Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İnsan faktörümüz bu!
Yerel seçim süreci, sosyal sisteme sunduğumuz insan faktörünü her yönü ile açıklıyor. Sandık kurulu üyesinden, televizyon akademisyenine kadar niteliklerinin ne olduğunu onların tutum ve davranışlarında görebiliyoruz.
Eğitim, aile ve din kurumları, sosyal sisteme sunacakları insanı değişik yönlerden donanımlı kılmak için büyük çaba gösterirler. Bu kurumlardan öğrendikleri ile üretici sistemde herhangi bir işte çalışmaya başlayan insan, ayakları üzerinde durmaya çalışır. Ayağının altından çekilmek istenen halının kimler tarafından yapıldığını sezinler, düşmemek için gerekli önlemleri alır.
Sosyolojinin bu bulgusu doğrultusunda, İstanbul yerel seçim uygulamalarını temel alarak insan faktörümüz üzerinde kaba bir değerlendirme yapabiliriz.
Seçimin değişik aşamalarında çalışacak insan faktörüne, yerel yönetimdeki deneyimlerine dayanarak Sayın Erdoğan büyük önem atfettiğini son zamanlarda her gittiği yerde gözümüzün içine sokarak gösterdi. Öyle ki sandık kurullarında görevli olan parti üyelerini, yüz binlerle yaptığı toplantı sırasında cep telefonuyla aradı. Topluma, bu görevin çok önemli olduğunu, bu göreve seçilenlerin uyanık olması gerektiğini deneyle gösterdi.
AKP’lilerin sorumlulukları
Benzer uygulamanın sandık başkanı olacak kamu görevlileri bağlamında yapıldığını varsayıyorum. Cumhurbaşkanı’nın imzası ile il düzeyinde yapılan atamalarla, İstanbul’da kimlerin sandık kurulu başkanı olacağı belirlendi. Başka bir anlatımla il düzeyinde atanmış sorumlular, sandık kurulu başkanlarını kendi dünya görüşleri doğrultusunda seçmekte özgür davrandı.
Bu gözlem ve varsayıma dayanarak, İstanbul’da yapılan maddi hatalar konusunda AKP ve kamu yöneticilerinin sorumlulukları açıkça belirginleşiyor. Bunları basına verilen iki belgeyle tartışabiliriz. Bunlardan ilki, adayların aldıkları oyların birleştirme tutanağına kaydırılarak yazılması oluyor. AKP il başkanı basın açıklamasında bu tür olayın tekil örnek olmadığı, sıkça tekrarlanmış olduğunu açıkça belirtti. Buna göre sandık kurulu başkanları ve parti temsilcisinin yaptıkları bu sistematik hata, insan faktörümüzün niteliğini ortaya koyuyor.
İkinci örnek adayların aldıkları oy yazımının toplamasının yanlış yapılması, Sayın Yıldırım’ın oylarının eksik yazılması oluyor. İki-üç haneli altı verinin toplamasını yanlış yapan bir sandık başkanına ne diyebilirsiniz? Başkana elindeki telefonun hesap makinesini kullanarak, yaptığı toplamanın sağlamasını yapması neden öğretilmemiş? Anlamak mümkün değil. Bu ve benzeri hataları temel alarak hak aramaya çıkma, aklımızla alay etme olmuyor mu?
Ege’de “ayvanın büyüğü heybenin dibinde” söylemi sıkça kullanılır. Hatanın büyüğü seçim gecesi ve sonrasında Sayın Yıldırım’ın tutum ve davranışlarında görüldü. Aynı verilerin tüm partilerin erişimine açık olduğu bir sistemde, kesin sonuç alınmadan “Seçimi kazandık!” konuşmasına ne demeli? Dahası 1 Nisan sabahı İstanbullulara yaptıkları nisan şakası mı gerçek mi bilinmiyor!
Sayın Yıldırım, kendilerine bu açıklamayı yaptıran, İstanbul reklam panolarına teşekkür yazısını yerleştiren AKP il yöneticilerine toz kondurmuyor. Aile ve din kurumundan edindiği bilgilerle, bu tutum ve davranışının uyuşmadığını hatırlamak istemiyor. Daha ileri giderek İstanbul’daki sandık sayısı kadar hata olabileceğini, bunların seçim sonucunu değiştirebileceğini ileri sürüyor.
Yıldırım’ın kabulü hatalı
Ölçme ve değerlendirme tüm bilim dallarının temel uğraşısıdır. Ben mühendis olmadığım için ölçme ve değerlendirmenin mühendislikte nasıl kullanıldığını bilmiyorum. Sosyal bilimlerdeki kullanımı çok açıktır. Ölçmek ve değerlendirmek istediğiniz değişkeni ne bir eksik ne bir fazla olmaksızın niteliğini tam sayacaksınız ya da ölçeceksiniz. Başka bir anlatımla Sayın Yıldırım’ın dediği gibi her sandıkta bir hata olabileceğini kabullenme hakkınız yoktur. Burada temel konu geçersiz oyların çokluğu ve bunda hata yapılabileceği oluyor. Ölçme ve değerlendirmede kurallar baştan belirlenir. Buna göre geçersiz oylar, belirlenen kurallar içeriğinde sandık kurulu üyelerinin tümünün katılımıyla saptanır. İşte bu noktada her sandıkta bir hata olabileceğini bir mühendisten duymak, insanı düşündürüyor, “insan faktörümüz bu” dedirtiyor.
Bitmeyen komplolar
Sorun burada bitmiyor. Bir nisan akşamı değişik televizyon kanallarında konuşan televizyon akademisyenleri yapılan hatalı işlemlerin AKP’ye karşı bir komplo olduğunu savundu. Bu akademisyenlerin bilim dalındaki yetkinliklerine saygı duyarım. Ne var ki bu konudaki görüşlerinin geçersiz olduğunu söylemek isterim. Nedeni çok açık görülüyor. Seçimler çok adayın katıldığı, çok seçmenin oy kullandığı normal dağılımlı bir araştırmadır. Burada yukarıda hata olarak görülen olaylar sisteme veri olarak girilemez. İkinci örnekten başlayalım: Sayın Yıldırım’a ilişkin yazılmayan ve sonucu tutmayan sandık girişini sistem kabul etmez. Toplamda bir yanlış olduğunu size hatırlatır. Bunun düzeltilmesini ister. AKP il başkanının dediği gibi bu hatalı veri, toplamda yer almamıştır. Mutlaka düzeltilerek girilmiştir.
İkinci olay normal dağılım ölçütlerine uymadığı için sistem mutlaka hata verir. Başka bir anlatımla yarışan adaylardan biri (burada Sayın Yıldırım oluyor) kabul edilen sınırlar dışında, sıkça oy alıyorsa, sistem bunun kontrolünün yapılmasını ister. Öte yandan belgede görüldüğü gibi (Hürriyet gazetesi, 2 Nisan 2019) oy kaydırmasının başka bir partide yığılması konusunda uyarısını yapar.
Yukarıda yapılanlar, sosyal sisteme sunduğumuz insan faktörünü her yönü ile çok güzel açıklıyor. Sandık kurulu üyesinden, televizyon akademisyenine kadar niteliklerinin ne olduğunu onların tutum ve davranışlarında görebiliyoruz. “Ne günlere kalmışız?”
MÜMTAZ PEKER
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'dan flaş 'ortak alfabe' açıklaması
- Çok konuşulacak 'Berat Albayrak' iddiası
- Birinci girdiği mülakatta elendi: İntihar etti!
- Ünlü e-ticaret sitesi kapandı: Binlerce mağdur var
- Özel’den, Dervişoğlu’na ‘otobüs' yanıtı
- Donald Trump'tan zafer konuşması!
- ABD’de başkanlık seçiminde kim önde?
- Meksika'dan binlerce göçmen yola çıktı
- 'Dilruba'dan Özgür Özel'e yanıt: 'Yuh, yalana gel'
- İki eşi de aynı şekilde ölü bulundu