Olaylar Ve Görüşler

Kurumlar, kalkınma ve MB bağımsızlığı

15 Ocak 2019 Salı

Merkez Bankası bağımsızlığı (MBB), piyasalarda güven tesis ederek enflasyon beklentilerinde sürpriz unsurunu azaltıp uzun dönemde paranın değerini koruyarak, yatırımların reel sektöre yönelmesini hedefler.

Kalkınma, coğrafya ve tarihin yanı sıra, toplum hayatını düzenlemek için geliştirilen kurumlar ile yakından ilişkilidir. Kurumlar, kişilerin beklentilerini ve toplumsal ilişkileri şekillendiren kültürel normlar ve yasal düzenlemelerdir (örnek: din, anayasa, devlet). Kalkınma ise büyümenin yanı sıra “etkin kurumsal değişim”, yani, toplumun tercihlerine uygun kurumların hayata geçirilebilmesini ifade eder. Kişilerin birbirine duyduğu güven, etkin kurumsal yapının göstergelerindendir.
Kurumların kalkınma için önemi anlaşılmış olsa da, ideal kurumların benimsenip uygulanması basit bir politika seçimi değildir. Gelenekler yüzyıllar boyunca gelişirken, yasalar farklı nedenlerle değiştirilebilir. Ancak, kültürel özelliklerle çelişen yasal düzenlemelerin etkin ve südürülebilir olması güçtür. Toplumsal ve iktisadi dinamiklerle orantısız güç kazanan dar çıkar grupları, siyaseten de etkin bir konuma gelerek kurumların seçiminde imtiyazlı konum kazanabilirler. Bu durum, özellikle devletin teşvik ettiği iktisadi sektörlerde görülür; 2000’ler Türkiyesi’nde, hızlı büyüme performansıyla siyasi dönüşümü destekleyen bir sınıf yaratmak için kaynak akıtılan inşaat sektörü buna iyi örnektir. Uzun vadede katma değer üretmeyecek bir sektöre verilen imtiyazlar kalkınma yaratmadığı gibi, verimsiz kaynak dağılımının güçlendirdiği imtiyazlı gruplar, çıkarlarını besleyen mekanizmalara tehdit oluşturacak kurumsal düzenlemelere ve dolayısıyla kalkınmaya da engel olacaklardır.

Parasal istikrar
Ancak, toplumun ihtiyaçları ile çelişen kurumsal düzenlemelerde ısrar edilmesi, genellikle krizlere ve kaosa yol açma potansiyeli taşır. Bu potansiyelle baş etmek, devlet aklına ve ülke kaynaklarının zenginliğine bağlıdır; kaynakların yetersiz kaldığı durumlarda değişim kaçınılmazdır.
Merkez Bankası bağımsızlığının (MBB) bunlarla ilişkisi nedir? Hedefi parasal istikrar olan bu kurumsal mekanizma çoklukla yanlış değerlendirilmektedir. MBB, piyasalarda güven tesis ederek enflasyon beklentilerinde sürpriz unsurunu azaltıp uzun dönemde paranın değerini koruyarak, yatırımların reel sektöre yönelmesini hedefler. Yani, MBB, devletin uzun dönemli kalkınma stratejisinden değil, “kısa vadeli siyasi amaçlardan ve güçlü çıkar grup etkilerinden bağımsız”lığı amaçlar.
Özellikle yüksek enflasyonun büyüme potansiyelini azaltıp gelir dağılımını bozarak geniş toplum kesimlerine zarar verdiği ülkelerde, MBB parasal istikrarı sağlamanın bir aracı olarak uygulanmaya konulabilmiştir. Ancak, maliye ve finans politikalarının dar çıkar çevrelerine hizmet etmesi durumunda ortaya çıkacak refah kayıpları, MBB’yi sürdürülemez kılar.
Toplum refahına odaklı tasarlanan mali kurallar ve spekülatif yatırımlara sınırlayan finansal denetim ve gözetim mekanizmaları ise, parasal istikrar ve MBB ile uyumlu olacaktır.

İktisadi krizler
İktisadi krizler, er ya da geç geniş toplum kesimlerinin desteğiyle köklü kurumsal değişimleri gerektirir. Türkiye’de de 2001 krizi sonrası finansal denetim ve gözetim mekanizmaları güçlendirilmiştir. Büyük resesyon sonrası mali kurumlarda artan zafiyet ise, finansal gelişim, MBB ve kalkınma potansiyeli için açık ve yakın tehdit oluşturmuştur. Kurumların iyileşmesi için toplumsal talebin büyümesi, eğitim ve örgütlülük ile orantılıdır; ancak, önlenemez.
Devletten beklenen, kısa vadeli ve dar çıkarlarla şekillenen sürdürülemez politikaların yol açacağı iktisadi ve sosyal yıkımı büyütmeden, kalkınma için gerekli mali ve fınansal düzenlemeleri hayata geçirebilme vizyon ve becerisidir.

Doç. Dr. BİLİN NEYAPTI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları