Olaylar Ve Görüşler

Düşünmenin beş aşaması

12 Mart 2019 Salı

İnsanın dünyayı anlama ve dönüştürme süreci eski zamanlardan beri sürüyor. Aynı zamanda zihnin serüveni de olan bu süreç, felsefe, bilim, teknik, tasarım ve beceriyi kapsıyor.

 

Aklımızın “düşünme gücü” bizim temel yaşamda kalma olanağımızdır. En basit taş baltadan, ilkel dokuma tezgâhlarından devasa rafinerilere, karasabandan biçerdövere, sallardan transatlantiklere, abaküslerden bilgisayarlara kadar tüm üretim araçları ve bu araçları kullanarak yaptığımız binlerce çeşit tüketim nesneleri, aklımızın düşünme etkinliğinin maddeye dönüşmesidir. Acaba bütün bunları yaparken düşünme gücümüz nasıl etkir? Düşünme gücümüz birbirine bağlı beş tür etkinlikte bulunur: Felsefe, bilim, teknik, tasarım ve yapma etkinliği.

Gerçeğin peşinde
Düşünme gücümüzün temel etkinliği “felsefi etkinlik”tir. Felsefenin hareket noktası “doğru” arayışıdır. Doğruyu bulabilmek için, düşünürler, değişik biçimlerde ama özünde aynı soruyu “gerçek nedir” sorusunu sormuşlardır. Gerçek nedir sorusu ve bu sorunun açtığı sorular zinciri, düşünme etkinliğini ufuklardan ufuklara, oradan sonsuzluğa ve ufukların berisindeki sonsuz noktalara yöneltmiştir. Bu yöneliş sırasında kimisi “iyi ideası”na, kimisi “salt form”a, kimisi Tanrı’ya ulaşmıştır. Gerçeği arayış yolunda düşünme etkinliğinin ulaştığı sonsuz ufuklar ve bu sonsuz ufukların berisindeki sonsuz noktalar, insana, aklının düşünme etkinliğinin bir sınırı olmadığını, bu nedenle aklın özgür olduğunu, onun ulaşamayacağı noktanın, soramayacağı sorunun olmadığını göstermiştir. Düşünce tarihi boyunca ilerleme yönünde sürekli bir değişime uğrasa da düşünme gücünün felsefi etkinliğinin değişmeyen temel işlevi, insana, aklının kapsama ve etkime alanının sonsuzluğunu, bu nedenle özgürlüğünü göstermesidir.
Düşünme gücünün “bilimsel etkinliği”, aklın felsefi etkinlik sırasında keşfettiği özgürlüğünü yaşamasıdır. Felsefe etkinliği sırasında kapsama ve etkime alanının sınırsız, bu nedenle özgür olduğunu keşfeden akıl, kapsama ve etkime alanında ilişki ve etkileşim içinde olduğu her şeye sorular sormak ve cevaplar almak suretiyle özgürlüğünü yaşar. İnsan, özgürlüğünü, aklın, üzerinde etkidiği oluşların hareketlerini gözleyerek, ölçerek, tartarak, hesap ederek, deneyler yaparak ve böylece oluşlardan izlenimler alarak, aldığı izlenimleri kavram yapıp bilinç oluşturarak, yani bilimsel etkinlikte bulunarak yaşar. Felsefi etkinlikle, etkinliğinin bir sınırı olmadığının bu nedenle özgürlüğünün bilincine varmış olan akıl, özgürlüğünden aldığı güçle, bilimsel etkinliğini, oluşların bütün derinliklerine nüfuz ederek sürdürür. İnsan aklının özgürlüğünü bilimsel etkinlikle nasıl yaşadığını görebilmek için, bilim tarihi kitaplarına şöyle bir göz atmak yeter. Yüzlerce yıl önce Demokritos, “gerçek nedir” sorusunu, gözlemlerini, muhakeme gücünü ve mantığını kullanarak “gerçek atomdur” biçiminde cevaplandırmıştı. Şimdi ise insan aklı, atomun da altına inerek, parçacık hızlandırıcılarla atomun içindeki hareketleri gözlemlemektedir. Kısacası, bilimsel etkinliğin yolunu felsefi etkinlik açar, felsefi etkinlik olmadan bilimsel etkinlik olmaz.
Düşünme gücünün bilimsel etkinliğini “teknik etkinlik” izler. Teknik etkinlik, bilimsel etkinlik sırasında elde edilen bilgilerin insan yaşamını kolaylaştırmada nasıl kullanılabileceğinin düşünülmesidir. Örneğin suyun hareketinin incelenmesi, bir bilimsel etkinliktir. Bu inceleme sırasında suyun kaldırma kuvveti olduğunun keşfedilmesi bilimsel etkinlik sonucunda elde edilen bir bilgidir. Suyun kaldırma kuvvetinden yararlanılarak nasıl yüzen cisimler yapılabileceğinin incelenmesi ve bu inceleme sırasında yüzen cisimler yapma yöntemlerinin bulunması bir teknik etkinliktir. Teknik etkinliğin yolunu da bilimsel etkinlik açar, bilimsel etkinlik olmadan teknik etkinlik olmaz.

Birbirini tamamlayan döngü
Düşünme gücünün teknik etkinliğini, “tasarım etkinliği” izler. Tasarım etkinliği, teknik etkinlik ile elde edilen bilgilerin, maddi bir nesneye nasıl dönüştürülebileceğinin düşünülmesidir. Örneğin, yüzen bir cisim olarak geminin nasıl yapılabileceğinin düşünülmesi, bir tasarım etkinliğidir. Görüldüğü gibi, teknik etkinlik olmadan da tasarım etkinliği olmaz.
Düşünme gücünün tasarım etkinliğini, “yapma etkinliği” izler. Bu, “beyin ve eller”in buluştuğu, düşüncelerin yaşamlarımızı kolaylaştırmak üzere maddeye (örneğin gemiye) dönüştürüldüğü etkinliktir. Daha önceki etkinliklerde sadece düşünme gücü etkidiği halde, yapma etkinliği evresinde, insanın düşünme gücü ile işgücü işbirliği yaparak düşünceleri maddeye dönüştürür.
Belki ileride robotlar yaygınlaştıkça, insan yapma etkinliğini tamamen robotlara terk ederek kendisi sadece düşünme etkinliği ile uğraşacak. Bilgisayarlar geliştikçe insanın düşünme etkinliği de kademe kademe makinelere bırakılacak. Diğer düşünme etkinliklerini bilemiyoruz ancak, “gerçek nedir” diye sorabilip felsefe yapabilecek bir makine düşünemiyoruz. Yine de büyük konuşmayalım; bunca şeyi yapan insan aklı, belki filozof bilgisayarlar da yapabilecektir.

Mehmet UYSAL / Felsefeci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları