Ha Bugün, Ha 50 Yıl Önce!

14 Haziran 2011 Salı
\n

\n\n\n

Bugün sizlere elli yıl önceki bir yazımı sunmak istiyorum. Radyo Konusu adlı bu yazım, 27 Ocak 1960 günü Vatan gazetesinde çıkmıştı. O günlerde TVler yoktu, tek başına PTTnin radyosu vardı. O da, iktidardaki Demokrat Partinin elindeydi. Başlıca görevi Menderes yönetiminin övgüsünü yapmaktı, tıpkı bugün birçok AKP yandaşı TVnin yaptığı gibi!.. Bu benzerlik önce şaşırtıcı gelebilir, ama biraz düşündünüz mü ha dün, ha bugün diyeceksiniz!..

\n

***

\n

Radyo sahibi her yurttaş yılda on lira ücret ödemektedir. Bir milyondan fazla radyo bulunduğuna göre PTT on milyondan fazla bir gelir elde etmektedir. Şimdi karar vermişler, yıllık ücret mart başından itibaren yirmi lira olacak. Hesabı iyi yapmışlar. On lira veren nasıl olsa yirmiyi de verir. Oldu olacak bari PTT bir misli daha fazla kazansın!

\n

Hesap iyi, ama bir de ters yönü var. O da sabahtan akşama kadar DP propagandasını yapmakla görevli istasyonların yayınını dinlemek için iki misli ücret ödemeyi yurttaş nasıl karşılar? Radyo dinlemeyenler bir ara dernek de kurmuşlardı! Sonra ne oldu bilmem, bu dernek kapatıldı, mahkemeye verildi, bir şeyler olup ortadan kalktı. İmkân bırakılsaydı devletin radyosunu dinlemeyenlerin epeyce kabarık bir sayıya yükselmiş olduğunu görecektik. Yılda on lira ücret karşılığında yurttaşlara bu bol partizan konuşmaları, saatler süren seçim nutuklarını, türlü hesaplarla partiler arası transferlerde kendilerine çıkar arayan açıkgözlerin mektup ve telgraflarını dinletiyorlar... Sudan ucuz! Yılda on liraya bu kadar eğlence!. Bir sinemaya gitmenin dört lira olduğu günlerde yılda on liraya bunca eğlendirici yayın, doğrusu bedavadır!

\n

Her gün baklava yense kişi bıkar. Radyonun tek yanlı kişiliği, partizanlığın geveze bir alet haline getirilmesi yurttaşı ilkin sinirlendirmişti, sonra işin eğlendirici yönleri ortaya çıktı, ama çok geçmeden bu eğlenceden de sıkıntı duyulmaya başlandı. Bir bakanın konuşmasını iki üç gün üst üste dinletmek, açıkgöz transfercilerin adlarını her gün dakikalarca tekrarlamak artık ne kızgınlık veriyor, ne de eğlendiriyor! İktidar liderleri radyoyu kendilerine ait bir araç sayıyorlar. Onlara göre radyo devletindir, devletin temsilcileri de kendileridir! Öyleyse radyo yayınlarını istedikleri gibi kullanabilirler.

\n

Ama yurttaş yılda on lira vergi veriyormuş radyo dinlemek için... Yurttaş, partizan nutukları yerine yararlı konuşmalar, güzel müzik parçaları, işe yarar bir program istiyormuş! Kime ne? Kimin umurunda? Parasını ulus veriyor, ama radyo programlarında yurttaşın istediği olmuyor. Yani parayı veren düdüğü çalmıyor. Düdüğü başkaları çalıyor. Hep de kendi istedikleri havayı!.. üstelik de hep aynı, hiç değiştirmedikleri tek sesli, tek yönlü bir havayı!

\n

Bir de ücretleri iki misline çıkaracaklarmış! Radyoyu zaten sıkıntı, bıkkınlık, sinir bozma aleti olarak gören yurttaş, bir de bu yüzde yüz zamla karşılaşınca ne yapar, bilmem. Marttan sonra PTT merkezleri radyosunu teslim eden vatandaşlarla dolup taşmazsa, gene iyi! Ama bizler yirmi lirayı hep ödeyeceğiz. Bir gün nasıl olsa aynı radyo istasyonları partizanlığın bu yurtta sona erdiğini müjdeleyecektir... O gün, radyomuz olmalı ki bu müjdeyi duyabilelim. Yirmi liraları verip devlet radyolarının, Vatan Cephesi anlayışından kurtulacağı günleri bekleyeceğiz. Gittikçe yakınlaşan o günleri...

\n

Evet, o günleri, hep bekledi bu halk!.. Daha da bekliyor! Bir gün, bir gün, bir gün diye diye...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları