Yürümek Yürüyememek!

29 Ocak 2013 Salı

Bir Hastalıktan Sonra Dünya”...\n

\n

Bu benim eski öykülerimden biri...\n

\n

Aylarca süren bir hastalıktan sonra yazmıştım.\n

\n

İlk kez sokağa çıkışımı, sokaklar boyu yürüyüşümü anlatmıştım.\n

\n

Kişi yaşlandıkça hastalıklar eksik olmuyor! Daha doğrusu hastalık değil de, yaşlanmanın kaçınılmaz koşulları...\n

\n

Yürümek, yürüyememek, bütün sorun bu!\n

\n

Yıllardır insanoğluna bağışlanmış en güzel duyarlıktan uzaktayım. Pencereye otur, gidip gelenlere bak, bir gün sen de yürürsün!..\n

\n

Koşa koşa geçenleri, elinde gazeteyle ağır ağır yürüyenleri görmek... Sonra iki üç adım zorla atıp, park kanepesinde dinlenmek!..\n

\n

Gençlikte değerini bilemezsin!.. Böyle gidecek sanırsın. Kendini aldatmak...\n

\n

***\n

\n

Yaşam, kişiyi aldata aldata yaşlandırır. Eskime diye bir şey vardır. Nasıl bir alet eskidi mi bir yana atılırsa!.. İnsanoğlu da eskidi mi ne olur; yakınları, sevenleri olmazsa, onun da yeri gereksiz bir eşya gibi kapıların dışındadır.\n

\n

Yürüyorum işte, diye zaman zaman övündüğüm olmuştur! Özellikle hekim dostun acı veren iğnelerinden sonra birkaç adım atarak umutlandığımda.\n

\n

Yürümek yalnız ayakla mı olur? En güzeli kafanın içindekilerin yürüyüşte etkin olmasıdır. Ayaklar yürümezse kafa ne yapsın?\n

\n

Yürü ey insan, elinde olanak varken yürü, hep yürü. Nereye kadar olursa olsun! Yürümek bir amaçtır, varılması gereken bir umuttur.\n

\n

***\n

\n

Yürüyelim arkadaşlar.Nereye doğru? Bir kurtuluşa, bir direnişe, bir coşkuya... Varırsın ya da daha da uzaklaşırsın. Bunu bilirsin, ama yine de yürürsün, düşmemek için önüne bakarak...\n

\n

İnsanoğlu her alanda yürümeli. Yalnız bacaklarınla, ayaklarınla değil, kafanla, düşüncelerinle, duyarlığınla...\n

\n

Bir kez daha yeniden sağlığına kavuşmuş ya da öyle görünen bir kişinin notları bunlar... Kimin işine yarar, bilmem!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları