Uzlaşma Değil, Teslim Olma!

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Demokrasi elbette ki bir hoşgörü ve uzlaşma rejimidir. Ama koşulsuz uzlaşmaolmaz. Ana ilkelerden ödün vererek uzlaşırsanız, sonunda ilkelerinizi yitirirsiniz. Uğruna ödün verdiğiniz barışın geçici olduğunu çok geçmeden anlarsınız. Sadece ilkelerinizi yitirmekle kalmazsınız, giderek onurlubir barış umudunu da yitirirsiniz. Geriye teslimolmaktan başka çıkar yol kalmaz.”

Tam bu günlere yakışan bir yorumlama, daha açığı bir yargılama!..

Yazımın başındaki satırlar Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalının Seçimsiz Demokrasi adlı kitabından alıntıdır. On beş yıl önce uzlaşma arayışlarına karşı böyle yazmış.. Uzlaşalım, daha düne dek karşısında olduğumuz düşüncelerle kaynaşalım, bir noktada beraber olmaya bakalım da toplumda huzur, barış, güven yaratalım diyenlere yanıt gibi...

Anayasa Mahkemesi, AKP hükümetinin laiklik karşıtı, daha doğrusu düşmanı olduğuna karar vermedi mi? Demek bu ülkeyi daha yıllarca şeriat kafasına sahip insanlar yönetecek. Hem suçlanmışlar, hem de ülkenin yönetimi ellerinde!. Bundan büyük çelişki az görülür!.. Bir de kalkmış kimileri, Laiklik ile irtica uzlaşsın diyor!. Buna uzlaşma değil teslim olma denmez mi? Daha iktidara gelmeden yazdıklarına, söylediklerine davranışlarına bakın! Hangi birini saymalı, hepsi belleklerde, kitaplarda!..

***

Uzlaşma, güzel bir sözcüktür. Ama aldatıcıdır, kandırıcıdır... Yıllar yılı kendi benliğini beslemiş, yetiştirmiş, olgunlaştırmış kişinin ikinci bir görüşle, görüştekilerle anlaşmaya kalkması bir masaldır.

AKP liderleri Anayasa Mahkemesinin verdiği odak olmakararını benimseyemezlerdi elbet, aynı yolda yürüme, odak olmanın ardından daha başka şeylerin getirilmesi, yaşatılması inancındaydılar. Bu kişiler iktidarı ele geçirince inandıklarını, özlediklerini hızla gerçekleştirmek isteyeceklerdi.

***

Bir de iyi niyetli kişiler, daha doğrusu iktidar yanlısı, beslemesi çevreler AKP ile Atatürkçü kesimin, Cumhuriyet devrimlerine bağlı milyonların uzlaşmasını bilmem nasıl bekliyorlar, böyle bir durumun demokrasinin kaçınılmaz koşulu olduğunu nasıl savunmaya kalkışıyorlar?

Gericilikle ilericilik, aydınlıkla karanlık, bilgi ile cehalet, iyi niyetle kötü niyet, doğru ile yanlış hiçbir zaman uzlaşamaz, anlaşamaz...

Uzlaşma, olsa olsa teslim bayrağını çekmek olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları