Oktay Ekşi
Oktay Ekşi oktay.eksi@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Y. Tunç nerede yaşıyor?

15 Şubat 2025 Cumartesi

Uzun zamandır Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD)’ın sesini duymuyorduk. Meğer önceki gün yapılan genel kurulu bekliyorlarmış.

Orada bir konuştular “pir” konuştular. Yıllardır bağımsız sütun yazarlarının, aklını sandalyesine satmamış politikacıların ve bilimsel doğruları söylemekten çekinmeyen bilim insanlarının dile getirdiklerini bir günde ve topluca söylediler.

Bu yürekli insanlardan biri TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, öteki de derneğin yüksek istişare konseyi başkanı Ömer Aras idi.

Konuşmayı öğrenen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sert üsluplu açıklaması bu konuşmaların ardından geldi.

Lakin Tunç’un dedikleri değil TÜSİAD’dan yükselen çığlıklar bağımsız kamuoyunun dikkatini çeker nitelikteydi.

Olabildiğince yorum yapmadan iki tarafın sözlerini aktarmaya çalışacağım.

Orhan Turan diyor ki:

Yangınlarda iş kazalarında çok sayıda vatandaşlarımızı kaybediyoruz. Demek ki hata, suiistimal, kayırmacılık çok yaygın.

Yalan mı?

Kamuoyunda infial yaratan nice olayda ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar.

Yalan mı?

Kamuoyu vicdanında suç ile ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor.

Yalan mı?

Yolsuzluk, dolandırıcılık, karaborsa haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.

Yalan mı?

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak galiba artık şirket kurmaktan daha kolay.

Yalan mı?

Toplumsal kutuplaşmaların yerini toplumsal uyuma bırakması, siyasette yumuşama, siyasi hayatın genişlemesi sorunlarımızın çözümünü mutlaka kolaylaştıracaktır.

Yalan mı?

Hukukun üstünlüğünü tesis edersek tüm sorunlarımızı konuşarak ortak akılla çözebiliriz.

Yalan mı?

Ömer Aras da konuşmasında:

Kartalkaya’da 78 canımızı kaybettik. Yangın çıkar ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni denetimsizliktir.

Bizdeki ölümlerin nedeni, maliyet odaklı kural tanımazlıktır ve denetimsizliktir. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin isimler gelmelidir.

Bir kere daha sorayım: Yalan mı?

İnandığımız doğruları bıkmadan, usanmadan dile getireceğiz” diyor.

Aman öyle yapmayın. Büyüklerimizin canını sıkmayın mı diyelim?

Gelelim Yılmaz Tunç’a:

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” diyor.

Ama dediğine acaba kendisi inanıyor mu?

Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir” diyor.

Ama pek bilinen “çete”lerin ve özellikle korunan “tarikatların” yerini Tunç acaba nerede görüyor.

Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır” diyor.

Türkiye’de kuvvetler ayrılığı olduğunu, yargının gerçekten bağımsız şekilde görev yaptığını Yılmaz Tunç kamuoyuna değil, kendi aile bireylerinden birine söyleyebilir mi, söylerse kabul ettirebilir mi?

Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir” diyor.

Diyor da 85 milyon insanın Türkiye’de değil de İsveç veya Danimarka’da mı yaşadığını sanıyor.

Tunç’un birkaç cümlesi daha var ama benim yerim yok. Sadece “Türkiye eski Türkiye değildir” deyişini ele alayım:

Elbet eski Türkiye’de de eksikler yanlışlar vardı. Ama Osmanlı saltanatının bittiği 1 Kasım1922’den beri hiç kimse, -özellikle iş dünyasından insanlar- hiçbir zaman, “Sistem tümüyle çökmüş durumda” demek zorunluğunu duymamışlardı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi ki yanılmışım 12 Nisan 2025

Günün Köşe Yazıları