Masamdaki Kitaplar

31 Ocak 2013 Perşembe

Masamda kitaplar yine birikti. Hepsi birbirinden önemli, hepsi birbirinden ilginç. İçlerinden bir ayrım yapmak zor. Benim için her kitap ayrı bir define gibidir. Alıp hepsini karşıma dizmek, kitaplıkları doldurmak apayrı bir güzellik.
Güldal Mumcu’nun, “İçimden Geçen Zaman”, “Bütün Dünyada Haberal”, “Belgelerle Silivri Gerçeği”, yine Prof. Dr. Haberal’ın -dört yıldır tutukludur- “Belgeler ve Gerçekler”, Nurer Uğurlu’nun “Türk Kavimleri”... Bütün bu çağdaş sorunlarımızı sergileyen, aynı zamanda yargılayan bu yazarlar, içinde yaşadığımız koşulları gerçekçi bir gözle eleştirmişler. Türkiye’nin yıllardan beri içinde çırpındığı dertler bir bir halkımızın gözlerinin önünde.
Ya edebiyat? O yok mu?
Muzaffer İzgü gibi usta bir mizahçı durmadan yeni yapıtlar sunuyor sizlere, bizlere. “Ayıya Bak” adlı yeni kitabında bir kez daha ince bir mizahla okurunu kendi yaşantısının dışına çıkarıyor.
Muzaffer İzgü’nün sayısız kitapları var. Bunları
okursanız İzgü’nün büyük mizahçı gücünü görebileceğiz gibi toplumsal eleştiriciliğine de hayran kalabilirsiniz.
Bu arada
Necati Tosuner’in “Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı” adlı yapıtı... Gerçekten susmak, zorlanarak benimsemek zorunda olduğumuz bir koşul. Susmazsan, konuşursan nereye gider bu yolun ucu? Bu yüzden boşuna kâğıtları kirleteceksin; sus, kimi zaman susmak da bir bağırıştır. Sonunda patlayışa varan bir susmak...
Son yıllarda politika konularında başı çeken yazarlardan biri
Levent Kırca. Kitabını da ayrıca belirtmeliyim “Önüm Arkam Sağım Solum Dönek”... Kırca’nın bir sanatçı duyarlığıyla yaşantımızın çelişkileriyle eğlenen yazıları. Eğlenmek için mi yazmış, yoksa gerçeklere değinmek, sergilemek için mi? “Bir zamanlar sözün senet olduğu ülkemizde bugün sözler yerlerde sürünüyor. Kimsenin sözüne güvenilemiyor. Dahası ortalık döneklerle dolu” diyor.
Prof. Dr. Coşkun Özdemir’in “Urfa’dan Harvard’a” adlı anıları kişisel bir anlatım değil, bir gelişmenin, bir güzel yaşantının öyküsü. Genç bir hekimin ustalık yolundaki çalışmalarıdır anlatılan. Coşkun Özdemir’in bir özelliği de edebiyata yazılarında yer vermesidir. Güldal Mumcu’nun anıları ise büsbütün değişik; sevgili Uğur Mumcu’yu yaşamının güzel anılarına kadar bize anlatan, aynı zamanda onurlu bir savaşımın kitabı. Uğur Mumcu’yu en iyi tanıyan ve tanıtacak olan da elbet sevgili eşidir. Evet, her kitap önemlidir. Coşkun Özdemir’in anıları ile Güldal Mumcu’nunkiler, hepsi bizleri yakın geçmişin gerçeklerine götürüyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları