Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Duygular ve siyasal rejimler
Her ne kadar filozoflar “insan düşünen hayvandır” dese de günümüzde ve geçmiş zamanlarda insanın aklını kullanarak, rasyonel bir şekilde düşünce ve davranışlarına yön verdiği savı kuşku götürür. Eğer insan aklını kullanabilseydi geçmişten ders almasını bilir; ne savaşlar ne de tamamen kapitalist ekonominin bir avuç sömürgenin sınıfsal çıkarı doğrultusunda pek ustaca kullandığı kitlelerin duygusal manipülasyonu sonucu özendirilen tüketim çılgınlığı ve bunun beraberinde getirdiği küresel iklim değişikliği gibi yaşadığımız gezegenin sonunu hazırlayan gelişmeler ortaya çıkmazdı. İletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte kapitalist ekonominin var olmak ve kârlılığını sürdürmek için gereksinim duyduğu tüketim toplumu bilinçli, rasyonel düşünen, gereksinimi doğrultusunda tüketen bireyler yerine anlık duygusal gereksinimleri doğrultusunda davranan bilinçsiz bireylere ihtiyaç duyar. Kapitalist ekonomiler insan duygularını manipüle ederek kârlılık ve verimlilik artışını olanaklı olduğu ölçüde artırmak hedefini güderler. Medya aracılığıyla pompalanan propaganda, algı yönetimi, reklamlar bu yolda atılmış, kapitalist düzene girdi sağlayacak ekonomik aşamalardır.
İktidarın faydacılığı
İnsan duygularını sadece kapitalist ekonomi kendi çıkarı doğrultusunda kullanmaz. Siyasal rejim biçimleri de bireyin ve toplumun duygularını siyasal tercihi yönünde kullanır. Burada söz konusu olan toplumsal duyguların araçsallaştırılmasıdır. Milliyetçiliğin siyasal iktidar tarafından kullanılması duyguların araçsallaştırılmasına bir örnektir. İnsan davranışını yöneten duyguların temelinde gereksinimler yatar. Maslow’un gereksinimler hiyerarşisinde yer aldığı gibi insan önce fizyolojik gereksinimlerini doyurmak ister. Fizyolojik gereksinimlerden ayrı olarak her insan sevilmek, sosyal çevresi tarafından takdir edilmek, beğenilmek ister. Sevgi duygusunun karşıtı ise nefret duygusudur. Nefret duygusu ölüm sevgisinden kaynaklanır. Bu duygu ölüm sevgisine yöneldiğinde “öteki”ni yok etme, ortadan kaldırma, ruhsal ve bedensel bütünlüğüne zarar verme isteğini dışa vuran bir nitelik kazanır. En son aşaması ise sözel ya da davranışsal saldırganlıktır.
Siyah-beyaz dünya
Nefret duygusunun tutsağı olan bireyler için dünya siyah-beyazdır. Böyle bir duygunun baskın olduğu toplumlarda da hoşgörü, farklı yaşam biçimlerine ve düşüncelere saygı, ifade özgürlüğü, yaşam hakkının kutsanması gibi çağcıl değerler ya baskılanır, ezilir ya da acımasızca ortadan kaldırılır. Eğer bir toplumda nefret duygusu toplumsal aktörlerin çoğunda yaygınsa ve bu duygu muktedirler tarafından özellikle körükleniyorsa biraz düşünmek gerekir. Artık böyle bir toplum orman kanununun egemen olduğu, güçlünün zayıfı ezdiği despotik bir yönetim altında demektir. Böylece egemenler toplumda nefret duygusunu yaygınlaştırarak “böl ve yönet” taktiğini zahmetsizce uygulama fırsatına kavuşurlar. Nefretin körüklendiği toplumlar hızla demokrasiden, çoğulculuktan uzaklaşırlar. Adalet ve hukuk gibi kavramlar hiçe sayılır. Bunun sonucu ise yabancılaşma ve kuralsızlıktır. Nefret dili bu bakımdan barışçı olmadığı gibi demokratik ideallerle de bağdaşmaz. Bir toplumda nefret duygusunun egemen kılınması o toplumun kolayca faşist bir siyasal rejime doğru evrilmesini kolaylaştırır. Bu bakımdan nefret duygusu kolaylıkla dogmatik düşünceye dönüşebilir. Bu tür bilinçsiz yığınlar faşist rejimlerin ideal yurttaş anlayışı için biçilmiş kaftandır. Oysa üyeleri arasında sevgi ve karşılıklı güven duygusunun ağır bastığı toplumlarda farklılıklara hoşgörüyle yaklaşmak, herkesin düşüncesini özgürce ifade etme olanağı, işbirliği, yardımlaşma duyguları ağır basar. Bu unsurlar da toplumun bütünleşmesine giden gelişmelerdir.
Nefret, faşizmin ruhu ise sevgi demokrasinin ruhudur. İstanbul belediye seçimi bu açıdan da önemlidir. İstanbulluların tercihleri bir belediye başkanı seçiminin çok ötesinde olacaktır. Sayın İmamoğlu’nun kişiliğinde oluşan sevgi halesi, nefret duygusunu egemen kılmak isteyenlere de atılmış güçlü bir tokat olacaktır.
DOÇ. DR. AYŞE ATALAY
E. Öğretim Üyesi
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Ankara’da konuşulan iddianame
- Kendisini canlı canlı dev yılana yutturdu!
- Erdoğan'dan RTÜK'e 'hızla tedbir' talimatı
- İYİ Parti'de Akşener krizi
- ORC'den çarpıcı 'Karadeniz' anketi
- Cumhuriyet Savcısı açığa alındı!
- Sedat Peker'in avukatı hayatını kaybetti
- Bahçeli'nin çağrısıyla ilk adım
- Ali Koç, Türkiye’ye neden yatırım gelmediğini yorumladı
- Özel'den gazetecileri tehdit eden Bahçeli'ye yanıt