ve bağımsız sendikalar demokratik düzenin vazgeçilemeyecek kuruluşlardır. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO işçilerin çıkarlarını koruyabilmeleri için iki çok önemli sözleşme kabul etmiştir. Bunlardan birincisi sendika kurma ve üye olma özgürlüğünü güvence altına alan 87 sayılı sözleşmedir. Buna göre sendikalar hükümetlerden, siyasi partilerden, dini kuruluşlardan bağımsız olarak işçileri örgütleyip çıkarlarını koruyacaktır. İkincisi toplusözleşme özerkliğini güvence altına alan 98 sayılı sözleşmedir. Buna göre toplu sözleşme düzeni işveren ve sendika arasında yürütülen bir sistemdir ve buna kamunun müdahalesi mutlaka önlenmelidir.

Toplumun aktif aktörleri
Uyumlu bir toplusözleşme düzeni ülkede çalışma barışını sağlar, verimi ve ürün kalitesini artırarak ekonomiye olumlu katkılarda bulunabilir.. Toplu sözleşme düzeni çalışan sınıfın milli gelirden daha fazla pay almasını ve toplumsal refahın varlığını sağlar. Sendikalar üyelerine verecekleri doğru eğitimlerle siyasal düzenin toplum yararına işlemesini ve varsılların değil yoksulların yanında duracak bir siyasi partinin iktidara gelmesini sağlayabilir.

Ülkemiz ve sendikalar
Sendikalar üye sayılarını ve parasal varlıklarını artırdıkça ülke ekonomisine ve siyasetine yön verebilecek bir gücün sahibi olabilirler. Bunun önkoşulu sendikaların özgür ve toplusözleşme düzeninin özerk olmasıdır.
Ülkemizde sayıları 3 milyona yakın olan memurların büyük çoğunluğu memur sendikaları tarafından ve iş sözleşmesi ile çalışan yaklaşık 18 milyon işçinin 1.5 milyonu işçi sendikaları tarafından örgütlenmiştir. Her iki kesim sendika enflasyonu nedeni ile çok parçalıdır. Sadece işçiler 160 dolayında sendikada örgütlenmiş olup dört konfederasyon tarafından temsil edilmektedirler. Memur sendikalarının sözleşme hakkı var ama grev hakkı yoktur. İşçi sendikaları 6356 sayılı yasanın 41. maddesi nedeni ile toplusözleşme yapabilmek için yetki almak zorundadır. Bakanlığın bu yetkisini siyasi düşüncelerle kullanma ihtimali yüksektir. Yetki itirazları yargıda yıllarca sürebilmektedir. Yasa kısıtlamalar, yasaklar ile doludur ve hükümetin 63. maddeden doğan grev erteleme yetkisi vardır. Bakanlığın yetkili sendikayı belirleme gücü, yasaklar ve grev ertelemeleri nedeni ile ülkemizde sendikalar özgür ve toplusözleşme düzeni özerk değildir.

Eylemsiz sendikacılık
Yasal düzenlemelerden dolayı ülkemizde eylemsiz sendikacılık baskındır. AKP hükümeti 17 yıldır iktidardadır ve işçi aleyhine yasal düzenlemeler yapmak ve grevleri ertelemekle ünlenmiştir. Türk-İş, Amerikan sendikacılığından etkilenerek yıllarca partiler üstü sendikacılık yapmış ama sonunda iktidar partilerinin arka bahçesi olmuştur. Sosyal medyayı kullanarak işçilerine siyasal bilinç vermeye çalışan çok az sendika ve başkanı vardır. Çoğunluğu siyaset yapmaktan ve üyelerine siyasal bilinç vermekten kaçınmaktadır. Böyle olunca siyasetin çarkları işçiyi ezmeye, sendikalarda saksı çiçekleri gibi güzel ama sessiz kalmaya zorlanmaktadır. Sendikacılar cesur olsa ve üyelerini siyaseten eğitseler siyasete kendileri egemen olurlar. Ücret sendikacılığı değil, ücret sendikacılığına dayalı siyasal sendikacılık emekçilerin kurtuluşu olacaktır. Sendikalar siyaset fukaralığından kurtulup siyasal güç olmadıkça bu sömürü düzeni devam edecek demektir. Bugün yaşadıklarımızın sorumlusu siyaset fukarası sendikalardır.

Dr. Engin Ünsal
Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları