Yanlış Bilinçlendirme

13 Ocak 2013 Pazar


Yıllardır yazdığım “Evet Hayır”lar çok zamandır yok. Elimde olmayan bir gecikme ya da unutmak değil. Yakama yapışan rahatsızlıklar...
Hangi birini saymalı? Muğla Özel Yücelen ve İzmir Başkent hastanelerinde tedavi süreci... Yaşamını daktilo başında geçirmiş biri için üzücü.
Beni seven, şöyle böyle elli yıldır okuyan on binlerce okuruma başka ne diyebilirim. Kiminiz duydunuz, kiminiz okudunuz benim son yazılarımda çektiklerimi. Diyeceksiniz ki yaşlandın dost, yazdın yazdın doymadın. Bu bir kendini beğenme mi, yoksa kendini aldatma mı?
Susmak, bir kenara çekilip olup bitenleri izlemek bana yakışmıyor. Gazeteciliğe başladığım günlerde, bir eski gazeteci dostun dediklerini arada bir anımsıyorum. Sen yaşamını gazetecilikle geçireceksin, yazar olması da var, ama o güç bir iş, bir gazete köşesinde dünyada, ülkede ne var ne yok yazacaksın. Türk toplumu ne yazık ki sağlam yolundan dışarı çıkmış durumda. Bir ülkede gerçek devrimciler, halkın gerçek kurtarıcıları, özgürlüğü yaşam kadar önemli bulanlar gelmiş gitmiş, yazılar, kitaplar hep halkı bilinçli olmaya çağırır. Bir insanın bilinci kolay kolay oluşmaz, çoğu kez kendini aldatır. Bilinç sahibi olmak önce bilgiye dayanır. Bilgi de tepeden düşmez kafaya, nice yıllar kitaplar, çalışmalar gerekir kendini bilinçli bir adam saymaya.
Yataklarda geçen birkaç ay sonra konuşan bir eski yazar, daha çok yazmak, daha çok ülkenin, halkın bitmeyen sorunlarını işlemek ister. Her yazı bir sorumluluktur. Yanlış bilinçleme diye de bir şey vardır, o da gerçeklerden kaçan, dinsel konuları benimseyip yaymaya çalışan kişilerin bilincidir. Buna ben yanlış bilinçlenme diyorum ki en büyük tehlikedir...
Bu yanlış tutumlar, aldatıcı nitelikleriyle de toplumların ileri gidememesine neden olurlar. Çare ne, okumak okumak...
Yanlış bilinçlenme üstüne daha çok yazmalı. Ama milyonlara gerçeği anlatmaya kalkmak da ayrı bir sorundur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları