Yalçın Küçük İçin...

16 Ocak 2009 Cuma

Mücadele etmeyen, aydın olmaz. Bu yüzden zaman zaman önce aydının kafası koparılır.

Prof. Dr. Yalçın Küçük, iki koca ciltlik Aydın Üzerine Tezlerin önsözünde böyle yazmış...

Gerçek bir araştırmacıdır. Beynin boşaltılmasıdır der bu denli geniş kapsamlı çalışmalara...

1830’dan 1980e bir süreyi kapsayan Aydın Üzerine Tezleri... Tanzimattan 12 Eylül olayına!..

Ben, Yalçın Küçükü Cumhuriyette çıkan ekonomi alanındaki yazılarıyla tanıdım. Daha önceki gençlik serüvenleriyle de... Üniversite gençliğinin federasyon örgütlenmesinde bir öncüydü. Yazıları, kitapları, atılgan tezleriyle benzersiz bir kişi...

***

Yıllarca çile çekti. Çektirildi! Kendisi mi istedi, kendisi mi yazıları, sözleri, konuşmalarıyla üstüne çekti saldırıları, birtakım düşmanlıkları, duyarlıkları? Gerçek şu ki, hapisler şunlar bunlar onu yıldırmadı. Gerçek bir aydın olmanın niteliklerini kendi benliğinde, varlığında yaşattı, toplum aydınlanmasının tek yolunun dürüst çalışmalarda olduğunu söylemekten şaşmadı...

Aydın Üzerine Tezler bir bilgi hazinesi. Yüz elli yıllık bir tarihi didik didik etmiş, insanları, liderleri, atılımları, yenilgileri ile yüzlerce sayfa içinde bize, size, hepimize sunmuş...

***

Aydın olmak nedir? Hep sorulan bir soru bu. Türlü yorumları var, en doğrusu galiba Küçükünkü: Türk aydını, başıyla yürür, ayağıyla düşünür.. Gerçekten düşünmez, işine geldiğince yazar, çizer konuşur. Yalnız günümüzde değil, tam yüz elli yıldır böyle!..

Toplumu değiştirmek ister aydın!.. Değişme, bir yıkma yeniden yapma olayıdır. Bu yüzden toplumun egemenlerince hoş karşılanmaz. Aydın sayılanlar türlü yoldan yozlaştırılmak, kazanılmak istenir, parayla, pulla, mevkiyle...

TVlerde görüyoruz, başında kalpak, boynunda kırmızı atkılı şimdi de ileri sürdüğü tezlerinin hesabını vermeye çağrılmış!.. Yaşlanmış, ama gençliğini yitirmemiş, yitirmek istememiş, yine yazmak, aramak, bulmak peşinde!.. Boşuna mı yazmış, önsö-zünde: Türk aydını yüz elli yıldır vatanı, toplumu ve halkı için başkaldırmaktadır. Ama Türk aydını hep kırılmıştır, çok düş kırıklığına uğramıştır. Türk aydınının en büyük düşmanı Düveli Muazzama olmuştur. Günümüzde de yine aynı muazzam emperyalist güçler, ABDler, ABler, çıkarlarına ters düşen aydınları karşılarında bulmuşlardır 1930dan bugüne...

Yalçın Küçük bu yeni Ergenekon suçlamasını da atlatacaktır. 1980den bugüne uzanan Türk aydınını anlatan yeni bir çalışma yapacaktır. Devrimleri, devrimcileri, kendilerini öyle sanarak toplumu aldatanları, aydınım diye geçinen, ama karanlığın buyruğundan kopmayanları bir bir gösterecektir...

Ben Aydın Üzerine Tezlerin iki cildini el altında tutuyorum, üçüncü cildin çıkmasını bekliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları