Olaylar Ve Görüşler

İşçiler AKP’ye oy vermemeli

22 Haziran 2019 Cumartesi

Ülkemizde geçimini emeği karşılığı sağlayan yaklaşık 18 milyon işçi var. Bunların ortak kaygıları, ortak amaçları ve ortak beklentileri olduğu için ülkemizde bir işçi sınıfı var diyebiliriz. Bu sınıfın sayısal varlığı demokratik düzen için son derece önemli. Çünkü bu sınıf bireylerinin bakmakla yükümlü oldukları insanlarla birlikte sayıları 60 milyon dolayına erişiyor. Bu sayı çokpartili demokrat düzen için son derece önemlidir. Ülkemizde işçi sınıfı var ama işçilerimizin sınıf bilinci yok. Sınıf bilinci işçilerin çıkarlarını korumak için ortak eylem yapabilme, aynı yolda yürüme, aynı çıkarlar için mücadele etme inancı demektir. İşçilerimiz çokpartili demokrasi düzenine geçtiğimiz 1946 yılından bu yana kendi çıkarlarını koruma yolunda bir bütün olarak davranma ve dayanışma yetisini bir türlü gösterememiştir. Emek sol siyasetin dayandığı ve beslendiği güçtür. İşçiler ve üye oldukları sendikalar sermaye sınıfı karşısında emeği koruyan siyasi partilerle bütünleşmek ve dayanışmak zorundadır. Oysa ülkemizde işçiler 1946 yılından beri, çoğunlukla DP, Adalet Partisi, ANAP, Doğruyol Partisi, AKP gibi sermaye sınıfını koruyup kollayan partilere oy vermişlerdir ve bu refleksleri bugün de devam etmektedir. Oysa işçiler dostlarını ödüllendirmek ve düşmanlarını cezalandırmak yöntemi ile kendi geleceklerini güvence altına alabilirler.

AKP işçi dostu değildir
17 yıldır ülkeyi yöneten AKP işçilere bir cehennem hayatı yaşatmıştır. İşsizlik bir işçinin kâbusudur ve bugün 6 milyon insan AKP’nin özelleştirme, yandaş zengin etme ve israf politikaları nedeni ile bu kâbusu bütün şiddeti ile yaşamaktadır. Cumhuriyetin 1923 yılından bu yana halkımızın vergileri, alın teri ile kurulmuş fabrikaların, tesislerin büyük bölümü bu ülke için çivi çakmamış yandaş müteahhitlere, eşe dosta vicdanları sızlanmadan peşkeş çekilmiş, tarım ülkesi olan güzel ülkemizin köylüleri perişan edilmiş, sonunda ülke ekonomisi üretemez duruma getirilmiş, çalışanları işsiz bırakılmış ve ülke 108 tarım ürününü ithal etmeye mecbur kalarak bir borç batağında yuvarlanmaya başlamıştır. Çıkardığı çalışma yasaları ile işçilerin sendikalaşmasını ve grev yapmasını zorlaştırmış, işverenler rahat etsin diye çok önemli grevler ertelenerek sendikacılığın beli kırılmıştır. AKP asla işçinin dostu değildir ve açıkça patronları korumak sevdasındadır. Bunu somut olarak İşsizlik Sigortası fonunun yağmalanmasında yaşadık. İşsiz kalan işçiyi ayakta tutmak için kurulmuş bu fonun 130 milyar lirası AKP tarafından buharlaştırılmış ve Fon şimdi çok ciddi açık vermeye başlamıştır. AKP’nin görmemişler gibi saraylara, pahalı uçaklara, son model pahalı arabalara, yandaşlara bütçeden akıl almaz paralar aktarmaya sevdalanması hükümeti bir finansman dar boğazına sokmuş ve hükümet şimdi parayı işçinin kıdem tazminatı fonu ile bulma çabasındadır. AKP’nin işçiye ettiği kötülükleri anlatmak bu yazının sınırlarını epey aşar

Bu düzen böyle gitmez
Bu düzen işçiyi, köylüyü ezen düzendir. Bu düzen hukukun üstünlüğünü reddeden bir düzendir. AKP hükümeti insan hakları, dış ticaret ve dış politika konularında fena halde sınıfta kalmıştır ve çıkış yollarını kilitlemiştir. Bu kilidi ancak işçi oyları açabilir. Bu kilidi açacak sayısal güçleri vardır. Kendi geleceklerini, çocuklarının geleceklerini güvence altına almak için 23 Haziran seçiminde sandık başlarında varlıklarını göstermelidirler. Eğer işçiler 23 Haziran’da işveren dostu AKP’yi cezalandırırlar ve ona anlamlı bir ders verirlerse “Tek Adam” yönetiminin sonunu imzalamış ve parlamenter demokrasinin önünü açmış olacaklardır. İşçi sendikaları ve sendika yöneticileri fildişi kulelerinden çıkmak ve yiğitce işçinin, toplumun geleceği için demokrasi mücadelesi vermelidirler çünkü tek adam düzeni toplumu değil tek adamı ve yandaşlarını ihya etmektedir. Bunu yapmazlarsa AKP’ye oy vermeye ve verdirmeye devam ederlerse ekim sonrasında patlayacak olan ekonominin barajları, hepsini silip süpürecek, kazanımlarını yok edecektir. 23 Haziran seçimleri emekçilerin, toplumun geleceğini belirleyecek seçimi olacaktır. İşçi ve sendikaların seçimdeki AKP’ye tavrı, ülkenin geleceğinde de beliryeleyici rol oynayacaktır.

Dr. ENGİN ÜNSAL
15. Dönem CHP İstanbul Milletvekili

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları