Olaylar Ve Görüşler

Atatürk, Karl Popper ve eleştirel akılcılık

14 Eylül 2019 Cumartesi

Atatürk, doğa bilimlerinde yaygın olarak kullanılan bilimsel yöntemi askerlik ve politika hayatının tüm dönemlerinde uygulamıştır.

İngiliz bilim felsefecisi Karl Popper’in metodolojisi olan, eleştirel akılcılık, sorun çözmek için varsayım önermek ve önerilen varsayımları gözlem raporlarıyla kontrol ederek, gözlemle çelişenleri (yanlışlanmış olanları) elemek olarak ifade edilebilir.
Einstein dahi, bilim karakterini en iyi dile getiren yorumun, Karl Popper’ın ‘eleştirel akılcılık’ yöntemi olduğunu kabul etmekte ve desteklemektedir.

Gerçekçi bilgi
Karl Popper, 1935’te yayımlanmış olan “Bilimsel Araştırmanın Mantığı” adlı eserinde bilimi kavram olarak şu şekilde tanımlar: “Bilim, içerdiği ifadeler, gözlem raporlarını oluşturan ifadelerle yanlışlanabilecek düşünce sistemlerinin tamamına verilen addır.” Bu nedenle, genel ifadelerin doğrulanması veya yanlışlanması arasındaki asimetrinin çok önemli olduğu görülmektedir.
Atatürk, bilimin tezlerinin bireylerin keyfinden bağımsız olarak kontrol edilebilme özelliklerinin, onların günlük hayatta en nesnel, en doğru kılavuz olarak kabul edilmelerini gerektiğini mükemmel biçimde kavramıştır.
Karl Popper’a göre gerçekçi bilgi kavramı şöyledir: Bilgi, herhangi bir nesne veya sürecin, gözlemcinin ilgisini çeken özellikleri arasında ulaşılabilir olanlardan kodlanabilenlerin tamamıdır.
Eleştirel akılcılığı 7 maddede özetleyebiliriz:
1- Problemin saptanması (Bu gözlemler veya mevcut varsayımlar ışığında yapılır).
2- Problem çözümü için bir varsayımın uydurulması.
3- Varsayım çıkarımlarının gözlemle denetlenmesi.
4- Gözlemlerle çelişiyorsa varsayımın terk edilmesi.
5- Genişlemiş gözlem temeliyle uyumlu yeni bir varsayım oluşumu.
6- Yeni varsayım çıkarımlarının gözlemle denetlenmesi.
7- Dördüncü ve sonraki aşamaların (sağlama yapılması açısından) sırasıyla tekrarı.
Atatürk’ün yaşamı boyunca tüm düşünce yapısı bu yöntem üzerine kurulmuştur. O, doğa bilimlerinde en yaygın olarak kullanılan bilimsel yöntemi askerlik ve politika hayatının tüm dönemlerinde uygulamıştır. Dolayısıyla, onun sahip olduğu bu bilimsel metodolojinin, Atatürk’ün bir bilim insanı olduğunu ortaya çıkardığı görülmektedir.

Akılcı tavır
Bu konuda yapılan en değerli bilimsel yayın; İTÜ jeoloji profesörü ve Türkiye Bilimler Akademisi kurucu üyesi olan Prof. Dr. A.M. Celal Şengör’ün Hasan Âli Yücel ve Türk Aydınlanmasının Metabilimsel Temelleri (Yükseköğretim Kurulu Matbaası, Ankara 1998) adlı kitabı. Prof. Dr. Celal Şengör’e göre: “Türk Aydınlanması”nın iki büyük ismi, gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, gerekse 1938-1946 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel, her ne kadar kendilerinden sonra gelen Popper’in eserlerini tanıma fırsatını bulamamış olsalar da, onun felsefesinin özü olan eleştirel akılcı tavrı benimsemişlerdi. Nutuk’un incelenmesinin ortaya koyacağı üzere, Atatürk her zaman önündeki sorunlara bir bilim adamı gibi yaklaşmış, problemleri tanıyıp tanımladıktan sonra önerdiği çözümleri denemiş, tatbikattan elde edilen veriler çözüm önerisiyle çelişiyorsa, o çözümü hızla ve kesinlikle terk ederek yeni bir çözüm önerisi geliştirmiş ve bu sefer onu denemeye başlamıştır. Bu, bilimden de günlük hayattan da bildiğimiz deneme - yanılma yöntemidir.

Yönetenlere tavsiye
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, önümüzde duran ciddi toplumsal ve siyasal sorunlar bulunmaktadır. Naçizane, bu köşenin yazarı olarak, devletimizin yöneticilerine ve Atatürk’ün bilim yolunda ilerlemek isteyen tüm genç arkadaşlarıma, Prof. Dr. Celal Şengör’ün “Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanmasının Metabilimsel Temelleri’’ adlı kitabını okumalarını tavsiye ediyorum.

Umut Berhan Şen
Yazar



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları