On Binler Yürürken!..

16 Nisan 2013 Salı

Bu bir uyanış mı?

\n

Sessizliklere artık son veriliyor mu?
Yüzlerce binlerce kişi eşduyarlıklarla başkaldırıyor...
Kime, iktidardakilere mi? Evet onlara...
Hak aramak, hakkını aramak, toplumun hak ettiği hakları kazandırmak, mutsuz bir ülkeyi giderek mutluluklara doğru yürüyen bir güç yapmak...
Son günlerde karşılaştığımız, toplumsal direniş olayları umutlu bir başlangıç mı?
Ezik, korkak, ürkek aydın gücü kendini gösteriyor mu?
Ben de, biz de varız mı demek istiyor?
Niye o kalabalıkların, ellerinde bayrak ve bazı sloganlarla sokaklarda, meydanlarda boy göstermesi...
Karşı koymak isteniyor bu güce. Ne de olsa polis, jandarma gibi devlet güçleri ellerinde. Hele zehirli gazlarla yakıp yıkmak olanakları... Boğucu gazla dolu arabalar halkın önüne bir çıktı mı kaçan kurtuluyor, pek çoğu da önce sırılsıklam, daha sonra göz yaşartıcı bu gazlı tüfeklerin kurbanı oluyor. Direnmek gerek diyoruz, bu devrimci Cumhuriyet ülküsü daha güçleniyor. Önlemek olanaksız. Halkın doğruları arayan baskısına karşı durmak, yenilmemek iradesiyle coşkun yığınları durdurmak zor...
Öte yandan hükümet bütün bunlara aldırmaz görünüyor.
Kendi bildiğini okuyor; toplantısını yaparak, kararlar alıyor; sen de ben de onların istedikleri yolda ister istemez yürüyoruz. Çok direnmeye kalktın mı zehirli gazlar, coplar, dayaklar, tutuklamalarla karşılaşıyorsun. Yüzlerce yurttaş “içerde” yatıyor. Hem de beş altı yıldır. Kimi mahkeme kararıyla, kimi de güçlülerin davranışıyla. Hukuk diye bir şey mi dediniz? Hangi hukuk, hangi yasa var onları durduracak. Var olanları da yorumlamayla değiştiriyorlar. Ona ayrı, buna ayrı uygulamalar sürüp gidiyor. Üst makamlar görüyor, susuyor, belki de gizlice destekliyor. Biraz daha başkaldırsınlar da başlarına ne geleceğinin görsünler diye, sinsice bir bekleyiş ortamındayız.
On binler yürüyor. Bir dev ayağa kalkmış sanki. Başı sonu bir insan kuyruğu ne arıyor; özgürlük,
Atatürk devrimlerini mi? Karşı çıkanlarsa yeni değil cumhuriyetin öteden beri düşmanı olan bir kesim...
Duvarlar yıkılıyor demek en doğru söz. Gerçekten bariyerler bir bir yerlerde. Kimi üstünden atlıyor, kimi ayaklarıyla eziyor, parçalıyor. Yok edilmek istenen zulümdür, acımasızlıktır. Yalnız kendi gücüne dayanarak insanlık onurunun, gerçek özgürlüğün yaşatılacağı bilincidir. On binlerce insanımız dağ, tepe, yol, meydan gösterilerinde gerçek kurtuluşun, kendi elinde olduğunu bir kez daha anlayana duyuruyor.
Halktaki uyanış, bir ulusun zulme karşı savaşının müjdesini veriyor...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları