Olaylar Ve Görüşler

Merkez Bankası yönetiminde değişiklik

08 Temmuz 2019 Pazartesi

4. maddenin “Bunlar, görev süresi sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir” şeklindeki son cümlesi, (III) sayılı cetvelde görev süresi 4 yıl olarak gösterilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı hakkında uygulanmaz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınması ve yerine Başkan Yardımcısı Murat Uysal’ın atanması, Merkez Bankacılığı bakımından önemli bir olaydır.
Merkez Bankaları, her ülkenin banknot çıkarma yetkisine tekel olarak sahip, bankaların bankası konumundaki bankalardır. Aynı zamanda ülkede fiyat istikrarını sağlamak, bu amaçla para politikalarını belirlemek, onların temel görevlerindendir. Bunun için Merkez Bankalarına belirli ölçüde bir bağımsızlık tanınmıştır. Amaç, siyasal müdahalelere meydan vermemek, emisyon hacminin siyasal hesaplarla belirlenmesini önlemektir.
Nitekim bizde de 14.1.1970 tarih ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun yürürlükteki 1. maddesine göre Banka, “Türkiye’de banknot ihracı imtiyazına sahip anonim şirket olarak” kurulmuş bir bankadır. Aynı Kanun’un 4. maddesindeki dengeli ifade ile; “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını kendisi belirler.

Kanunla koruma altında
Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler.” (f. I-II).
1211 sayılı kanunun 25. maddesine göre -uluslararası terminolojiye uygun olarak- (Guvernör) olarak da adlandırılan Merkez Bankası Başkanı, “Bakanlar Kurulu kararıyla beş yıllık bir dönem için atanır.” (f. I). 26. madde uyarınca “en yüksek icra amiri sıfatıyla Bankayı sevk ve idare ve yurtiçinde ve dışında temsil eder.” (f. I). 27. maddeye göre; başkanlık (guvernörlük) görevi, “özel bir kanuna dayanmadıkça Banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez.”; Başkan, “ticaretle uğraşamayacağı gibi, bankalar ve şirketlerde hissedar olamaz.” (f. I). 28. maddeye göre Başkan, “ancak, 27. maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu Kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkânsız kılacak durumların ortaya çıkması hâllerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir.” (f. II).
Böylece 1211 sayılı Kanun, Merkez Bankası başkanının görevini gerektiği gibi yapabilmesi için bir görev süresi güvencesi öngörmüş ve sebepsiz görevden alınmasını önleyici bir koruma hükmü getirmiştir.
Fakat Merkez Bankası Başkanlığı’ndaki son değişiklik, doğrudan doğruya Merkez Bankası’na özgü bu hükümlere göre değil, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’ye 703 sayılı KHK’nin 178. maddesi ile eklenen ek 35. madde ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2. maddesine dayanmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ant içerek ikinci dönem görevine başladığı, 16 Nisan 2017 günü halkoylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliğinin bütün hükümleriyle yürürlüğe girdiği ve Cumhurbaşkanının tek kişilik yürütme organı konumuna geldiği 9 Temmuz 2018 günü 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 703 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ye eklenen ek 35. maddenin IV. fıkrasına göre; “Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler.”
10 Temmuz 2018 günü 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3 sayılı Üst Kademe Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, Kararnameye ekli “(I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı kararıyla atama yapılır.” Bu cetvelde “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı” da yer almaktadır.
3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin görev süresi, atama ve görevden alma ile ilgili hükümleri ise, 4. maddesindedir. Bu maddeye göre; “(I) sayılı cetvelde yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez. Cumhurbaşkanının görevi sona erdiğinde, bunların görevi de sona erer. Görev süresi sona erenler, yeniden atanabilir. Bunlar, görev süresi sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir.”

Gerekçesiz madde ihlali
Fakat 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 7. maddesinde 4. madde ile ilgili önemli bir istisnaya yer verilmiştir. Buna göre “4 üncü madde hükümleri bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (III) sayılı cetvelde yer alanlar hakkında uygulanmaz. Bunların görev süreleri ekli (III) sayılı cetvelde gösterilmiştir.” (III) sayılı cetvelde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanının görev süresi olarak “4 yıl” yazılıdır.
Dolayısıyla 4. maddenin “Bunlar, görev süresi sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir” şeklindeki son cümlesi, (III) sayılı cetvelde görev süresi 4 yıl olarak gösterilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanı hakkında uygulanmaz. Merkez Bankası başkanının görevden alınması için özel kanun olarak 1211 sayılı kanunun 28. maddesi ile orada yollama yapılan 27. maddesinde yazılı bir durumun ortaya çıkması gerekirdi. Fakat böyle bir gerekçe gösterilmemiştir.

Sebep belli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 6.7.2019 tarih ve 30823 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5.7.2019 tarih ve 2019/159 sayılı kararı şöyledir:
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı (Guvernörü) Murat ÇETİNKAYA, 375 sayılı Kanun Hükmünde kararnamenin ek 35’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 2’nci maddesi gereğince görevden alınmış ve bu suretle boşalan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı’na (Guvernörlüğüne), 1211 sayılı kanunun 25’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 2, 3 ve 7’inci maddeleri gereğince aynı yer Başkan (Guvernör) Yardımcısı Murat UYSAL atanmıştır.”
375 sayılı KHK’nin genel nitelikteki ek 35. maddesinde üst kademe yöneticileri için gösterilen “kurumsal hedeflere ulaşılamaması”, –Murat Çetinkaya hakkında uyarlandığında– 1211 sayılı kanunun 4. maddesinin II. fıkrasında yazılı “Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler.” hükmünün gereğinin Cumhurbaşkanının beklediği ölçüde yerine getirilememesi, görevden alma işleminin tek gerekçesi olarak görünüyor.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öteden beri Merkez Bankası’nın politika faizini yüksek oranda tutmasını eleştirdiği ve yüksek oranlı faizin yatırımları engellediğini ve enflasyonun başlıca nedeni olduğunu ifade ettiği bilinmektedir. Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasının nedeni bu eleştirilerdedir. Yeni Başkan Murat Uysal’ın ne ölçüde Cumhurbaşkanının görüşlerine uygun hareket edeceğini zaman gösterecektir. Ancak Çetinkaya’nın görev süresi dolmadan yapılan bu değişikliğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bağımsız dünya merkez bankaları arasındaki saygınlığı ve çıkardığı banknotlarda ifadesini bulan Türk Lirasının değeri bakımından olumlu bir etki yapmadığı açıktır.  

Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları