Olaylar Ve Görüşler

Alevlenen şeriat tartışması - Gani Aşık

26 Haziran 2024 Çarşamba

Geçen hafta, “Yer6” isimli YouTube kanalında bir gencin, peygamberimize ve İslama karşı saygısız ifadeler kullandığı gerekçesi ile hakkında yakalama kararı çıkarıldığını adalet bakanı açıkladı. İlahiyatçı seçkin bir grup, ortak bildiri yayımlayarak söz konusu gencin İslamı değil, şeriatı eleştirdiğini belirtip özetle, “Şeriat İslamın kendisi değildir” dediler ki bu, din ilminin temel gerçeklerine olduğu kadar, İslamın 1500 yıllık uzun evresinde dünyanın, milletlerin ve toplumların geçirdiği değişim ve başkalaşımların özüne de tamamen uygun ve sağlıklı bir tespittir. 

Hem ilahiyatçıların gerekli ayrıntılara inmesi hem de yer darlığı nedeniyle tartışılan konuyu yalnızca prensip açısından irdelemekle yetineceğim. Bu gelişmeler bağlamında sorunun özü, İslam ve şeriat ilişkisidir. 

Tarihimizde “Din elden gidiyor” yaygarası ile nice kanlı ayaklanmalar yaşanmıştır. Oysaki dinin hiçbir koşulda elden gitmeyeceğinin çarpıcı örneği, 70 yıldan fazla bir süre bütün dinleri yasaklayan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin 1990’da yıkılması ile dini yaşamın bütün görkemi ile yeniden ortaya çıkmış olmasıdır.

Demir ve çelik eritilip buharlaştırılabilir ama kişinin iman akidesini ve milliyet duygusunu ortadan kaldıracak bir keşif yapılamayacaktır.

Tanrı katında seçilen peygamberlere gönderilen vahiylerden oluşan dört kitap vardır: Hz.Musa’ya Tevrat, Hz.Davut’a Zebur, Hz.İsa’ya İncil ve Hz. Muhammed’e Kuran. Tevrat, Musa’nın ölümünden 500 yıl, İncil İsa’nın ölümünden 90 yıl sonra yazılmıştır. Bu kitaplarda soyut bir Tanrı inancı yoktur. Kudüs’te Sanhedrin mahkemesinde suçlu bulunarak Yahuda bölge valisinin kararı ile 31 yaşında çarmıha gerilirken kutsal ruhtan gebe Meryem’in, Allah ile aynı cevherden olduğu ileri sürülen oğluna (!) yüce kudret sahip çıkmamıştır. 

DİN ŞERİATTAN BAĞIMSIZDIR

İslamda ve Kuran’da ise akıldışılık, hatta çelişki yoktur. Kuran temelli İslam evrenseldir. Şeriat, sağlamlığı kuşkulu kimi hadisleri ve nadiren de fıkhın konusundan farklı nedenlerle inen ayetleri referans almış olsa da İslamla özdeş değildir. İslam tek, şeriat yüzlerce. Geniş İslam coğrafyasında tarihsel, dönemsel ve sosyal koşullar altında fakihlerce ortaya konulan birbirinden oldukça farklı İslam hukuku (fıkıh) Osmanlı’daki mecelle de dahil - 21. yüzyılda gereksinimi karşılamamıştır.

1926’da Türk Medeni Kanunu çıkarılmıştır. Türkiye laik bir hukuk devletidir. Felsefe, sosyoloji, mitoloji, din, tarih ve değişik alanlarda araştırmalar yapan yeni nesil arasında yaygın bir deist ve ateist eğilim vardır. Bu eğilimdekiler, ekonomik çöküşün yalnızca kötü yönetimden değil, doyumsuz bir sistemli soygundan da kaynaklandığını biliyor, bu yağma çarkının, din perdesi ile halktan saklanmasına tepki olarak da dinden kopuyorlar.  

Almanya’da -hatta tüm Avrupa’da- Hıristiyanlık aleyhinde ileri geri konuşan yüz binler, bu yaşlı kıtanın ileri refah düzeyine ulaşmasına engel olmadığı gibi, bizde toplumun tümünün İhvan İslamının çemberine alınmak istenmesi de milli gelirimizi kişi başı 10 bin doların üstüne çıkaramamıştır. Vicdani gelişim ve düşünsel özgürlük, akla alan açılması anlamına geldiği için uygarlığın temel taşıdır. (Cehaletin pençesindeki tüm İslam ülkelerinin tersine Türkiye, Ata’sının gösterdiği yolda laik kalmaya ve içindeki Müslüman nüfusla birlikte İslamın şeriattan bağımsızlığını savunmayı sürdürecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları