Köy Enstitüleri, UNESCO tarafından dünya gençliğine örnek model olarak önerildi. “Antik Yunan” eserleri bu denli zararlıymış, korkarım sayın Bakan burada kalmaz, kitaplıklardaki kitaplar için de bir şeyler düşünür! İnanamıyorum!

Resim, bazen sözcüklerle de yapılır. Bu sözcükler Bedri Rahmi Eyuboğlu (1911-1975) gibi bir ressamın ağzından çıkmışsa, resmin inandırıcılığı, kalıcılığı katlanarak artar.
Bedri Rahmi, Köy Enstitüleri için şöyle demişti: “Köy Enstitüleriyle ilgili görüşünüzü söyleyin, sizin kim olduğunuzu söyleyeyim.”
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bayram değildi, seyran değildi ama geçen günlerde Köy Enstitüleriyle ilgili konuştu. Kendi anlatımıyla sayın Bakan şunları söyledi: “Bu model güzel bir model. Ancak ben çocuğumu vereceğim Köy Enstitülerine; diyeceğim ki ‘adam olsun, vatana millete hayırlı olsun’ ama orada bazı kişiler, ‘Antık Yunan’ı bu çocuklarla buluşturacağım ve onların böyle doktrini olması bizim için hedeftir’ dediğinde bu da benim karşı olduğum bir şey. İlgilenilmesi gereken bir modeldi ama politize edilirse...” Bir milli eğitim bakanının bu tür bir çıkışı, büyük eleştirilere konu olması gerekirken nedense yeterli tepki gelmesi.
Bedri Rahmi, yukarıdaki sözü boşuna söylememiş. Başka bir belge aramaya gerek var mı? “Antik Yunan” yapıtları ilk kez bir Bakan tarafından zararlı bulunuyor, “politize, doktrine” olmuşlukla damgalanıyor! Köy Enstitülerinde okuyanlar suçlanıyor!
Köy Enstitülerinde üç k formülü geçerliydi: kafa+ kol+ kalp. Yani bilgi+ çalışma+ sevgi.
Köy Enstitülerinin önemli özelliğinden biri, orada özgür okumanın olmasıydı. Şunu okuma, bunu oku nasıl denir? Denseydi, Köy Enstitüleri kimliği kalır mıydı? Edebiyatımızın yüz akı olan Makallar, Baykurtlar, Başaranlar, Akçamlar... daha onlarcası oradan çıkabilir miydi? Sayın Bakanın dediği türden bir okul olsaydı özgür düşünceli öğretmenler yetişir miydi? Okuma, bilgi kaynakları kaldırılmış bir okul, okul olmaktan çıkar. Yumurtasız omlet yapmaya benzer.
Köy Enstitüleri, UNESCO tarafından dünya gençliğine örnek model olarak önerildi. “Antik Yunan” eserleri bu denli zararlıymış, korkarım sayın Bakan burada kalmaz, kitaplıklardaki kitaplar için de bir şeyler düşünür! İnanamıyorum!
Yunan klasiklerinin “politize” niteliklerini ilk duyuyorum.
Sayın Bakan görüşlerinde samimi ise, dünya gençliğini kurtarmak için girişimlerde geç kalmamalı.
Örneğin UNESCO’ya başvurmalı. Bu yapıtların yasaklanması (!) için elinden ne geliyorsa bir an önce yapmalı! Kenan Evren, Eflatun’un Devlet adlı yapıtını 1980 darbesi sonrası okuyordu. Evren, ‘Antik Yunan’ yapıtlarını 1980 darbesi öncesi okusaydı, bence darbeye girişmek değil, darbe aklına bile gelmez, darbecilere karşı gelirdi.
Bedri Rahmi’nin sözü, çerçeveletip duvara asılmalı. Çerçevenin kıyısına, sayın Bakan’ın sözü iliştirilmeli! Resmin üstüne, “Bedri Rahmi’nin son resmi” diye yazılmalı.  

Nusret ERTÜRK
Eğitimci / Yazar