Olaylar Ve Görüşler

Bezelyeler tablosu ve Dağılan AKP iktidarı

13 Temmuz 2019 Cumartesi

Ülkemizin tanınmış ressamlarından Fatma Tülin Öztürk’ün sanat dünyasında çok bilinen tablosu “Bezelyeler” bugünkü AKP iktidarını yansıtmaktadır. Dış kabuğu yarılmış, içindeki taneciklerin bir daha geri dönmeyeceği şekilde dağılması, asıl olanın dezenformasyona uğraması ancak bu şekilde anlatılabilir. Bir sanat eseri bazen toplumun siyasal ve sosyal yönünü çok güzel özetler. Dolaylı yönden ele alacağımız bu örnekleme, AKP’nin yaşadığı krizi de imlemektedir.

Hiçlik duygusu
“Bezelyeler” tablosu varoluş felsefesi üzerine yapılmış, önemli bir eserdir. Tablodaki bezelyelerin neyin üstünde durduğu, arkasında ne olduğu, bir zaman göstergesinin varlığı da ortada yoktur. Tamamen bir hiçlik duygusundan hareketle yapılmış bir resimdir karşımızdaki. Bezelyelerin hiçlik duygusu vermesi kadar, yansıttığı soyutluk da önem kazanmaktadır. Bezelyelerin varoluşsal süreci başlamıştır. Böylelikle bezelyeler, AKP’den ayrılan ve ayrılacak olan milletvekilleri, bürokratlar ve iş insanlarının farklı bir yola çıktığını imlemektedir. Anlaşılıyor ki, kale içerden çürümeye başlamıştır... AKP’nin bu çürümeye karşı bir önlem alması çok güç görünüyor. Ekonomik sorunlar bir yana, dış politikadaki hatalar ve kayıplar zinciri ise bitmek bilmiyor. Dünya siyasetinde tek adam anlayışı nedeniyle yalnızlaştırılan, AKP’nin iniş süreci başlamıştır. Yani kabuğu patlayan bezelyeler gibi dağılmaktadır... Kabuğun içinden çıkacak bezelyeler ise, kendi başlarına bir var oluş mücadelesi yapacaktır. AKP’deki çözülmenin bundan sonra da süreceği açıkça görülüyor.

Değişmez kural
Ali Babacan ve yakın çevresinin, böyle bir durumda, yeniden iktidara geçebilmek için yola koyulduğunu görüyoruz. 2002’de yol arkadaşlığı yaptığı kişilerden, “Aklen ve vicdanen rahatsızım, ayrıldım” demesi boşuna değildir. Bezelyelerin dış kabuğu olan AKP, kendi içinden çıkan tanecikleri yeniden geri alamayacaktır. Bilim kuralıdır zaten: Başlayan şey, aynı şekilde geri dönemez!
AKP iktidarı tek adam rejimine sonuna kadar sığındığından, partili milletvekillerinin özgür iradeleri yok sayıldığından, Meclis’te göstermelik bir el kaldırma ve onaylama işlemi dışında kendileri yok hükmündedir. AKP’li her milletvekili, tek bir kişinin ağzından çıkacak her sözü doğru olarak kabul etmek zorundadır. Çağdaşlığın ve laikliğin içinde hiçbir zaman var olmamış katı bir biat kültürü onların yaşam biçimidir. Biat kültürü bir yana, neredeyse tipik bir Ortadoğu ülkesi gibi ümmetçilik arzuları da gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. AKP şimdilerde Libya ve Suriye’deki silahlı milisler üzerinden oralarda kendine siyasi rant sağlamaya çalışmaktadır. Ancak unutuyor ki, bezelyeler dağılmıştır ve bir daha kabuğa girmeyecektir. Tıpkı “Aynı nehirde iki kez yıkanamazsın” sözü gibi.

Manidar cesaret
Bezelyelere dikkatle bakınız. Hepsi irili ufaklı, dağınık bir halde durmaktadırlar. Onları bir arada tutan, üstlerini kapatan, söz hakkı vermeyen dış kabuk çatlamıştır hatta tamamen kalkmıştır artık. Bezelyeler de büyük bir cesaret ve özgüvenle yeni yaşamlarına merhaba demektedir.
Yeni bir parti kurma telaşındaki, Ali Babacan ve arkadaşları, kabuğunu yırttıkları bezelyelere benzemektedir. Kabuksuz ve korumasız kalmayı göze aldıklarına göre, bildikleri bir şeyler var demektir. Ali Babacan ve arkadaşları böyle bir cesareti (?) göstermiştir. Aslında sorun şuradadır: Ali Babacan, kurulacak yeni partinin AKP’den hangi konularda ayrıldığını açıklamalıdır. Kuracağı partisinin hangi projelerle AKP’den farklılık yaratacaklarını da anlatmalıdır. AKP doğrultusunda biat kültürü içeren bir muhafazakârlık ve laiklik karşıtı eylemlere kalkışacaklarsa, onlara son İstanbul seçimlerini anımsatmakta yarar vardır. Bu da onları başlamadan biten bir hikâyeye benzetir. AKP’den kurtulmak için, öncelikle AKP gibi olmayan, ondan çok daha fazla adil ve halkını düşünen politikaların yaratılması gerekir. Benzerlik aynılığı, karşıtlık ise farklılığı yaratır. Ali Babacan, şunu da iyi bilmelidir ki, Türkiye’nin sadece düzgün bir ekonomiye değil, bağımsız yargıya ve güçlü bir dış politikaya da gereksinimi vardır. Doğrudan AKP ve Sarayı hedef alan bir partinin başarılı olması kolay değildir. Ancak kendi farklılığını halkın yararına olacak şekilde anlatabilmesi gerekir. Ali Babacan, şimdiye kadar yansıttığı muhafazakârlıkla başarılı olamaz. AKP’nin dogmatik, tek adamcı, ümmetçi, İslami terör gruplarıyla olan bağlantıları nedeniyle, iktidarda uzun süre kalması olası değildir. Siyasetteki hareketlenme de bundan ibarettir aslında.
İşin özü şudur: Bezelyenin kabuğu bir kez kırılmışsa, bir daha dikiş tutmayacağı bellidir. Önemli olan içinden çıkacak bezelyelerin kendilerini çağdaşlığa ve laikliğe nasıl kabul ettirecekleridir...  

Tufan ERBARIŞTIRAN
Yazar



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları